Komik ve Heyecanlı Maceralarıyla Hiper Cemil İşte Karşınızda! Arkadaşlar, “Dertsiz baş olmaz.” diye bir deyim var, biliyorsunuz değil mi? Hah, işte o deyimi söyleyen kişi, kesin benim hâlime bakıp da söylemiştir. Çünkü bu aralar başım dertten kurtulmuyor. Sınıfımıza esrarengiz bir öğrencinin gelmesiyle okuldaki tüm dengeler bir anda değişti. Bilin bakalım bu esrarengiz öğrenci, okulda en çok kiminle uğraşmayı sevdi? Tabii ki benimle! Bu esrarengiz öğrenci yüzünden bir bilseniz başıma neler geldi nele

Merhaba arkadaşlar; Okul müdürümüz Cingöz Şinasi'ye bu aralar ne oldu bilmiyorum ama bir hâller olduğu kesin. Beni gördüğü her yerde "Hiper Cemiiill!" diye bağıran Şinasi Bey gitti, yerine pamuk şekeri gibi bir adam geldi. Onu kızdıracak yaramazlıklarıma rağmen bana hiç kızmaması sizce de çok tuhaf değil mi? Peki, kedim Titrek'in yavrularının olmasına neden çok sevinmiş olabilir? Geçen sene okul şenliklerinde birinci olan sınıfımız acaba bu sene ne yaptı? Oyunbozan Ercan ile Uyurgezer Ali tüm sınıfa nasıl

Komik ve heyecanlı maceralarıyla Hiper cemil işte karşınızda! Merhaba arkadaşlar; komik, eğlenceli, deli dolu, hiper maceralarımla karşınızdayım. Arkadaşlar, Konya'ya bir geziye gittim; bir gittim pir gittim. İşler çığırından çıktı ama ben işin içinden çıkamadım. Neler mi oldu? Ne olmadı ki! Cingöz Şinasi şarkıcı oldu, Külyutmaz Cabbar kelebekler gibi uçtu, çölleşmenin önüne geçmek için çölde koştuk, tramvay süren amca bizi tramvaydan aşağıya attı, Nasrettin Hoca bana kızdı. Durun, durun daha bitmedi, bütü

Merhaba arkadaşlar; Meşhur Kaşıkçı Elması'nı bilmeyeniniz yoktur. İşte o elması iki hırsızın çalıp yurt dışına satacaklarını bilseniz ne yapardınız? Siz de benim gibi onlara engel olmaya çalışırdınız değil mi? Ama okul müdürümüz Cingöz Şinasi ile beden eğitimi öğretmenimiz Külyutmaz Cabbar bana göz açtırmıyor. Bu arada Oyunbozan Ercan ve Uyurgezer Ali'yi de unutmayın. Onlar da sürekli peşimdeler. Cingöz Şinasi ile Külyutmaz Cabbar'dan nasıl kurtulabilirim? Hırsızları durdurmak için hazırladığım tuzak bakalı

Merhaba arkadaşlar! Benim adım Cemil. Hareketli olduğum için okuldaki arkadaşlarım hatta müdürümüz Cingöz Şinasi bile bana Hiper Cemil diye sesleniyor. Evde, mahallede, okulda ne olsa herkes benden biliyor. Eeee, adımız çıkmış dokuza inmez sekize! Şaka bir yana bu aralar başım gerçekten dertte. Okulumuzun sembolü olan Altın Anahtar yere düşüp "Şangıırrrttttt!" diye kırılınca herkes beni suçladı. Dönem sonuna kadar Altın Anahtar'ı kimin kırdığını bulamazsam Cingöz Şinasi beni okuldan gönderecek. Acaba Alt

Annemi Babamı Yetiştiriyorum" isimli kitabımızda; çocuklarımızın anne ve babalarından kendilerini nasıl yetiştirmelerini istediklerini, kendilerini yetiştirirken nelere dikkat etmeleri gerektiğini, anne ve babalarının yaptıkları hataları, doğru bildikleri yanlışları dile getirmeye çalıştım. Bunun yanında çocuklara sevgi, saygı, samimiyet gösterme, çocuğu kabul etme, iletişim gibi yollarla nasıl daha iyi yetiştirebileceğimizi; çocuklarımızın geçirebileceği hastalıkları, problemli davranışları karşısında nele

