Leyla Paslanmaz
Söylendiğinde boyun büken kelimeler vardı
Doğu gibi annem gibi ölüm gibi
Her yer insandan birkaç adım sonraydı
Saatler insanı birkaç dakika geçe çalmaktaydı
Leyla Tanrı'nın ellerindeyken
Henüz hiç yemin edilmemişken
Hıçkırmak yokken sevdanın sözlüğünde
Onun aşkına diye başlanmamışken hiçbir söze
Bir kadının adı haykırıldı ilkin erkeğin dilinden
Dünya Leyla diyerek döndü
Döndü dünya Leyla diye diye
Önce çamur vardı
Leyla'nın o beyaz elleri bile çamurdandı
Sonra insanın bütün
Yalnızlık Tefsiri
Mimarisi lambadandır Eliflerin
Çünkü yalnızlık sürekli yanan bir Elif’tir
Yalnızlık varlığın en işkenceli halidir
Yalnızlık kursağa oturduğunda dudağını değil kalbini ısırtır insana
Ağzımdaki zaten ısırılmış bir kalbin resmidir
“Bir at sineği olan Sokrates -eğer bugün yaşasaydı- siyasete, adalete ve devlete ne tür eleştiriler getirirdi?” sorusunun cevapları aranan bu kitapta, siyasal düşüncenin eski Yunan temellerine doğru politik bir kazı çalışması yapılmaktadır. Bu politik kazıda karşılaşılan temel şey ise Sokrates’in erdem sineklerinin, politik öznellik, liyakat ve adalet kavramlarının altında yatıyor olmasıdır. Diğer bir ifadeyle Sokrates’in temel derdi; birey olmak, liyakat ve adalet üçgenindedir.
Atina siyasetine adalet,
Bir gün birisi elma yedi
Ve başladı hikâyemiz
Acıya sürte sürte yonttukları heykelimiz
Dikildi aynaların karşısına
Biz aynaya her baktığında
Dikine bir dünya görenler
Ve burnundan dünya gelenler çoğu zaman
Bu hiçlik Coğrafyasında
Doğuyu
İlla ki Doğuyu arıyoruz durmadan
Biz ilk doğduğumuzda
Ne anne kelimesi büyüdü dilimizde
Ne de baba
Konuşmayı ilk söktüğümüzde biz
İnsan dedik
İn - San heceleyerek
Ben Osman! Deli Osman! Annesi, bazlama cennetine giden Osman! Yıllardır göğe mektup yazarım. Ama bugün delindi gök ve bugün geldi mektuplarıma yanıtlar. Önce dilimle kelimeleri kestim, sonra gözümle camları kırdım. Hiçbirinin önemi yok. Çünkü ben gökten büyüğüm. Gök, benim içimdedir.
Gök İçimdedir! Gök içimdedir! Gök içimdedir!
Ben Osman, kendi dilini kendi dişiyle koparan Osman! Hiçbir şey bir çocuğun tebessümünden daha değerli değildir. Olamaz. Olmaz.
Gök içimdedir! Gök içimdedir! Gök içimdedir!
Ben O
KİTAP Ülkesi'nde yaşayan Alfabe Uygarlığı'nın derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkmaya
hazır mısınız? Bu, bütün fertleri harflerden oluşan bir ülkede insanı arayan bir yolculuktur.
Harflerin birey olduğu bu toplumda pek çok tartışma vardır. Ancak en önemli tartışma konusunu
‘erdem' oluşturmaktadır. Alfabe Uygarlığı'ndaki harfler hep beraber huzur içerisinde yaşarlarken
birden her şey değişmeye başlar. Eski birlikleri bozulduğunda, harfler, erdemin canlı bir şey
olduğunu unutup erdemi bir şeye sabitlemeye
Yusuf Çifci hırçın bir şair, bir gece vakti devleti yakından görmüş her şair gibi. O gün bu gün sürekli kendini öldürmek istiyor. Aslında niyeti bu değil; o devleti öldürmek istiyor. Cesaretini topluyor şiirlerde. Çırılçıplak soyunmuş, şiirin en mahrem yerlerinde geziniyor.
Toplam 7 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.