İki kişiydiler. Erkek ve dişi olarak yaratıldılar. Dünyada varlıklarını sürdürebilmenin yolu üremekten geçiyordu. Anladılar. Çoğaldılar. Öldürücü yaşam koşullarına birlikte göğüs gerdiler. Bollukta da paylaştılar, yoklukta da. Gökyüzünü birlikte yönettiler, yeryüzüne birlikte hükmettiler. İmparatorların yanında imparatoriçe vardı, kralların yanında da kraliçeler. Cinsiyetleri yoktu, onlara kısaca "insan" dediler.
Sonra yavaş yavaş bir şeyler değişti. Hırs, kin, nefret ve ölüm erkeğin damarlarında gezinmeye
''Yaşamın kaynağının meme olduğunu anladık''... Memede huzuru şefkati, korkusuzluğu bulduğumuzu anladık. İnsanoğlunu hayatta kalmasını sağlayan organ olduğunu anladık. Hem haz veren, hem de alan organ olduğunu anladık, ilk sevgi tohumunun ondan geldiğini anladık. Memenin insanoğluna cenneti hissettirdiğini anladık. Bu kitabın yazarları Prof. Dr. Levent Çelik ve Gülay Kılıç Özmen böyle diyor. Havva Ana'dan başlayarak günümüze kadar getirdikleri ''Meme''nin öyküsünde kendi paylarına düşen bu olmuş. Sizin payı
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.