Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 15 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Tanzimat dönemi sanayileşme açısından, geniş çapta ihtiyaç duyulan malları imal etmek amacıyla tesis kurma politikalarının hayata geçirildiği bir dönem olmuştur. Bu dönemde, esas itibariyle Osmanlı Devleti bir sanayi hamlesi yapmak istemiştir. Bu bağlamda İstanbul’da Zeytinburnu-Küçükçekmece arasındaki sahil bandına yeni fabrikalar kurulmuş, bu arada İzmit’te de büyük bir kumaş fabrikası tesis edilmiştir. Bu kitabın konusunu oluşturan Hereke Fabrikası, bir nevi özel girişim olarak dönemin seraskeri Hasan Rı
Sultan II. Abdülhamid, şahsiyeti ve icraatları ile çok tartışılan bir hükümdar. Bu çerçevede "Ulu Hakan"dan "Kızıl Sultan"a kadar uzanan bir yelpazede değerlendirilmekte. Peki Abdülhamid bunlardan hangisi? İşte bu kitap, Abdülhamid´in Hususi İradelerinden yola çıkarak padişahın karakter yapısını ve bu çerçevede İstanbul´daki gündelik hayata dair görüşlerini yansıtmaktadır. Kitapta yer alan belgeler okunduğunda, imarethanelerde pişirilen çorbaların içindeki pirinç tanelerinin azlığından, Terkos suyuna soda
Sultan II. Abdülhamid'in, ülke idaresi, ülke güvenliği, dış politika, eğitim, sağlık, ekonomi, ulaştırma, ticaret ve sanayi, ziraat, denizcilik ve saire gibi birçok konulardaki fikirleri, bizzat padişah emirlerinin yazılı belgesi olan, tarihin bir numaralı belgelerinden, yani Hususi İradeler'inden öğrenilebilmektedir. Elinizdeki eser Sultan II. Abdülhamid'in hususi iradelerinden yola çıkılarak kaleme alınan serinin üçüncü kitabıdır. Bu eserde sultanın iç güvenlik politikasına bakarak geçmiş ile bug
Osmanlının son dönemi ile Cumhuriyetin ilk yıllarındaki bazı olaylara değinen bu kitaptaki yazılar tamamen hayatın içinden konuları içeriyor. Hortumculuktan cami soygunculuğuna, büyücülükten çöpçatanlığa ve aşk intiharlarına, bütçe açıklarından enflasyona ve işçi grevlerine, futboldan boğa güreşine, İstanbulun ilk ulaşım araçları ve bunların toplumsal konumundan İstanbulun çöplerine, tarih boyunca gündemden düşmeyen kadın-erkek çekişmelerine kadar birçok konu kitapta yer alıyor. Bu yönüyle bakıldığında kit
1890lı yıllarda Yahudiler, Rusya başta olmak üzere Romanya ve Yunanistanda uğradıkları baskılar yüzünden bu ülkeleri terk etmek zorunda kaldılar. Sığındıkları ilk ülke ise Osmanlı Devleti oldu. Dönemin Padişahı II. Abdülhamid, başlangıçta insani nedenlerle Yahudilerin Filistin dışındaki Osmanlı vilayetlerine yerleşmelerine izin verdi. Fakat Yahudiler vaad edilmiş topraklar olarak kabul ettikleri Filistine yerleşmek istiyorlardı. II. Abdülhamidin saltanatı süresince bu konuda yoğun çabalar harcadılar. Özelli
1908-1918 arası Türkiye'nin kaderine hâkim olan İttihat ve Terakki Partisi, mensuplarının bütün iyi niyet ve vatanseverliklerine karşın, ülkenin büyük bir felakete sürüklenmesine yol açtı. İttihatçı zihniyete göre; iktidara sahip olmanın yolu darbe yapmaktan geçiyorsa bu yapılırdı. "Ya devlet başaya kuzgun leşe" aralarında kullandıkları meşhur bir slogandı. Eski İttihatçıların bir kısmı, Cumhuriyet'ten sonra, her ne kadar güçlerini kaybetmiş olsalar da devletin başına geçme arayışı içinde oldular. Bunun yo
?Hayattaki yegâne üstünlüğüm, Türk doğmaktır! Muhterem milletime şunu tavsiye ederim ki; sinesinde yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki cevher-i asliyi çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an feragat etmesin". "Biz doğrudan doğruya milletseveriz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk topluluğudur. Bu topluluğun fertleri ne kadar Türk kültürüyle dolu olursa, o topluluğa dayanan cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur."   ?Ne mutlu Türk'üm diyene"   M. Ke
Üç kıtanın son hükümdarı Sultan II. Abdülhamid. Otuz dördüncü Osmanlı padişahı. Sultan Hamid ülkenin çok zor dönemlerden geçtiği bir süreçte devlet başkanlığı yaptı. Bu süre içinde ülkeyi ayakta tutma çabası verdi. 33 yıllık bir iktidardan sonra tahttan indirildi. Kendisinden sonra gelen padişahların ülke yönetiminde her hangi bir etkinliklerinin olmadığı göz önünde bulundurulursa, II. Abdülhamid Osmanlıların son ve gerçek İmparatoru idi. Sultan Hamid devleti idare ederken keyfi hareket etmez, birçok konu
