Karton ve gazete parçalarından oluşturduğum matbaa kokulu yastığıma başımı koyup soğuk sedire boylu boyunca uzandım. İnsan temel hak ve özgürlüklerinin sistemin zebanileri tarafından boğazlandığı bu ?Dört Duvar"ın içinde düşünmeye zaman ayırmak kadar bol ve zahmetsiz bir şey yoktu. Ellerimi ensemde birleştirerek örümceklerin cilveleştiği tavana diktim gözlerimi. Kirpiklerimi kırparsam bir daha uyanamayacakmışım gibi garip bir hisse kapıldım nedense. Çelik kapı, kulakları sağır edercesine yankılanarak kapa

Yaşadın mı sanıyorsun? Dalda tomurcuklar soldurulurken sustun. Oyunlarım çocuksuz, Çocuklarım oyunsuz, oyuncaksız bırakıldı sustun. Bulutlar sustu, gözler yağdı yine sustun. Şimdi sen yaşadın mı sanıyorsun? Bunca yıl duygusuz, sevgisiz, sevdasız... Bunca yıl neme lazımcı, vurdumduymaz... Bunca yıl günübirlik, Amaçsız, ilkesiz... Böyle bitik, Böyle yitik... Gözyaşlarımız kor ateşlerde dem tutarken... Böyle kayıtsız, Böyle utanmaz, Böyle rezilce... Şimdi sen yaşadın mı sanıyorsun?

Bu kitapta yer alan şiirlerimin büyük bir çoğunluğu daha önce çeşitli dergilerde (Ekin Sanat, Kültür ve Edebiyat Dergisi, Esmer Popüler Kürtür, Berfin Bahar) ve Ergani Haber Gazetesi'nde yayınlanmıştır. Bu kitabı okurken, çoğu zaman kendinizi de tümcelerin mavi dalgaları arasında kulaç atarken bulacak; sözcüklerin lorkesine, delilosuna eşlik edecek; belki de halay başında mendil sallayacaksınız. Çünkü ülkemizin içinde bulunduğu, ekonomik, siyasal ve kültürel arenada hepimizin mutlaka bir yeri vardır ve bur