Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 32 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Okumak bu hayatı, salt seyircisi olduğumuz, akışını izlediğimiz, şu veya bu hedeflere koşulduğurnuz ve çoğu kez tükenmesini beklediğimiz ve artık telafi etme şansına sahip olmadığımız hayatımızı yoğun-laştırır. Edilgenliği bükerek hayatın karşısında bir seyirci olmaktan bizi kurtarır. Vakit ya da para... Bunların bahaneler olduğunu hepimiz biliyoruz. Oysa sıradanlaşmaya karşı direnmek zorundayız. Geriye dönüp baktığımızda bir çölün boşluğuyla değil, bir serüvenin yoğunluğuyla ürpermeli yüreğimiz. Hayat aldı
Tükendi
Okumak bu hayatı, salt seyircisi olduğumuz, akışını izlediğimiz, şu veya bu hedeflere koşulduğurnuz ve çoğu kez tükenmesini beklediğimiz ve artık telafi etme şansına sahip olmadığımız hayatımızı yoğun-laştırır. Edilgenliği bükerek hayatın karşısında bir seyirci olmaktan bizi kurtarır.Vakit ya da para... Bunların bahaneler olduğunu hepimiz biliyoruz. Oysa sıradanlaşmaya karşı direnmek zorundayız. Geriye dönüp baktığımızda bir çölün boşluğuyla değil, bir serüvenin yoğunluğuyla ürpermeli yüreğimiz.Hayat aldırı
Tükendi
Yeni bir siyasal manifestoya ihtiyacımız bulunmakta:Savaş çağrısı yapmayan bir toplumsal uzlaşma ve varoluş çabasına. En bezgin demokratları, umutlarını yitirmiş İslamcıları, özgürlüğün ve barışın adını anmaz olmuş liberalleri, yenilgi duygusuna gömülmüş Kürtleri ve Alevileri bile uykularından uyandıracak, onlara sorumluluklarını hatırlatacak bir seslenişe.Kapitalizm tarafından işgal altına alınmış olan tarihsel şehirlerin, kimlikleri örselenmeden yaşanabilir mekânlara çevrilmesine. Birer “yüksek lise”ye dö
Tükendi
Koronavirüs, yaşadığımız hayatları kökünden sarstı. Hayatla ilgili beklentilerimiz, yaşam tarzımız, iş alışkanlıklarımız tamamen değişti. Hepimizi korkuyla evlerimize hapsetti. Neredeyse başka bir şeyden konuşmaz olduk... Oysa dünyamızda her zaman virüsler vardı. İnsanlık tarihi virüs salgınlarıyla dolu. Tüm bu salgınlara rağmen, insanoğlu her seferinde virüsleri yenmeyi başardı ve soyunu devam ettirdi. Yine aynısı olacak: Bu salgını da yeneceğiz! COVID-19 değil, insanoğlu kazanacak! Bağışıklık sistemimiz,
Bu kitapla amaçlanan her şeyden önce Osmanlı tarihi dolayısıyla günümüzü anlama ve yorumlama çabasıdır. Tarih ise, gerek malzemenin çokluğu ve karmaşıklığı, gerekse yaklaşım açılarının farklılıkları nedeniyle ister istemez asla noktalanamayacak; sürekli yeniden anlaşılması gereken ve yaşadığımız sürece de devam edip değiştiği için tüm analizleri sonuçsuz bırakan, tabiri caizse muğlak ama bir o kadar da derinleştirilmeye müsait bir alandır. Bu ülkede yaşayan her sorumlu insanın, Osmanlı toplumu ve sonrasında
Tükendi
Yaşam sevinci, sağlıklı yaşamla mümkün! Bu kitabı sofrasını gerçek besinlerle, şifayla, sağlıkla donatmak isteyen, ama nereden başlayacağını, önce hangi adımı atacağını bilmeyenler için yazdım. Hepimiz sağlıklı olmak, uzun ve mutlu bir yaşam sürmek istiyoruz. Yaşam Sevinci kitabı ile "sağlıklı yaşam" bir kavram olmaktan çıkıp gündelik hayatın bir parçası hâline gelecek. Yaşam Sevinci'nde bilimle desteklenen bilgi var. Daha da önemlisi bilginin eyleme geçebilmesi için pratik öneriler var. Gıdanızı nasıl s
Kendi bilincine ve kendi fikriyatına dayanmayan, bilinçsel temellerini oluşturamamış, fikrî ve amelî bir hazırlık sürecinden geçmemiş bir toplumsal hareket, salt ödünç fikirler ve silahlarla siyasi ve askeri bir zafer kazansa bile, bu zafer o hareketin tarihsel bir misyon yüklenmesine, bağımsızlaşmasına ve özgürleşmesine elvermez. Batı uygarlığı, bir çok yönden yanlışlar içerisindedir ve bu nedenlerle eleştirilebilir ve suçlanabilir. Ama şu bir gerçek ki, bu uygarlık kendisine özgü sosyal, felsefi ve bilims