Üç kıtanın son hükümdarı Sultan 2. Abdülhamid. Otuz dördüncü Osmanlı padişahı. Sultan Hamid ülkenin çok zor dönemlerden geçtiği bir süreçte devlet başkanlığı yaptı. Bu süre içinde ülkeyi ayakta tutma çabası verdi. 33 yıllık bir iktidardan sonra tahttan indirildi. Kendisinden sonra gelen padişahların ülke yönetiminde her hangi bir etkinliklerinin olmadığı göz önünde bulundurulursa, 2. Abdülhamid Osmanlıların son ve gerçek İmparatoru idi. Sultan Hamid devleti idare ederken keyfi hareket etmez, birçok konuda
Tükendi
Mekteb-i Sultani (Galatasaray Lisesi) ülkemizin en köklü eğitim kurumları arasında yer alarak çok önemli işlevler görmüş; yetiştirdiği öğrenciler her alanda başarılı insanlar olarak ülkeleri için yararlı faaliyetlerde bulunmuşlardır. Zaten lisenin kuruluş amacı da buna yöneliktir. Ülke çapında sahibi bulunduğu önemli yer nedeni ile bu köklü kuruluşun tarihçesinin hazırlanmasına şimdiye kadar birkaç defa teşebbüs edilmiştir. Buna karşın, şimdiye kadar tam anlamıyla belgelere dayalı bir tarihçe ortaya konulm
Osmanlı Devleti XIX. yüzyıl boyunca Avrupa ülkelerinin yoğun saldırıları karşısında ayakta kalma mücadelesi verdi. Bu mücadele çok zahmetli ve yıpratıcı oldu. Zaman zaman ağır kayıplara uğranıldı. Avrupalılar Osmanlı Devleti'ne yönelik saldırılarını bizzat hayata geçirdikleri gibi, devletin tebaası olan Gayrimüslim unsurları da bu saldırılarda koz olarak kullandılar. Bu ise ayakta kalma mücadelesinin hem içe hem de dışa karşı yapılması mecburiyetini doğurdu. Artık eski gücünde olmayan Osmanlı Devleti b
"Bir İstanbulluya en kısa, en keyifli, en samimi yolculuk nedir diye soracak olursanız, yanıtı Tünel, olur. Nice insanlar, olaylar, anılar taşıyan Tünel, zamana kısa bir yolculuk sunuyor, İstanbul severler için" 132 yaşına basan Türkiye´nin ilk metrosu Tünel, hazineden kuruş harcamadan, yap-işlet-devlet modeliyle kimler tarafından, nasıl ve niçin yapıldı...Yapım aşamasında ne tür güçlükler yaşandı... İstanbullular ilk kez tanıştıkları bu yeni ulaşım aracını nasıl karşıladılar. Bütün bu soruların cevabın
Tükendi
Elinizdeki kitap farklı yazarların değişik konuları ele aldığı bir eserdir. Her yazar kendi görüş ve bilgisini kaleme almıştır. Ama farklılıklar bir bütünü oluşturmuş, ilginç ve faydalı bir kitap ortaya çıkmıştır. Aleaddin Keykubat, Fatih Sultan Mehmet ve Mustafa Kemal Atatürk hangi stratejileri uygulamıştır? Timur'un Türkiye'yi işgal etmesi nasıl sonuçlar doğurmuştur? Coğrafya, jeopolitika ve Türkçe arasındaki ilişki nasıl gelişmiştir? sorularının yanıtı günümüzün stratejik denge sorunlarına ulaşmaktadır.
Tükendi
Ulaşımın idarî, askerî ve ticarî sahalar yanında haberleşme ve nakliyatta da büyük ehemmiyet taşıdığının farkında olan Osmanlılar kara, deniz ve demiryolu ulaşımından azami derecede faydalanabilmek için birçok proje üretmiş ve sırası geldikçe de bunları hayata geçirmiştir. İşte bu manada ne tür gelişmeler yaşandığı ve ne tür uygulamalar yapıldığını gözler önüne sermek için, konularının uzmanı akademisyen ve araştırmacılar kendi sahaları ile ilgili makaleleri hazırlayarak üç bölümden meydana gelen 'Osmanlı'
Tükendi
II. Abdülhamid, emperyalist güçlerin Osmanlı Devleti´ni kesin olarak parçalamaya ve Türkleri Avrupa´dan ve giderek Anadolu´dan söküp atmaya karar verdikleri bir dönemde tahta çıkmıştı. Sultan, bu zorlu dönemde ülkenin parçalanmasının önüne geçmeye çalışarak Osmanlı Devleti´nin siyasi ve iktisadi gücünü kullanıp, her yabancı ülkeyi ayrı ayrı değerlendirip ona göre politika uygulamayı tercih etti. II. Abdülhamid büyük devletlere yönelik politikasını uygularken çoğu zaman onların arasındaki rekabetten faydalan
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 15 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1