Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 7 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Güçleri tükenmiş vaziyette bu küçücük beton alanda korkudan ve acıdan büzüşmüş anlamda alevlerin onca sıcaklığının içinde bile üşüyor ve hatta titriyorlardı... Ali Asaf, Bertuğ ve Cemal alıç ağacının altına topladıkları ev halkıyla birlikte yok olan hayatı, hayatlarını izliyorlardı. Yaşamda yol alırken bir şeylerin her an yok olacağını, her yaşanan anın o an için değerli olduğunu düşünüyordu Cemal... Gözlerinden akan yaşlar yüzündeki siyah isleri temizliyordu, gözyaşlarının tuzu yanan yerlerini acıtıyordu.
Hayat böyle olmalı, bir hastane odasında da olsak böyle olmalı diye düşündüm ve orada o gün, bunları düşündüğüm işte o an psikiyatr olmaya karar verdiğim andı... O akşam bu pencerenin önündeki mutluluktan ağlayışım şu an gibi aklımda ve şimdi yine mutluluktan ağlıyorum... Bakın siz varsınız yanımda ve birlikte başarıyı konuşuyoruz...
Geceyi dinliyordu genç adam... Bedeni kafeste, ruhu özgür... Gece dilsiz, genç adam dilsiz... Lâl olmuş iki yalnız... Bu yalnızlığın kıskacında bakıyordu genç adam sessiz ve sükûn içinde aşağıda onu bekleyen adeta uyuyan şehre... Koca şehir aşağıda ışıltılarıyla ateş böcekleri gibi göz kırpıyorlardı bu unutulmuş ıraklara... Akmakta olan hayatı hatırlatırcasına genç adama...
Arabanın açık olan penceresinden sevgi dolu, dostluk dolu, adalet yüklü bahar rüzgârları vuruyordu yüzlerine İstanbul gibi kokan mevsimlerde baharları müjdelercesine... Bütün dünya insanlarına... İstanbul gibi büyüleyen ilk ve son aşklarda buluşmak adına... Son bir kez daha baktılar sahil boyu... Güzelim İstanbul'a... İnsanın ruhunun özgür kaldığı dünyanın en güzel şehrine... Masalsı bir füsunla, masal gibi, rüya gibi güzel yaşamlar dileyerek tüm İstanbul âşıklarına...
"Sevgili zühal, Seni çok özledim. Senin değerini, benim için ne ifade ettiğini Senden uzakta daha iyi anlıyorum. Sen hikâye gibi ütü yapar, piyes gibi çay kaynatırsın. İncir kuşlarını hatırlatan bir sesin vardır..." Yazar ve şair Leylâ Şahin, Cemal Süreya'nın ikinci eşi Zühal Tekkanat'la gerçekleştirdiği söyleşilerden oluşan önemli bir biyografi çalışmasıyla okurların karşısında Bu kitapta Cemal Süreya hayranları için bir de sürpriz yer alıyor: Şairin, eşi Zühal Tekkanat'a yazdığı ve daha önce hiçbir kitap
Paris, 21 Ağustos 1962 Fazıl Ağabey, Merhaba, saygılarımı sunarım. Ben bir süredir Paris'teyim. Fransız şiirini temsil eden birkaç şairle tanışabildim. Sizin, Oktay Rifat'ın, Behçet Necatigil'in, Metin Eloğlu'nun, Edip Cansever'in bazı kitaplarını Paris'e gelirken getirmiştim. Fransa'ya yerleşmiş benden çok daha iyi Fransızca bilen bir arkadaşım var; Türk. Onunla birlikte çağdaş şiirimizi tanıtmak istiyoruz. Sizin Çocuk ve Allah yok burada. Onu yollayabilir misiniz acaba? Bir de sanırım Tahsin Sara
Tükendi
Rüştü Onur, 1920de doğmuş 1942 yılında ölmüş. Kısacık bir ömür... Ama yürek yakan şiirler ve mektuplar yazmış. Günışığına çıkmamış mektupları ve şiirleri ilk kez bu kitapta bir arada. Yılmaz Erdoğanın önsözüyle... Rüştü Onurun kısacık hayatı ve Medihaya olan derin aşkı, Yılmaz Erdoğanın yönettiği ve oynadığı Kelebeğin Rüyası filmiyle de beyaz perdede. Orhan Veli : Son yıllarda Zonguldak üç büyük yetenek yetiştirdi: Biri Rüştü Onur... Behçet Necatigil : Gamlı gecelerin öncüsü Rüştü, artık hatıralarım ara
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 7 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1