Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 3 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Zeyno'nun bir yüzü utancından buz kesip korkudan damla damla erirken öbür yüzü, gururdan kaskatı olmuş heykelden farksızdı. Güneş, ufku, vadiyi, dağları ve gökyüzünü kızıla boyayan rengi ile onu umuda, yaşama sevincine ve direnmeye davet ediyordu. O, çocuk yaşta âşık olabilen, aşkının arkasında durabilen ve aşkı için her cefayı göze alabilen cesur bir kızdı. Korkakça ölüme gidişini, dostun düşmanın bilmesini istemiyordu. Onun ve yakınlarının onurunu zedeleyecek bir davranışta bulunmak, aşkına yakışmıyordu
Tükendi
Gökyüzünden düşen ıslak kar taneleri, yürek yangınlarını söndürmeye yetmiyordu. Mart ayının sabahında mazlum ve masum gönüllere hicran ekiliyordu. Kağnılar, yaşlıları, anneleri ve kucaklarda bebeleri taşıyordu umutsuz yarınlara. Yüreklere ateş düşmüş, cayır cayır yakıyordu. Çocukların feryatlarına koyun-kuzu melemeleri karışıyordu. Acılarla bilenmiş feryatların eşliğinde kağnılar, çaresiz, onlarca kurbanı taşıyordu ucu açık yarınlara. Koca köy, sabahın erken saatlerinde sürgüne uyanmıştı. Köylüler, yıllar
Tükendi
Her şeyimiz elimizden alınmıştı. Yüreklerimizde kocaman boşluk ve aklımızda onlarca soru işareti vardı. Konuşacak dilimiz çıplak, susmaktan başka ne yapsak yalandı Annemize gidiyorduk. Ayvaz eniştem, bizi annemize götürüyordu. Önümüzde iki yol vardı. Kıvrılarak uzanan yolların ucunda da iki köy görünüyordu. Durduk. Yollara ve ucundaki köylere uzun uzun baktık. Acaba hangisi annemizin köyüne gidiyordu? Aklımız karışmış, çıkmaz karşısında şaşırıp kalmıştık. Olduğumuz yere oturduk. Yürüyemezdik Çünkü hangisini
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 3 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1