Yumurtasından çıktığından beri Karmelito hep yıldızlara dokunmayı hayal ediyordu! Ve işte şimdi bu harika yıldızlardan biri korunun arkasına doğru kayıyordu Gözlerime inanamıyorum! Kuyruklu bir yıldız! Bekle beni güzelim, geliyorum şimdi! dedi. Karmelito ağaçların arasına dalarken. Hep hayal ettiği yıldızlardan biri orada hareketsiz duruyordu. Küçük bir tavuk kalbi için çok mutluluk verici bir andı bu! Yıldızı yerden büyük bir dikkatle aldı. Zavallı şey! Yolculuk onu çok yormuş olsa gerek! diye iç geçirdi

HAYALLERİ OLAN TÜM NEŞELİ ÇOCUKLARA... -Benim neden bir kardeşim yok? Bir kardeşim olsaydı onunla uzun tavuk veya solucan oyunu oynardık, diye sordu meraklı küçük pembe tavuk Karmelito. Çiftçi bütün yumurtalarımızı alıyor, çünkü annen kümesin en güzel yumurtalarını yumurtluyor! Ve kuluçkaya yatacak yumurta olmadığı için civcivimizin olması mümkün değil! diye cevapladı babası Pitikok. Tam o sırada Karabatak Pedro yanlarına geldi ve inanılmaz bir teklifte bulundu: Arkadaşlar bana bu yumurtayı verin! Benim

Yaşasın! Bir balık yakaladım! Hem de kocaman bir balık! diye haykırdı Yakışıklı heyecanla. Ardından tüm gücüyle oltayı çekmeye başladı. Arkadaşları ona imrenerek bakıyordu. Hayır olamaz! Oltanın ucundaki bir balık değil. Eski bir çuval. Çuvalın ağzını açar açmaz birden bir çığlık attı: İmdaaat! Kedi! Kara bir kedi! Karmen zavallı kedinin yanına yanaştı. Artık kurtuldun kedicik! dedi. Karmen, Karmelito ve Belino yeni arkadaşlarını çok sevmişlerdi. Oysa, zavallı kediciği kimse istemiyordu. Kümese felaket ge

Kümeste kıtlık vardı! Meraklı tavukların küçücük gagalarından günlerdir tek bir tohum tanesi geçmemişti. Olamaz! Şimdi de fırtına geliyor. Sesini duyuyor musunuz? diye sordu Belino. Belino, duyduğun ses benden geliyor! Açlıktan takırdayan taşlığımın sesi o! dedi Karmelito. Kümeste yaşanan kıtlığın nedeni Lanetli Tepe Şatosunun ejderhasıydı. Üstelik herkesi cam heykele dönüştürüyordu. Yeşil tavukların gözlükleri! Ejderhayı nasıl yeneceğimizi biliyorum, diye haykırdı aniden Karmelito. Karmelito ejderhayı

Tüm gagalar kapanmış, kümes sessizliğe bürünmüştü. Yaşlı Masalcı Farenin ağzından sihirli sözcükler dökülmeye başladı: Masal masal içinde, Masal zaman içinde. Çok uzaklardan geldim, Masalım heybem içinde. Bazısını anlattılar da duydum, Bazısını ben kafamdan uydurdum. Karşımda bekliyor meraklı tavuklar, Haydi, şimdi başlasın masallar! Masalcı Fare çok yaşlanmıştı. Yerine masal anlatacak birini bulamalıydı. Yoksa masallar sonsuza kadar unutulacaktı. Çok üzgündü. Masalların sonsuza kadar unutulmasın

Saklan tavuk, kaç tavuk oyunu bir anda pençe at, kanat çarp, gagala oyununa dönüşünce ortalık toz duman olmuştu. Küçük tavuklar kendilerini kavgaya öylesine kaptırmışlardı ki, kurnaz tilkilerin arkadaşlarını kaçırdığını fark etmediler. Karmen, arkadaşlarını tilkilerin elinden kurtarmak için kurnazca bir plan yaptı. Hiçbir şey anlamıyorum! Horoz muyuz yoksa tavuk mu? diye söylendi Leydi. Offf! Susun da beni dinleyin! dedi arkadaşlarına kızan Karmen. Tilkiyi horoz olduğumuza inandırmalıyız. Kurnazlık yap

Lay lay lom. Lay lay lom. Lay lay lom Benimle dans edin, şarkı söyleyin! Yağmur yağıyor, seller akıyor. İki tavuk bir koyun, güneşini arıyor. Üzgünüm Yeşilbaş ama pek havamızda değiliz biz, dedi Karmelito. Güneşi arıyoruz! dedi Belino. Eğer yarın yine yağmur yağarsa babamın Güneşi çağırmasına artık izin vermeyecekler, diye sözünü bitirdi Karmen. Yeşilbaş Ördek Güneşin yerini biliyor muydu? Merak ettiğinizi biliyorum? Size küçük bir sır vereyim mi? Karmelito, Karmen, Belino ve Yeşilbaş balonla ilk uçan ca

Bir akşam, Tavuk gibi erkenden uyumak istemiyorum! Ben gidip denizi görmek istiyorum! diye haykırdı meraklı küçük beyaz tavuk Karmela. Denizi görmek mi? Daha neler? Ben denizi görmek istemiyor muyum? Beni dinle Karmela, deniz senin gibi küçük bir tavuk için hiç de uygun bir yer değil! Haydi bakalım, doğru kümese! Karmelanın babası hayatı boyunca böyle tuhaf bir şey duymamıştı. Karmelayı bir türlü uyku tutmuyordu. Denizi görmeliydi Meraklı tavukların eğlenceli maceralarından biri başlıyor. Karmelanın ma