"Duvar çatlardı. Göz kararı 4 santimetre 23 milimlik bir çatlaktı bu. Benim de aklım çatlak. Çatlak Kâmil'im ben. Benim aklımın çatlak ölçüsü neydi acaba? Kalkınca bir ölçeyim en iyisi. Çekmecelerden birinde bir mezura olacaktı, alıp ölçmeli!"
Kolay mıydı akıl sağlığını yitirmek, deliliği üzerine giyebilmek ve böyle fütursuzca taşıyabilmek? Sürekli akıp giden zamana kafa tutabilmek, aynaya yansıyan siluetle enikonu sohbet edebilmek? Akıldaki tüm çatlaklara rağmen sevginin yürekten sızmasına izin vermemek?
Zordu başa çıkmak aşkla, öyle herkesin yer açabileceği bir şey değildi ruhunda. Belki de bu yüzden herkese nasip olmuyordu âşık olmak. Adı küçücük bir kelimeye sığmış olsa da, vardı anlamında gizlenen kocaman bir derya. Kişiden kişiye değişen bir gizemdi, öyle tek bir cevaba ait değildi. Zaten cevabı buldum sandığın anda yeni bir soru takılır kalırdı aklına. Her cevabın içinde barınırdı başka bir soru daha. Karmaşıktı aşk, karmakarışıktı doğasında! Belki de sorgulamamak gerekiyordu. Akıl işi değildi zaten.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.