Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 7 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Fazla becerim olmasa da modern hayat, beni de bir şekilde bu sosyal medyaya çekiverdi. Aşırı heveslisi olmasam da fazla uzakta da kalamadım. Özellikle de Sudan'daki görevim sırasında internet hayatımızı paylaşan bir araç haline dönüştü. Yorgun iş trafiği günün sonunda yorgun düşürüyordu. Hava çok sıcak olunca dışarıya çıkma imkanı kalmıyordu. Evde yapacak başka iş bulamayınca da Facebook ve diğer iletişim kanalları aracılığıyla gurbette yaşadıklarımı izlenimlerimi arkadaşlarımla paylaşmaya gündemdeki konula
Eskiden Afrika denilince aklıma sadece siyah tenlilerin yaşadığı bir coğrafya, biraz fakirlik, kıtanın maruz kaldığı sömürü ve bunun en vahim neticelerinden biri olan kölelik sistemi gibi hususlar gelirdi. Ancak burada kullandığım “fakirlik”, “sömürü” ve “ kölelik “ kavramlarının zihnimdeki çağrışımı oldukça basitti ve yaşadığımız coğrafyada yaptığı çağrışımın sınırlarını aşmıyordu. Sözgelimi fakirlik denilince aklıma, ülkemizde olduğu gibi, gelir düzeyi düşük olmak, mal mülk sahibi olmamak, hatta fakirliği
İç ve dış buhranlarla boğuşmak zorunda kalan Sultan Abdulhamid, geliştirdiği siyasi deha ürünü politikalarıyla içeride istikrarı sağlamaya ve uluslararası siyasette bir denge oluşturmaya çaba sarfetmiştir. Onun geliştirdiği dâhiyane dış politikası hemen her kesim tarafından takdirle karşılanmıştır. Bir Batılı bilim adamı, ‘O, bastonunu Karadeniz'e sokar, Akdeniz'i karıştırırdı' diyerek onun bu siyasi dehasına işaret etmiştir. Son derece önemli hadiselerin yaşandığı Sultan II. Abdulhamit döneminin henüz hak
İbn Teymiyye, sevenleri ve karşıtları arasında hep tartışma ve husumet konusu olagelmiştir. Yandaşları onu bid'atlerle mücadele eden, sünneti yeniden ihya eden bir müceddid olarak; karşıtları ise, sapık, yoldan çıkmış, ehli sünnetin dışına taşmış biri olarak görmektedir. İbn Teymiyye gerek savunucularının gerekse karşıtlarının isnat ettiği tüm bu övgü ve suçlamaların tahkik edilmesinin ülkemiz ilim dünyasındaki bir boşluğu dolduracağı kanaatindeyiz.
İbn Teymiyye, sevenleri ve karşıtları arasında hep tartışma ve husumet konusu olagelmiştir. Yandaşları onu bid'atlerle mücadele eden, sünneti yeniden ihya eden bir müceddid olarak; karşıtları ise, sapık, yoldan çıkmış, ehli sünnetin dışına taşmış biri olarak görmektedir. İbn Teymiyye gerek savunucularının gerekse karşıtlarının isnat ettiği tüm bu övgü ve suçlamaların tahkik edilmesinin ülkemiz ilim dünyasındaki bir boşluğu dolduracağı kanaatindeyiz.
İslam alemi, son yıllarda tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşamaktadır. Filistin yarım asırdan fazladır işgal ve zulüm altında inlemektedir. Afganistan, Sovyetler Birliği'nin işgalinden sonra bir daha istikrar bulamadı ve bu coğrafyada kan sürekli akmaya devam etti. Irak, Suriye, Yemen, Somali, Libya ve Nijerya etnik ve mezhebi ayrılıklar üzerinden yürütülen kardeş kavgalarına sahne olmaktadır. Arakan'da, Doğu Türkistan'da, Çeçenistan'da ve daha birçok bölgede Müslümanlara yönelik zulüm ve baskılar da
Zemahşerî, Arap olmadığı, yani Arapçayı sonradan öğrendiği halde Arapça olarak kaleme aldığı tefsiri, ilim dünyasında geniş bir şöhrete ulaşmış, hatta semantik ve belağî tefsirlerin en önemlisi olarak kabul görmüştür. Yine bunun kadar ilgi çekici diğer bir husus ise, Zemahşerînin Mutezilî bir âlim olmasına karşın Ehlisünnet âlimleri üzerinde oluşturduğu etkidir. İtizalî düşünceye mensup olduğunu bilmelerine rağmen Sünnî âlimler, onun Kuranın tefsiri konusundaki izahlarından müstağni kalamamışlardır. İsmail
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 7 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1