İslam´ın miladi VII. yüzyılda Mekke´de doğmasından ve Hz. Muhammed´in (s.a.v) peygamberliğinin on ikinci yılında (m. 622) Medine´ye hicretinden sonra, yeni bir devlet ortaya çıkmış ve bu devlet, toplumsal hayatı düzenleyen hukuki faaliyetlerinde, genel olarak Kur´an´ın hükümleri ile Hz. Peygamber´in yorum ve uygulamalarını esas almıştır. Kur´an ve sünnetin sayılı ve sınırlı naslarının, sayısız ve sınırsız hayat hadislerine uygulanması sırasında ise, İslam hukukçuları söz konusu nasların yorumlanması faal

İslâm hukukçuları, Hz. Peygamber’in vefatından itibaren, Kur’an ve sünnetin sınırlı sayıdaki nasları ile sınırsız ve sayısız hayat hadiselerine çözüm bulabilmek için çeşitli yorum nazariyeleri geliştirmişler ve bu bağlamda, İslâm hukuk tarihinde, İslâm kültür ve medeniyetinin yönelişlerine etki eden birtakım hukuk ekolleri meydana getirmişlerdir. Bu ekollerden biri de Hanbelî mezhebidir. Elinizdeki eserde, Hanbelî mezhebinin kurucu imamı olarak kabul edilen Ahmed b. Hanbel’in hayatı, eserleri, öğrencileri,

Asıl adı Şemseddin Ahmed olan Kemalpaşazâde (ö. 940/1534) büyükbabası Kemal Paşa'ya nispetle Kemalpaşaoğlu İbn Kemal İbn Kemal Paşa ve Kemalpaşazâde lakaplarıyla meşhur olmuş bir Osmanlı şeyhülislamıdır. Kemalpaşazâde felsefe kelam tefsir hadis fıkıh tasavvuf dil tarih edebiyat ve tıp gibi değişik alanlarda Arapça Farsça ve Türkçe dilleriyle olmak üzere pek çok eser yazmış en güçlü âlimlerin eserlerini ve görüşlerini tenkit etmiş en zor konuları tartışmış bir ilim adamıdır. "Anadolu'nun İbn Sina'sı" olarak

Bu kitapta fıkıh usulünün önemli meselelerinden "tahsis" konusu mahiyeti, delilleri ve etkisi yönünden ele alınmakta, modern hukuktaki daraltıcı yorum ile mukayese edilmektedir. Genel bir hükmün unsurlarından bir kısmının çıkarılması ve kapsamının daraltılmasını ifade eden tahsis, fıkıh usulünün hemen bütün meseleleriyle yakından ilgili bir kavramdır. Bu araştırma tahsisin nazarî değeri yanında, usule ait bir yaklaşımın fürûda ne gibi sonuçlara yol açtığını ve İslâm hukuk doktrinlerinin oluşumuna nasıl katk

Elinizdeki eser, yazarın çeşitli ilmî toplantılarda yapmış olduğu İslam hukukuna dair müzakereleri ile bazı sempozyum ve kitap tanıtım makalelerinden meydana gelmektedir. Günümüzde özellikle çeşitli ilmî toplantılar sırasında herhangi bir görüş veya tezi sunan konuşmalara "tebliğ" (bildiri); söz konusu tebliğin üslubu, içeriği ve kaynakları hakkında tamamlayıcı bilgiler veren konuşmalara ise "müzakere" denilmektedir. Müzakereden amaç, tebliğ sahibinin ileri sürdüğü bütün görüşlerin "mutlak do

Şeyhülislâm Musa Kâzım Efendi (1858-1920) Osmanlı imparatorluğunun çöküş döneminde Erzurum'un Tortum ilçesinde doğmuş, Balıkesir ve İstanbul'da okumuş, devlet mekanizmasında ‘şeyhülislâmlık' makamına kadar yükselmiş, imparatorluğun çöküşünü durdurabilmek için kendi alanıyla ilgili konularda elinden gelen gayreti göstermiş; meşrutiyet, meşveret, eşitlik, hak ve hürriyet gibi bugünün dünyasında da yükselen değerler olan temel insan hak ve hürriyetlerini savunmuş, ikbal dönemlerinden sonra ‘sürgün' günlerini d

u kitap, yazarın daha önceden çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlanmış olan din (ibadet ve fikıh), ahlak ve kültür konulanyla ilgili bazı konferans, makale ve röportajlannı içermektedir. Eserin birinci bölümü ibadet. Ramazan orucu, takva, İslam hukukunda kalbin şahadeti, Islam'da aile ve akra-balık bağları, peygamberlerin hicreti, İslam hukukunda mezhepler ve irtidat gibi din alanıyla llgili makalelerden oluşmaktadır. İkinci bölüm rahmet ve merhamet, emanet ve ehliyet, Islam'da insan sevgisi, banş ve birl

İslam kültür ve düşünce tarihinde erken bir dönemde ortaya çıkan selefîlik (selefiyye) İslam'ı anlama, yorumlama ve yaşama konusunda İslam'ın ilk üç neslini model olarak kabul eden ve bu modeli tarihin değil de dinin bir parçası haline getirmeye çalışan bir anlayıştır. Bu öze dönüşçü anlayış, geçmişte yaşanan tecrübelerden yararlanmayı ve tarihten ders çıkarmayı savunan normal bir muhafazakâr tavırdan, kendisinden başka bütün diğer düşünceleri dışlayan, tekfir eden ve hatta onların hayatlarına son vermek is

Kendisini sınırlı ve eksik bir varlık olarak hisseden insanoğlu, devamlı bir şekilde tamamlanma, yetkinleşme ve daha güçlü bir varlıkla bütünleşme arzu ve duygusu içerisinde yaşar. Kur'ân-ı Kerîm'deki ?Haberiniz olsun ki, kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur" (er-Ra'd 13/28) ayeti, insanın bu arzu ve arayışlarının ancak Allah'a bağlanıp O'na kulluk ve ibadet ederek karşılanabileceğini ifade etmektedir. İslâm dininde ibadet kavramı çok geniş bir perspektiften ele alınmış ve bütün bir hayatın ?ibadet"

Eser, İslam'da ibadet kavramını ve temel ibadetleri inceleyen bir kitaptır. Bu kitap, bir giriş ve iki bölümden meydana gelmektedir. Giriş kısmında din ve İslam dini hakkında kısa bilgileri verilerek, ibadetlerin ele alındığı fıkıh ilmi tanıtılmaya çalışılmıştır. Bu çerçevede fıkhi mezhepler, şer'i deliller, mükellefiyet ve hüküm, ictihat ve taklit, fetva ve fetva usulü ile ilmihal kitapları hakkında bilgi verilmiştir. Birinci bölümde, İslam'da ibadet kavramı ve ibadetle ilgili çeşitli meseleler incelenmiş

Bu eserde, Osmanlı Devleti'nde müderrislik, kazaskerlik ve şeyhülislamlık makamlarına kadar yükselmiş Molla Hüsrev'in hayatı, eserleri, öğrencileri ve temel İslam bilimleri alanlarındaki görüşleri hakkında genel bilgiler verilmektedir.