Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 15 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Yer O’nun için... Gök O’nun için... Deniz kıyısındaki kum tanelerinin her biri O’nun için... Tüm alem O’nun, O ise tüm alem için... Kul ve resul planında vücuden en evvel, manen en ahir... O ki Allah’ın sevdiği kulu, son resulü... Hürriyetini bulmak isteyen O’na esir olsun. Allah’a kul olmak isteyen O’na uysun. Kurtuluş O’nda... Ferahlık O’nda... Selamet O’nda... Aranıp da bulunamayan hiçbir güzellik yok O’nda... Öyleyse bugün kimin gönlü bunalıyorsa, kim başına gelen imtihanlardan yorgunsa, kim sı
Ne yaparsan yap olmaz bazen. Ama o kadar güzel olmaz ki, “Ancak bu kadar güzel olmayabilirdi,” dersin. Ve aklına gelir: “Kadere iman eden kederden emin olur.” Sonra anlarsın ki, nar tanelerini teker teker yerli yerine yerleştiren Rabbin, seni de hangi gönle yerleştireceğini bilir. Tek yapman gereken kara geceleri kudret kalemiyle güneşe boyayan, kahverengi odundan pembe çiçekler açtıran Allah'a inanmak. O'na inanırsan yaklaşmak için tuttuğun elin aslında Allah’tan uzaklaştırdığını anlarsın. O'na inanırsan b
Gelirken getirmediğin, giderken de gitmelerine mâni olamadığın hiçbir şeye benim diyemezsin. Benim diyemediğin şeyden hak talep edemezsin. Hak talep edemediğin şeyden şikâyet edemezsin. Ama aldandın bir kere. Damarlarına kadar işlemiş haram sevdaya mukabil, sana şah damarından daha yakın olduğunu söyleyen bir Rabbin vardı. Duymadın! Kimse bilmez diye derinlere gömdüğün dertlerine mukabil, yarattığı kalbin atomlarına kadar işiten Rabbin vardı. Anlamadın! Onların batıp giden sevgilileri çiçek alırken, bizim S
Ömrünün baharında solmuş bir genç... Aile içi şiddeti, cinayeti, sokakları, uyuşturucuyu, pisliği, yetimhaneyi, pişmanlığı ve varoluş sancısını yaşamış gencecik bir yürek. Bu genç yaşında kaldıramıyor bu kadar yükü... Bir arayışta... Yaşadığı acı dolu hayata bir anlam bulmak istiyor bu genç. Dipsiz bir kuyuda geleceği için bir parça umut arıyor... Ve yolunu kaybedenlere rehberlik eden çiçeği burnunda idealist bir öğretmen... Büyük kâinatta kaderlerinin birlikte yazılması asla tesadüf değildi. Mehmet Y
Evlilik namaz gibidir, niyet edince sağa sola bakılmaz! Soruyorum sizlere, Madem evlilik kaderse ve kaderimde evleneceğim kişi yazılı ise ben neden bunca zahmete giriyorum? Ben sevdiğim için dua ediyorsam. Sevdiğim kişi de kendi sevdiği için dua ediyorsa. Bu durumda kim kime yâr olacak? Biliyorum üzgün gönlün "sana ettiğim muhabbeti taşa sunsaydım taş bile çiçek açardı" diyor hayaller aklına geldikçe. Sizi üzen üzsün, ağlatan ağlatsın. Tebessümün en manalı olduğu yer mahşer alanı olacaktır. Eğer bir gün
Her varlık rüştünü ispatlamak için kendi negatifine ihtiyaç duyar. Ancak bir karşıt diğerinin varlığını anlamlı kılar. Benim karşıtım yine kendimim. Ben içimdeki deliyle var olmaya mahkumum. Hem kavgalıyım onunla hem onsuz var olmamın anlamı yok. İçindekilerle kavgalılar bilirler dışarının yavan zorluğunu...
Tükendi
13 yüzyıl Anadolu'sunun ölümsüz değeri Yunus Emre'yi konu alan çok değerli bir kitap yazılmıştır. Roman geri dönüşler yaparak bu olayı anlatır. Kahramanımız bir gün bir kutu bulur ve hayatı değişir. Bu kutu Âşık Yunus tarafından yazılan Yunus Emre'nin hayatının anlatıldığı eseri saklayan değerli bir kutudur. Kutunun peşindeki kötü adamların Eren Alp'le karşılaşmaları neticesinde silahlar konuşur. Hayatı efsanelerle tüllenmiş bu büyük şairimizin tasavvufi yolculuğu, çilesi, şeyhiyle münasebeti, ailesine olan
Tükendi
Şimdi sana son uyarımızı yapıp "bak yol yakınken dön, durduk yere keyfini kaçırma, hayatının akışını değiştirme, kapat kitabı koy rafa" derdik ama belli ki dinlemiyorsun, eh o zaman kolay gelsin.