Tükendi
Türkiye'nin yüz yıllık bir değişime ve dahası varolma kavgasının yorgunluğunu belki de ağırlığını omuzlarında taşıdığı bu yıllar aynı zamanda bu dönemin travmatik etkilerinden de kurtulmaya ve bu travmatik koşulların baskısının dışında kendisini tanımlamaya çalıştığı bir sürecinde başlangıcına işaret etmekte. Bir açıdan demokratik bir cumhuriyet olarak sistemin kendisini restorasyon çabası olarak sistemin kendisini restorasyon çabası olarak görülebilecek bu süreç, diğer yandan ise bastırılan güçlerin açığa
Tükendi
Robert Audi' şiddeti psikolojik, fizyolojik ve mülkiyete karşı sergilenen tutum olarak tanımlar. Şiddetin, olumlu ve olumsuz yönleri bulunmaktadır. Olumlu örnekler; insanları, altında ezildikleri o ağır yüklerden, kendi giysisinin hafifliğine çağıran ve onları uyaran: "kim eline kılıç alırsa, kılıçla yok edilir", diyen peygamberler ve bilge şahsiyetlerdir. Çünkü "dinde zorlama yoktur; muhakkak ki rüşd gayy'dan ayrılmıştır." (Bakara, 256) Rüşd, yani akilane davranış ile gayy, yani bir insanın kendi edimleri
Tükendi
İbrahimî modelde mülk, yani egemenlik Allah'ındır ve kullanımı onun adına kamuya aittir. İktidar ise toprağın değil, halk(sürü/toplum)'ın üzerinde kuruludur ve halkın sorumluğunu taşır. Greko-Latin modelde mülkün korunması birincil amaç iken, İbrahimî modelde birincil amaç toplumun selametidir ve adaletin tahakkukudur. Greko-Latin modelde esas olan egemenlik ve egemenliğin korunması iken, İbrahimî modelde esas olan toplumsal sorumluluktur ve bu her ferdin selametini de kapsayan, maddi olduğu kadar manevi bi
"Bağışıklık sistemi güçlü olan mutlu olur! Mutluluğu vücudun kendisi üretir! Vücut, fiziki olarak dinç, enerjik ve hastalıklara karşı dirençli olduğunda, insan manen de huzurlu ve mutlu hisseder. Ben fiziki ve manevi dengenin doğru kurulmasını 'Sağlıklı Yaşam Sanatı' olarak adlandırıyorum ve bu sanatın bir plan dahilinde icra edilmesi gerektiğini düşünüyorum. İşte sizlere yeni kitabımda bu planın adımlarını ve inceliklerini basit, anlaşılır bir dille anlattım. Herkesin kolaylıkla uygulayabileceği kürler ve
O ilk mezar, ilk haşyet, ilk tapınma, ilk kurban, Altamira'daki resim, Brassempouy'daki Venüs, Âdem'in sınıraşımı, İbrahim'in sorgulamaları, Musa'nın "bana kendini göster" deyişindeki safiyeti, Platon'un düşleri, İsa'nın manevî derinliği, Muhammed'in cehdi, Mevlana'nın aşkı, Yunus'un vecdi, Beethoven'in yüreğinden geçenler, Van Gogh'un renkleri, Tolstoy'un tahayyülleri, Einstein'ın düşünsel dünyasının derinliği, Kurt Gödel'in denklemleri... Hepsi adımlayışlardır o ufku; arayışlar... Ve sadece bunlar bile,
İslam dünyası, her ne kadar batı dünyasının bin yıllık macerasına -dışarıdan da olsa- bir şekilde iştirak etmiş olsa da, bu dünyayla aynı ideallere yönelmediği gibi, bu yolculuğa (kapitalizme) karşı ciddi itirazları bulunan yegâne dünya ve bu itirazların birçoğu da oldukça haklı gerekçelere dayanmakta. Ama bu haklılık, batı dünyası tarafından ortaya konulan gelişme karşısında çok da önemsenmemekte. Dahası, nüfuz edilemeyen bir performansın gücünün etkinliği, bu itirazların haklılığını umursamayan bir pervas
