Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 12 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
İslam düşüncesini belli bir döneme belli bir alana ya da fikrî kurumsallaşmalara indirgemek veya onları tarihte kalmış kişisel ve toplumsal faaliyetler olarak görmek doğru değildir. İslam geçmişte olduğu gibi bugün de Müslüman düşünce sisteminde ve hayat tarzlarında etkili olmaya devam etmektedir. Bu alanda üretilenleri tarihte yaşanmış ve olup bitmiş ya da ömrünü tamamlamış fikirler veya fikrî sistemler olarak değil bugün de canlılığını sürdüren insanların düşünce biçimlerini belirleyen gizli değerler sist
Tükendi
Türk toplulukları, tarihî süreçte çeşitli dinlerle temasa geçtiler, fakat herhangi bir dine topluca girmediler. İslâm gelmeden önce göktanrı inancı etrafında şekillenen Türk dinî inançlarına bağlı kaldılar. İslâm'la oldukça erken dönemlerde temasa geçen Türk boylarının İslâmlaşması, uzun yüzyıllarda gerçekleşti. Talas Savaşı ve sonrasındaki gelişmeler böyle bir sürecin başlangıç döneminde yaşanmış hadiselerdir. Türkler ilk defa İslâm'la fetihler yoluyla tanıştılar. Çeşitli müslüman mezhepleri ve sûfî okulla
Mezhepler Tarihi, Hz. Peygamber´in ölümünden sonra meydana gelen toplumsal değişimin sonucunda dini ve siyasi gayelerle vücut bulmuş İslam düşünce ekollerini incelemek üzere doğan bir bilimdir. İslam bilim tarihinde konuları, sorunları ve kendine özgü yöntemleriyle bağımsız bir disiplin olarak yerini aldı. Bu bilimin temelleri, kendi görüşlerini açıklamak, yaymak ve muhaliflerinin eleştirilerine cevap vermek için makaleler veya kitapçıklar yazan fıkra mensuplarınca atıldı. Daha sonra bütün siyasi ve itikadi
Türkler'in İslam'la şereflenmeleri sadece Türk tari­hinin değil, İslam tarihi ve dünya tarihinin de en büyük hâdiselerinden biridir. İslam, neredeyse, Türk topluluklarının millî dini haline gelmiştir. Öyle zamanlar olmuş ki Türk denilince İslam, İslam denilince Türk akla gelmiştir. Türklerin ahlakî ve kültürel değerleri, İslam'ın değerleri ile aynı ufukta buluşturulmuş ve İslam medeniyetinin değerlerine güç katmıştır. Türklerin İslam anlayışı, kendine özgüdür: İslam'ı kendi kültür ve gelenekle­ri ile uyumlu
Türkiye, son yüzyılda siyasî, toplumsal, dinî, kültürel ve kurumsal açıdan geniş ölçekli yatay ve dikey değişimler yaşamaktadır. Bu değişim sürecinde en çok tartışılan sorunlar din, dinî değerler ve dinî kurumlardır. Din ve dinî kurumlar, Cumhuriyet döneminde, siyasi kutuplaşmaların, siyasî ve hukukî değişim ve dönüşümlerin hep odağında olmuştur. Ulus devletin kurucu kadrosu, Diyanet'e İslam'ın inanç ve ibadetleri konusunda halkı aydınlatmak ve din hizmeti vermek, ibadethaneleri kontrol etmek; İlahiyat'a is
Selefilik, günümüzde İslam dünyasında siyasî ideolojiye dönüşmüş ve öncekinden farklı bir hüviyet kazanmıştır. Selefi ideoloji, aslında geçmişte geleceği kurma projesidir. Toplumu tarihin belli bir dönemine götürüp oraya hapsetmeyi hedeflemektedir. Ama toplumsal değişimin karşısında ne kadar direnebileceğini tarih gösterecektir. Bu kitap, Selefiliğin gündemde olduğu bir dönemde, sağlam verilere dayalı tartışmaların yapılmasına zemin hazırlayacak fikrî altyapıyı sunmak amacıyla hazırlanmıştır.
Mâturîdî, İslam düşüncesinde ortaya çıkan farklı din anlayışları içerisinde akılcı-hadarî din anlayışının en önemli şahsiyetlerinden birisidir. Bu anlayışın temelleri, her ne kadar Ebû Hanîfe tarafından ortaya atılarak geliştirilmeye çalışılmışsa da, epistemolojik, teolojik ve felsefi olarak temellendirilmesi Mâturîdî tarafından yapılmıştır. Mâturîdî, bu bakış açısından hareketle kendi döneminde ortaya çıkan dinî problemlere çözüm bulmaya çalışmış, pek çok öğrenci yetiştirmiş ve çeşitli bilim dallarında ilk
Tükendi
Mâturîdî, İslam düşüncesinde ortaya çıkan farklı din anlayışları içerisinde akılcı-hadarî din anlayışının en önemli şahsiyetlerinden birisidir. Bu anlayışın temelleri, her ne kadar Ebû Hanîfe tarafından ortaya atılarak geliştirilmeye çalışılmışsa da, epistemolojik, teolojik ve felsefi olarak temellendirilmesi Mâturîdî tarafından yapılmıştır. Mâturîdî, bu bakış açısından hareketle kendi döneminde ortaya çıkan dinî problemlere çözüm bulmaya çalışmış, pek çok öğrenci yetiştirmiş ve çeşitli bilim dallarında ilk
Alevilik-Bektaşilik, Türkiye'de son yirmi yılın en fazla tartışılan konularının başında gelmektedir. Tarihsel, kültürel, dini, siyasi ve toplumsal pek çok yönü bulunan bu olguyla ilgili, yüzlerce eser ve makale yazılmış, onlarca televizyon programı yapılmıştır. Ancak yazılan eserler ve makaleler içerisinde, konuyu tarafsız ve bilimsel yöntemlerle ele alanların sayısı, maalesef arzulanan düzeyin çok altında olmuştur. Ehil olmayan insanların sebep olduğu bilgi kirlenmesi, Alevilik-Bektaşiliği sorunlar yumağın
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 12 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1