Ülkemizde bir yeri imar etmek demek, önce oradaki doğal yapıyı yok etmek anlamına gelmektedir. Bu yüzden insanın girdiği ve elinin değdiği yer, maalesef kaybedilmiş yaşam alanı anlamına gelmektedir. Oysa Dünyada yaratılmış olan her şey, yaşamın gerekli bir parçası ve bütünleyicisi bir unsurudur. Bu yüzden dünya da: üstünde var olan her şeye ve herkese aittir. Yıllardır ormanlarımız yanıyor, fakat hükümetlerimiz, yangın söndürmede teknolojiden uzak, susuz musluk gibi ?tısss' sesinden başka bir ses verm

Amsterdam şiir gibi, şarkı gibi, duygusal bir şehir. Orada herkes: bu şarkıyı, bu şiiri, içinde hissedebilir; Ve insanlar Amsterdam'a, mısra mısra dizilir. Kimi insan şiirin başlığı, kimisi ölçüsü, kimi hecesidir...

Öyle bir kültür ki/ Ahlakın, namusun/ Tümünü cinselliğe;/ Cinselliğin sorumluluğunu da kadına yüklüyor./ Sonra da herkes bu kültürle övünüyor/ "kültürümüzü koruyalım " diyor./ Kültür acılar kültürü/ Kültür arabesk/ Oysa görmüyor/ Ve düşünmüyor ki;/ Gülen ve sevgi tohumları eken /Hep gülecek/ Mutluluk hasat edecek. İleri kültürlerde/ Kabul edilse de kurnazlık/ Aptallıkla eş değerde/ İnsan kurnazlığı ölçüsünde akıllıdır/ Doğu orijinli kültürlerde. Yüzyılların kısır döngüsüdür/ Şark kurnazlığı/ Yüzyıllardır

1840lı yıllarda Bedirhan Ayaklanmasıyla dünya gündemine gelen Kürt Sorunu, Kırım Savaşından Berlin Antlaşmasına siyasi literatürde yerini almış ve 1880 Şeyh Ubeydullah ayaklanmasıyla, milli özellikler kazanmaya başlamıştır. Kürtlerin elbette ki, ne karda yürürken çıkarılan kart kurt sesleriyle ve ne de dağ Türkleriyle hiçbir ilgisi yoktur. Kürtler hem bu bölgenin yerli halkı ve hem de buraya gelen herkesle karışıp kaynaşmış bir kavim olarak, Anadolunun en özgün temsilcisi sayılabilir. Kürt kimliğinin in