Anneler ve babalar, çocuklarının mutlu bir yuva kurmasını gerçekten isterler mi?
Ya evlenme yaşındaki gençler? Sizce anneniz ve babanız sizin mutlu olmanızı gerçekten arzu edip, istediğiniz kişiyle birlikte olmanızı istiyor mu?
Eminim ki birçok kişi bu soruyu yadırgıyordur, ama madalyonun diğer yüzünde öyle yazmıyor maalesef.
İncelediğiniz bu kitap; birbirini sevenleri ayıran anneler ve babaların da olduğunun, ya da olabileceğinin ispatı.
Bu kitapta adı geçen dört genç ; veda bile edemeden ayrı düştüler
Bir öykü...
Gitar öğrenme hevesiyle başlayan...
pavyonlarda, gece kulüblerinde geçen macera dolu yedi yıl...
Etli parmaklarının arasında kırmızı bir pena... Mücadele ediyor, savaşıyor sanki tellerle. Sol elinin işaretparmağıyla bastığı tele vurma mücadelesi bu. Tüm dikkati, sağ elinin parmakları arasındaki penada. Kendini kaptırmış, etrafta olan bitenin farkında değil. Hırslı, istekli... Böyle giderse, azminin semeresini görmesi uzun sürmez.
Uzun sürmedi, öylesine azimliydi ki öğrendi. Artık bir gitarist
Bir derginin editörlüğünü yaptığım yıllarda genç bir yazar adayı eserinin dergimizde yayımlanmasını rica ediyordu. Olgun bir dille ve akıcı bir üslupla yazılmış hikâyenin kurgu özeti şöyleydi:
"80'li yıllar Yunus liseyi küçük bir Anadolu şehrinde bitirmiştir. Üniversite eğitimi için geldiği İstanbul'daki Topkapı garajına iner inmez cüzdanını çaldırır. Elinde tahta bavuluyla koca şehirde; kimliksiz ve parasız kalakalmıştır. Utangaçtır, çekingen ve ürkektir. Tek umudu İstanbul'da yaşayan halasının oğlu Hüse
Nedir sevgi, nasıldır aşk?
Ruhların uyuşması mı, fikirlerin örtüşmesi mi? Yoksa tencere kapak misali bedenlerin birleşmesi mi? Uğruna Romayı yakarım., Ya benimsin ya toprağın! deyip de gözü yârdan başkasını görmeyenleri aşk grafiğinde mi yoksa bencillik eğrisinde mi değerlendirmeli?
Cennet cennet dedikleri / Birkaç köşkle birkaç huri / İsteyene ver anları / Bana seni gerek seni diyen Yunus nasıl bir aşk ateşinde yanmaktadır. Ya Fuzulinin şu beytine ne demeli?
Cânı için kim ki cânânın sever cânın sever
Cânı
Yaşadıklarımızı, hissetiklerimizi karşımızdakilere aktarmanın yollarından biri de yazıya dökmektir. Kimi zaman sayfalarca ya da ciltler dolusu yazı, ancak yetebilir anlatmak istediğimizi aktarmaya.
Bazen de sadece dizeler hissettiklerinize tercüman olabilir.
Birkaç dörtlükle her şeyi yansıtabilirsiniz bu kitapta olduğu gibi. Şair de; bazen dört kıtayla, bazen daha fazlasıyla yaşadıklarını ,hissettiklerini dışa yansıtmış şiirlerinde.
Okuyacağınız mısralarda; hasreti, özlemi, mutluluğu, sevinci bazen de kede
Kocamustafapaşalı küçük Mustafa... Küçücük bir çocuk size ne anlatabilir ki? Ama öyle sanmayın!
Bir anne, bir baba, bir ağabey gözüyle okuduğunuzda. Hele istanbullu ve bir de Kocamustafapaşalı iseniz o kadar çok şey bulacaksınız ki bu kitapta Çocukluğunuzun her anı geçecek gözünüzün önünden. Tekrar yaşayacaksınız o günleri. İstanbul'un bozulmamış hâlini, evlerini, sokaklarını, okulunuzu, öğretmenlerinizi, o günlere ait daha birçok şeyi. Ramazanları, bayramları, sokak satıcılarını hatırlayacaksınız..
Toplam 7 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.