"Ölümle hesabım var, daha önce de söylemiştim. Yer yer espri ile de olsa değindiğin kaybettiklerimize gelince... Yüreğimizin bir kenarında saklamasını bildiğimiz ata yadigarı sandıklar gibi geliyor bana. Sana ait ama senden değil. Kullanmayacaksın da... Saklayacaksın sadece. Onlar sarardıkça, kullanılmaz hale geldikçe, başka bir kuşağa devredeceğini bile bile saklayacaksın. Aslında hiç sana ait olmayacak. Taşıyıcısın sadece. Alıp kullansan, yıkasan mesela, sarılıkları gitse, o zaman maneviyatı kalmayacak. V
Öldürülen gazeteciler, bombalanan gazete binaları, yazılamayan haberler, gizlenen gerçekler... Türkiye tarihinin en can yakıcı dönemlerinden biri olan 90'lı yıllar, medyayı da derinden etkiledi. Gezi Parkı eylemleri sırasında şimşekleri üstüne çeken basın kuruluşları için ne sansür ne de baskı ortamı yeni bir meseleydi.
Burcu Karakaş, İstanbul ve Ankara merkezli çalışan gazetecilerle yaptığı röportajlar ve arşivden notlarla 90'lı yıllarda gazeteciliğin resmini çiziyor.
İlk hakemlik yıllarımda çok agresiftim. Aileme küfür edildiğini
duyunca tribüne dönüp cevap veriyordum. Hakemi aslana, sahayı
kafese, seyircileri de kediye benzetiyorum. Kediler maç boyunca
aslana kafa tutuyor. Ama maç bitince aslan kafesten çıkıyor, seyirci
hiçbir yerde yok. Olgunlaştıkça hiç umursamamaya başladım. Bana
ibne demeleri beni sadece güldürür. Ben eşcinselim, ibne değil.
Seyircinin de ibnelikten anladığı zaten entrika çevirmek
Halil İbrahim Dinçdağ, Türkiyede futbol ortamında eşcinsel
kimliğiyl
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.