Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 24 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
“Biz ne kadar az olursak olalım, onlar ne kadar çok olurlarsa olsunlar, bütün Müslümanların minberlerde bizim için dua ettikleri şu saatte kendimi düşman üzerine atmak istiyorum. Ya muzaffer olur gayeme ulaşırım, ya da şehit olarak cennete giderim. Sizlerden beni takip etmeyi tercih edenler peşimden gelsin. Ayrılmayı tercih edenler de gitsinler. Burada emreden sultan ve emredilen asker yoktur. Zira bugün ben de ancak sizlerden biriyim; sizlerle birlikte savaşan bir gaziyim…” Sultan Alparslan
Alperen, bu kez tarihte bir yolculuğa çıkıyor. Yanında tabii ki Anka Kuşu da var. Bu macerasında Alperen, Büyük Selçuklu Ülkesi'ni ziyaret ediyor. Anka Kuşu ile zamanda yolculuk ederek, Selçuk Bey, Çağrı Bey ve Tuğrul Bey dönemlerinde bulunuyor, Malazgirt Zaferi'nde Sultan Alparslan'ın cesaretine hayran kalıyor. Büyük vezir Nizamülmülk ile arkadaş oluyor. Melikşah döneminde ülkenin en parlak dönemine; savaşlara, barışlara, isyanlara, suikastlara bizzat şahit oluyor. Hükümdar ve vezirlere eşlik ederken, bir
Hoca Ahmed Yesevî; Türk milletinin İslam dini ile müşerref olup kendini bulmasına; İslam'ın, gönül enginliği, ilim, hikmet, hizmet, fazilet, güzel ahlâk, vatan-millet sevgisi, toplumsal dayanışma ve kaynaşma, barış, sevgi ve kardeşlik, Allah ve Peygamber aşkı çizgisinde içselleştirilip, kadim Türk töre ve geleneklerinin, İslam'ın çizdiği yol üzere harmanlanıp, İran'dan Turan'a, Turan'dan Anadolu'ya, Anadolu'dan Balkanlar'a ve dünyanın bilcümle muhtelif coğrafyalarına taşınmasına önderlik eden yüce bir şahsi
"Yazma Sanatı ve Yazma Teknikleri" adlı kitabında Selçuk Alkan, uzun yıllar boyunca edindiği yazarlık tecrübelerini, genç yazar adaylarına anlatıyor. Yazmanın bir sanat mı yoksa bir zanaat mı olduğunu ve yazmanın bir yetenek mi yoksa çalışmakla elde edilen bir maharet mi olduğunu eserinde irdeleyen Selçuk Alkan, yazma sanatını ve tekniklerini anlatırken, öncelikle "iyi bir okuyucu olmak" ön şartını ortaya koyarak,"okuma olmadan yazma olmaz" diye de genç yazar adaylarını uyarıyor. Yazmanın ve eser üretmenin
Hikmetli öyküler, metaforlar vasıtasıyla insanların bilinçaltına hitap ederler. Bir olayı ya da durumu sıkıcı tekniklerle anlatıp zihni karıştırmak yerine, her yaştan, her kesimden insanın anlayabileceği bir şekilde basite indirgeyerek hikâyeleştirirler. Kıssadan hisse prensibi ön plandadır. İnsanlar öyküleri okurken, olayın içerisine dalıp giderler; bu sırada bilinçaltı kanalları açılır ve kıssalardan hikmetli mesajları almaya beynimiz hazır hâle gelir. Hikmetli öykülerin buluştuğu ortak noktalar oldukça f
Flamenko Kadınları, tutku'nun tılsımlı ikliminde vücut bulan bir eser... Flamenko Kadınları, Endülüs'ün aşk ve tutku dolu dünyasından günümüze açılan güzellik dolu bir pencere... Flamenko Kadınları, romantik bir sevdanın, tutkulu bir sevginin, dram yüklü bir ayrılığın ve içtenlikli bir bağlılığın hikâyesi... Flamenko Kadınları, ritimli şarkıların, estetik bir dansın, derin ve içli bir aşkın/ayrılığın ifadesi... Yazarın da dediği gibi: "Tutku, önüne çıkan engellere aldırmaz, yenilgilere güler geçer. Tutkunun
Tükendi