Dünyanın boş ve aldatan yüzüne dönüp "başlarım senin aşkına!" dedikten sonra Allah'a yönelip "Rabbim önceden hazır değildim şimdi iznin olursa seve seve Başlarım Senin Aşkına" diyeceğiniz bir kitap... Hakikatler gönlünde bir sarsıntı oluşturmuyor mu, yoksa uyanmak için hâlâ yerin göğün sarsılmasını mı bekliyorsun? Ve anlarsın zor sorular ancak kaliteli öğrencilere sorulurmuş İmtihanın bu yüzden ağırmış, anlarsın. Ve anlarsın ateş İbrahim'i yakmadıysa, Balık Yunus'u yemediyse, Bıçak İsmail'i kesmediyse,
Ne yaparsan yap olmaz bazen. Ama o kadar güzel olmaz ki, "Ancak bu kadar güzel olmayabilirdi" dersin. Ve aklına gelir: "Kadere iman eden kederden emin olur." Sonra anlarsın ki, nar tanelerini teker teker yerli yerine yerleştiren Rabbin, seni de hangi gönle yerleştireceğini bilir. Tek yapman gereken kara geceleri kudret kalemiyle güneşe boyayan, kahverengi odundan pembe çiçekler açtıran Allah'a inanmak. O'na inanırsan yaklaşmak için tuttuğun elin aslında Allah'tan uzaklaştırdığını anlarsın. O'na inanırsan ba
Tükendi
Hava karardıkça bende bir sen başlar, susamayacak kadar dolu konuşamayacak kadar yorgun gönlünü hissederim mesafelere aldanmadan. Acını anlatamazsın ama "acıyla" anlatabilirsin heybenden dökülenleri. Daha konuşmaya başlamadan ne diyeceğini bilen Rabbine açarsın avuç avuç azabını. Gaflet kalkar, şerrin içindeki hayırları görmeye başlar vicdanın. Ve anlarsın. Aslında Allah senin için çok güzel yollar yaratmış... Ve anlarsın Ateş İbrahim'i yakmadıysa Balık Yunus'u yemediyse Bıçak İsmail'i kesmediyse Deniz Mu
Bu çalışma, yeni bir iddiayı dile getirmekten ziyade; Orta Çağ'da İslam dünyasında siyaset üzerine kafa yoran Farabi, Gazali, İbn Bacce, İbn Rüşd ve İbn Haldun gibi önemli düşünürlerin siyasal ve toplumsal hayatın farklı boyutlarındaki değerlendirmelerini, karşılaştırmalı olarak ele almaya ve mümkün mertebe onların günümüz açısından taşıdıkları değeri ortaya koymaya çalışmaktadır. Öte yandan bizim esas amacımız, siyasi-tarihsel bir çalışma yapmaktan ziyade, o dönemdeki siyasi-kültürel sorunlarla ilgili olar
Gelirken sen getirmediğin, giderken de gitmelerine mani olamadığın hiçbir şeye benim diyemezsin. Benim diyemediğin şeyden hak talep edemezsin. Hak talep edemediğin şeyden şikâyet edemezsin. Ama aldandın bir kere. Damarlarına kadar işlemiş haram sevdaya mukabil, sana şah damarından daha yakın olduğunu söyleyen bir Rabbin vardı. Duymadın! Kimse bilmez diye derinlere gömdüğün dertlerine mukabil, yarattığı kalbin atomlarına kadar işiten Rabbin vardı. Anlamadın! Onların batıp giden sevgilileri çiçek alırken, b
Tükendi
"Tarih öncesi köpekler havlıyordu..." diyordu Cemal Süreya. Ne demek istiyordu bu sözlerle... Ne anlama geliyordu... Çocuk Cemal olarak, tüfekli askerlerin nezaretinde gerçekleşen bir sürgüne tanıklık yaptığını yıllar sonra hatırlayacaktı... Ve o günleri uzun dizelerle bitirecekti: "Günlerce yolculuktan sonra bir köye attılar, Tarih öncesi köpekler havlıyordu, aklımdan hiç çıkmaz o yolculuk, o havlamalar, polisler..." Dersim'i ne kadar biliyoruz... '38'den mi, Alevililikten mi, Acılarından mı, yürek burkan
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 15 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1