Sosyal, siyasi ve kültürel bir sorun olan ?şiddet", neredeyse genlerimize dek işlemiş durumda. Öyle ki bu durum, ekonomik ve siyasi güç devşirmenin bir yolu, toplumsal sorunlarımızı çözebilmenin adeta yegâne aracı olarak görülmekte, akli yetilerimizi bile meflûç hale getirmektedir. Diğer yandan -şiddeti de kontrol altına alacak olan- yüksek yoğunluklu bir mücadeleyi / cehdi ifade edecek kapsamlılıktaki ?cihad" kavramının anlamı da izan ve idrak yoksunu cahillerin şahsında ve onların sorumsuzca işledikleri
... Ve işte o esnada, yani Feveran sisler arasında uzaklara doğru sürüklenip giderken, bindiğimiz bot ardında köpüklü dalgalardan bir iz bırakarak hızla kıyıya doğru yaklaşırken, benim de kalbime düştü birkaç sözcük. Yaşadıklarını arzulayan belki, belki de yadsıyan, ama her şeye rağmen içindeki o umutsuzluğu silip atarak: ?Hayır! Hiçbir şey sona ermedi daha ve elbette bir çıkış vardır, bir yol üzerinde yürünüp gidecek. Öyle ki şaşıracaksın tanık olduğunda, bir mucize gibi önüne açılan kapıları gördüğünde ya
Dünya hızla değişiyor ve bu değişimin temel amili maalesef kapitalizm. Ortaya koyduğu bir üretim-tüketim döngüsüyle, bir iktisadi mantık kadar bir yaşama biçimi de üreten kapitalizm, bu haliyle özellikle kendi öncesi dünyasının asal belirleyicileri olan dinlere karşı ilan edilmemiş bir savaşım vermekte. Sekülarizm adı altında verilen bu savaşım, bir din olarak tebarüz etmese de, güçlü ideolojik desteklerle, kapitalizmin sadece bir üretim-tüketim biçimi olmadığını da ortaya koymakta. Öyle ki kapitalizmin yar
Duyduğumuz nedir peki? Yaşanılanlar neden öyle değil de böyle yaşanılmıştır? Bu akış nereye doğrudur ve hangi güzergâhlardan geçmiştir? Bu geçişler esnasında neler hissedilmiştir ve bizler neler hissetmekteyiz? Tüm bunların bir mantığı var mıdır? Bir mantık dışılığın dayanağı ve Hakikate yakınlığı nedir? Yolda oluşumuzun, bir Hakikat arayışımızın anlamı ve mecburiyetleri nedir? Bizi Hakikate çeken ve bir yola sevk eden; Hakikatten kalbimize akan ve bizim duyduğumuz o gerçeklik nedir? İnsan elbette birtakım
"Neden hep uzaklara gidilir? Hicret, fetih, hacc Hep bir uzaklaşma edimidir. Mesafenin açılması başlı başına bir eylem midir? Yoksa bu yeni bir eylemi başlatmak için bir kopma, sıçrama ya da gönderi noktası ihdası mıdır? Ya uzaktan dönmek, nasıl bir şeydir? Kendine mi dönmektir? Kendin, beklemekte midir orada, o yerde? Peki, o yer, hâlâ o yer midir? Gitme kararımızın ucu açıktı gerçi. Ama bir dönüş olacak mıydı? Dönersek şayet neye veya nereye dönecektik? Peki ya gittiğimiz yerdeki amacımız tam olarak neydi
Tükendi
Ümit Aktaş, özel insanların hayatları ve fikirlerini çağın tanıklık sandalyesinde değerlendiriyor. "Tıpkı suratına geçirilmek istenen o "beyaz" maskeyi reddeden Malcolm X gibi, tıpkı asimilasyonu ve teslimiyeti reddeden Aliya gibi, tıpkı üzerine doğru yürüyen teknolojizmin ölüm makinesi karşısında geriye çekilmeyi insanlık onuru adına reddeden Rachel gibi, tıpkı "bizim amacımız hükûmete değil, marifetullaha ulaşmaktır" diyen ve İslam'ı siyasallaştıran mollalara karşı İslamî siyaset perspektifini ortaya koym
Tükendi
İslâmcılık açısından bakıldığında 20. Yüzyıl, pek çok gelişmeyi, düşünceyi ve kopuşu içinde barındıran bir dönem. Ümit Aktaş, Yüzyıl ve Gelecek kitabında, İslâmcılığın doğuş yıllarından başlayarak geçip gittiğimiz 20. Yüzyıl'a, oradan da geleceğe uzanmaya çalışıyor. Siyasi arayışlardan yöntem tartışmalarına, öncü isimlerden ve fikirlerden yararlanarak ilerliyor. Kimi zaman geçen yüzyılda belli kavramların nasıl algılandığını sorguluyor, kimi zaman da siyasal arayışların doğurduğu sıkıntıları didikliyor. Zir
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 32 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1