5 kitaplık bilgelik serisinde yazar, çocuklarımızı eğlendirirken öğretiyor, öğretirken eğlendiriyor. Anka Kuşu ile Alperen'in maceralarında, her bir kitapta ayrı bir ülkeye gidiliyor ve bu ülkelerde fazilet, erdem, ahlâk ve insanî değerler üzerine kurulu maceralar yaşanıyor. Bazen kıssa içinde kıssa ve rüya içinde rüya metaforlarıyla, çocuklarımızın eğlenirken aynı zamanda temel değerlerimizin farkındalığına varması amaçlanıyor. *** Sevgi Ülkesi düşmanlar tarafından istilâ edilmiştir. Artık bir esir olan A
5 kitaplık bilgelik serisinde yazar, çocuklarımızı eğlendirirken öğretiyor, öğretirken eğlendiriyor. Anka Kuşu ile Alperen'in maceralarında, her bir kitapta ayrı bir ülkeye gidiliyor ve bu ülkelerde fazilet, erdem, ahlâk ve insanî değerler üzerine kurulu maceralar yaşanıyor. Bazen kıssa içinde kıssa ve rüya içinde rüya metaforlarıyla, çocuklarımızın eğlenirken aynı zamanda temel değerlerimizin farkındalığına varması amaçlanıyor. *** Alperen, artık Sevgi Ülkesi'nin kralıydı. Sevgi Ülkesi'nde kimse ruhsal
5 kitaplık bilgelik serisinde yazar, çocuklarımızı eğlendirirken öğretiyor, öğretirken eğlendiriyor. Anka Kuşu ile Alperen'in maceralarında, her bir kitapta ayrı bir ülkeye gidiliyor ve bu ülkelerde fazilet, erdem, ahlâk ve insanî değerler üzerine kurulu maceralar yaşanıyor. Bazen kıssa içinde kıssa ve rüya içinde rüya metaforlarıyla, çocuklarımızın eğlenirken aynı zamanda temel değerlerimizin farkındalığına varması amaçlanıyor. *** Alperen'in yaşı hayli ilerlemişti. Yaşadığı şehre büyük bir ilim merkezi k
5 kitaplık bilgelik serisinde yazar, çocuklarımızı eğlendirirken öğretiyor, öğretirken eğlendiriyor. Anka Kuşu ile Alperen'in maceralarında, her bir kitapta ayrı bir ülkeye gidiliyor ve bu ülkelerde fazilet, erdem, ahlâk ve insanî değerler üzerine kurulu maceralar yaşanıyor. Bazen kıssa içinde kıssa ve rüya içinde rüya metaforlarıyla, çocuklarımızın eğlenirken aynı zamanda temel değerlerimizin farkındalığına varması amaçlanıyor. *** Sevgi Ülkesi düşmanlar tarafından istilâ edilmiştir. Artık bir esir olan A
5 kitaplık bilgelik serisinde yazar, çocuklarımızı eğlendirirken öğretiyor, öğretirken eğlendiriyor. Anka Kuşu ile Alperen'in maceralarında, her bir kitapta ayrı bir ülkeye gidiliyor ve bu ülkelerde fazilet, erdem, ahlâk ve insanî değerler üzerine kurulu maceralar yaşanıyor. Bazen kıssa içinde kıssa ve rüya içinde rüya metaforlarıyla, çocuklarımızın eğlenirken aynı zamanda temel değerlerimizin farkındalığına varması amaçlanıyor. "Alperen, çok zeki bir çocuktu; kitap okumayı da çok severdi. Ama bazen yarama
Huzuru cebinizde taşıyamazsınız; kovaya dolduramaz, çantanıza koyamazsınız. Huzurun mahrem olabileceği tek mekân kalbinizdir. Ruhun huzuru ise ruhu dinlemekle ve onu beslemekle gerçekleşir. Ruhun huzur bulamaması bir semptomdur. Ve bu semptomun "nedenleri" vardır. İnsanoğlu bu nedenleri ihmal ederek semptomların sonuçlarından kaynaklanan rahatsızlıklarını gidermeye çalışmaktadır; tıpkı bataklığı kurutmadan sivrisineklerle savaşmak gibi... Hâlbuki ruhu doyurmak için maddi şeylere ihtiyaç yoktur. Ruh; dinleme
İyi bir yazma işlemi, anadilimizde düşünülen şeyleri doğru, anlaşılır, etkili ve sistematik bir şekilde kâğıda dökmektir aynı zamanda. Bu nedenle yazmak, aynı zamanda düşünce becerisini de geliştirmeye yol açar. Herkes yazı yazar ama düşüncelerini bir sisteme koyup, gerçekten ifade edilmek isteneni doğru sözcüklerle eşleştirip kâğıda dökebilenler gerçek anlamda yazı ortaya koyarlar. Yazma işlemi, öncelikli olarak iyi bir dil becerisini gerektirir. Bunun hemen ardından, düşünceleri, fikirleri, duyguları plan