Aynı sınıfta, aynı ders kitapları ile aynı öğretmenin anlattığı konularda neden benim çocuğum başarılı olamazken aynı sınıfta okuyan hatta aynı sırayı paylaşan arkadaşı, okul birincisi olarak takdir, üstün başarı belgesi almakta ve TEOG, YGS, LYS'de en iyi okulu kazanabilmektedir? Bu düşünce birçok öğrenci ve anne babayı üzmekte onları strese sokmaktadır. Bazı anne babalar kendi çocuklarında bir problem olduğunu düşünmekte ve çocuklarını psikologa götürmekte bazıları daha ileri giderek çocuklarını psikiya

Sevgili okurlar, son zamanlarda bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de yapılan evliliklerde maalesef büyük oranda boşanmayla son buluyor. Elinizdeki kitapta, birçok ayrılan insan ile bire bir yapılan görüşmelerde, sevgili ve nişanlılık dönemlerinde birbirlerini deli gibi sevdiklerini, evlendikten sonra ne olduğunu bilmediklerini, hiç olmadık şeyler için kavga etmeye başladıklarını belirtiyorlar. İşin en üzücü yanı ise hala birbirlerini severek ayrılan insanlar da mevcut ama tekrar denediklerinde yine kavga

Hiçbir yuva mutsuz olmak için kurulmaz. Hiçbir insan karşısındaki insanı mutsuz etmek için yuva kurmaz. Ama kurulan her yuvada da insan mutluluğu bulamaz. Aile terapisti Dr. William Heibert "İyi gitmeyen evlilikleri kabız olmaya benzetmiştir." Ve iyi gitmeyen evliliklerde olayları yaşayan veya yaşatan kişinin cinsiyeti hiç önemli değildir. Sorunlu olan, sorunu çıkaran bay veya bayan olsun, sonuçta bir yuvada mutsuzluk hâkim ise, o yuva dağılma durumuna gelmişse bu durumda her iki tarafta sıkıntı olacaktır.

"Benim annem gazete, dergi, kitap okumaz, bizlerle ilgilenmez. Sadece giyimi, kuşamı ve süsü ile ilgilenir. Ama dışarıdan bakınca bizlerle çok ilgili biri gibi görünmeye çalışır" diyen bir çocuğa karşılık "Benim annem çok iyi bir anne, benim ve kardeşimin okulu ile ilgileniyor, bize derslerimiz konusunda yardımcı oluyor" diyen bir çocuk. "Öğretmenim benim annem hiç gülmez. Hep asık suratlıdır. Başka çocukların anneleri hep gülüyor ama nedense benim annem hiç gülmüyor. Allah'ım ne olur benim annem de diğer

"Benim babamın çok eksik yönleri var, ben babamı hiç sevmiyorum ve onu örnek almıyorum, bir dediği bir dediğini tutmuyor o sebeple benim babamın bir yüzü ipek, bir yüzü köpek gibidir", "Babamla hiç anlaşamıyoruz. Bu yüzden benim için hayat çok zor. Onu istemiyorum. Gülüyorum hemen bana kızıyor. Aslında iyi yönden baksam yüz kırk iki kilo. Kalp krizi geçirme riski çok yüksek. Ne kadar seviniyorum..."diye babasından nefret eden çocuklar var. "Benim babam çok iyi bir insan, ben babamı çok seviyorum her dediğim

21. yy. da insanoğlu hedeflerine ulaşma, başarılı ve zirvede olmak istemesine rağmen bir türlü bu hedeflerine ulaşamıyor ya da hedeflerine ulaşma konusunda sıkıntı yaşıyor. Başarıya ulaşan, zirvede yer alan birçok insanda bu başarının keyfini sürememekten şikâyetçi. Çünkü insanlar hedeflerine ulaşma konusunda neyi, nerede ve nasıl yapacağını bilmiyor. Elinizdeki bu eser sizleri adım, adım hedeflerinize ve zirveye ulaştırıyor. Bu alanda yazılmış eserlerden farklı olarak, sadece hedefe ve zirveye ulaşmak içi

Mızmızlık yapan çocuk çoğunlukla toplum içinde ayıplanır. "Annesini üzüyor, huysuzluk yapıyor." diye düşünülen çocuğun derdinin ne olduğunu öğrenmek için kimse bir merak duymaz. Bu eser, "Anne Yaa!" diye başlanılan serzenişlerin arkasında yatan sebeplere ışık tutmayı ve çocukların dilini anlamayı hedefliyor. Öğrenci ve velilerle yapılan birebir görüşmeler ile bilimsel verilerin harmanlanmasıyla ortaya çıkan "Anne Yaa!", çocuğunuzla olan diyalog ve iletişiminizdeki kusurları görmenizi sağlayacak. Çocuğunuzun