Tükendi
Kafka'nın Böceği sadece boyut değiştirme uykusuna daldı ve bundan kimsenin haberi olmadı. Gregor Samsa'nın öldüğünü zannedenler gerçekten aldanmıştı. Çünkü metamorfoz devam ediyordu... *** Okurların birçoğu, Franz Kafka'nın Dönüşüm isimli eserini okurken, kitabın sonuna kadar "Acaba Gregor Samsa tekrar bir insana dönüşecek mi?" diye merak ederek bir çırpıda bitiriverir kitabı. Bu düşünceden yola çıkan yazar, "Eğer Gregor Samsa böceklikten kurtulup yeniden bir insan olsaydı neler olurdu?" sorusundan ilh
Tükendi
Gönlünüz dünya nimetlerinden bir türlü tatmin olmamışsa, Ruhunuz fikri hafakanlarda boğulmak üzereyse, Hayat, sizin için bir anlam ifade etmiyorsa, Yaşadığınız ilişkiler size artık aşkı yaşatmıyorsa, Aşkı bulmak istediğiniz halde bu size nasip olmadıysa, ?Niçin varım?? sorusuna cevap bulamıyorsanız, Hayat sizin için sıkıcı, yorucu, bıktırıcı, dertlerle dolu bir meşgaleden başka bir şey değilse, Anlamsız bir hayat yaşamaktansa yok olmayı tercih etmeye başladıysanız, Bilin ki aradığınız bir ?şey? var ama o
Tükendi
* Kösem Sultan kimdir? * Gerçekten acımasız bir kan dökücü müdür? * Öldüğünde kaç bin kişi arkasından yas tuttu? * Çocuklarını öldürdü mü? * Sultan İbrahim deli miydi? * Sultan III. Mustafa?nın haykırışı nedendi? * Genç Osman niçin öldürüldü? * Balıklara inci atan padişah kimdi? * IV. Murat?ın isyanı nedendi? * Hafız Ahmet Paşa nasıl katledildi? * Kösem, anlatıldığı gibi muhteris bir kadın mıydı, yoksa devletin yaşaması için tüm yetkileri eline alan Büyük Sultan mıydı? * Kösem Sultan?ın İstanbul?a, Anadolu
Tükendi
Aşk, sabrın ta kendisidir. Bununla birlikte aşk, onun için yollara düşmeyi, maşuk için çalışmayı ister. Matluba ulaşmak, hazırlop gerçekleşmez. Onun yolunda, ayağın tozlanacak, yorulacak; sabır ve sebatla yılmadan sevgiliye koşacaksın. Sabır, sevgili uğruna başa gelenleri kucaklayarak kabul etmek ama olduğu yerde beklemeden, başına gelen her bir şeyi birer ders, birer tecrübe ve olgunlaşma fırsatı olarak bilip, aşk yolunda yürümeye devam etmektir. Âşık, maşuk için yollara düşer, bu yola düşüşler sevgiliye
Bugün gündemde olan Çılgın Projelerin büyük bir kısmının temeli, Osmanlının büyük projelerine dayanır. Bugün Marmaray diye bildiğimiz Boğaz Tüp Geçit projesi, Kanal İstanbul Projeleri, Haliç-Karadeniz bağlantısını sağlayan raylı sistem, Miniatürk, Tünel, Metro ve daha birçok projenin aslı, Osmanlının İstanbul Projeleri kapsamında planlanmıştır. Osmanlı, günümüz çılgın projelerini biraz daha aşarak daha çılgınca, örneğin Kanal İstanbulu sadece Avrupa yakasında değil, aynı zamanda Sapanca-Karadeniz hattından
Tükendi
"Ben, bu kitabı okuduğunuz dönemde de hâlâ varım ve mâşukum İstanbul'u kâh bir konaktan, kâh bir köşkten, kâh bir saraydan izlemeye devam etmekteyim. Görevliler, ara sıra beni İstanbul'un tarih kokan gizemli yapılarında misafir etmeye devam etmektedirler. Üzerimde hâlâ 'Zeynep' ismi kazınmış halde bulunmakta. Zeynep Hanım, bu ismin altına 'Kâmil' ismini kazımış daha sonra Evet, şu an ahşap oymalı, altın işlemeli çerçevemde 'Zeynep Kâmil' ismi kazınmış olarak hâlâ İstanbul'un tarih kokan yapılarından birind
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 24 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1