Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 22 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Ahmed Cevdet Paşa'nın iki risalesinden meydana gelen bu eserdeki risaleden ilki Paşa'nın Arapça olarak kaleme aldığı Hülâsatü’l-beyân fi te’lîfi’l-Kur’ân adını taşıyan muhtasar Kur'an tarihidir. 1303/1885 yılında yayımlanmış bu muhtasar risalede Kur’an-ı Kerim’in nüzûlü ve yazıya geçiriliş süreci, vahiy kâtipleri, sahâbe arasındaki kurrâ ve mertebeleri, Kur’an’ın cem’edilmesi, kıraat ihtilafları ve kaynakları, Hz. Osman tarafından Kur’an’ın ikinci kez cem’edilmesi ve neticesinde yazılan mushafın çoğaltmasın
Tükendi
AHMET CEVDET PAŞA : (Hicri 1238) de Bulgaristan´ın Tuna vilayetine bağlı Lofça kasabasında doğmuştur. Adı Ahmet olup Cevdet lakabını sonradan almıştır. İlk tahsilini kendi kasabasında yapmıştır, azimli, gayretli ve çalışkanlığı ile tez zamanda hocalarının dikatini çekmiştir. 17 yaşında tahsilini ilerletmesi için ebeveyni tarafından İstanbul´a gönderildi. İstanbulda güzide hocalardan ders ders aldı. 22 yaşında kadı oldu. Bir müddet sonra kadılık görevinden ayrılarak İstanbul câmilerinde dersiâmlık görevine
Tarih yapmak kadar, tarihi yazmak da önemlidir. Biz tarihi daha çok bu yazılanlardan, yazanların gözünden okur ve öğreniriz. Tarihte yaşananlara onların durduğu yerden bakar, ona göre yargılar, değerlendirir ve tarafımızı belirleriz. Bu açıdan tarihin, özellikle de İslâm tarihinin doğru öğrenilmesi önem arz etmektedir. Bu da ancak doğru kaynaklardan okunursa mümkün olmaktadır. Bugünün müslümanına tarihe (ve kendi tarihine) bakışının nasıl olması gerektiğini hatırlatan ve ecdadımızın aziz yâdigârlarından bir
Tarih yapmak kadar, tarihi yazmak da önemlidir. Biz tarihi daha çok bu yazılanlardan, yazanların gözünden okur ve öğreniriz. Tarihte yaşananlara onların durduğu yerden bakar, ona göre yargılar, değerlendirir ve tarafımızı belirleriz. Bu açıdan tarihin, özellikle de İslâm tarihinin doğru öğrenilmesi önem arz etmektedir. Bu da ancak doğru kaynaklardan okunursa mümkün olmaktadır. Bugünün müslümanına tarihe (ve kendi tarihine) bakışının nasıl olması gerektiğini hatırlatan ve ecdadımızın aziz yâdigârlarından bir
Mantık doğru düşünmeyi öğreten ve hakikati bulma kurallarını ortaya koyan bilimdir. Descartes "Düşünüyorum o halde varım" derken, insanın temel sıfatının düşünmek olduğunu anlatmak istemiştir. İnsanlık dü­şünmekle başlar, düşünmez hale gelince biter. Düşünme, aynı zamanda insan hareketlerini sevk ve idare eden bir "Kuvve"dir. Gerek hareketlerin ve yapılan işlerin doğru ve­ya yanlış oluşu, gerekse insanlara faydalı veya zararlı oluşu, düşünme ve düşüncenin şekilleriyle anlaşılır. Eski kelamcılar mantısı itik
Hz. Ebubekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman'ın (r.a) hilafetleri dönemlerinde onların en yakınında yer alarak her konuda onlara yardımcı olan ve nihayet ümmet-i Muhammed'in kafasının en karşık olduğu dönemde hilafet makamına geçerek Ümmet'in işlerini üzerine alıp en hayırlı hizmetleri yapan, İslam'ın itikadını ve fıkhını sapmalara karşı koruyan Hz. Ali (r.a)'dır. Hz.Ali (r.a)'ın şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Bana Allah'ın kitabından sorun. Zira hiçbir ayet yok ki onun gece mi, gündüz mü, ovada mı, dağda mı n
Ahmed Cevdet Paşa Osmanlı Devleti'nin tarih, hukuk, edebiyat, eğitim, tefekkür gibi birçok önemli alanda yetiştirdiği ve Doğu ve Batı'yı iyi tanıyan müstesna devlet adamlarından biridir. Ahmed Cevdet Paşa (1823 - 1895) değişik konulardaki birçok eseri yanında, millî kültür tarihimiz açısından çok önemli olan Belâgat-ı Osmâniye'yi de kaleme almıştır. Belagat-ı Osmaniye Türk milletinin asırlar boyunca elde ettiği üslup, düşünce ve terkip gücünü ihtiva eden Belâgat-ı Osmâniye, bugün de ilmi ve edebi değerin
Dört büyük halifenin birincisi ve ümmet-i Muhammed'in en üstünü Hazret-i Ebûbekir (r.a.)'dir. Ebûbekir, seher vakti teheccüd kılanların babası demektir. Hazret-i Ebûbekir'den (r.a.) sonra insanların en üstünü Ömer bin Hattâb'dır. Hazret-i Ebûbekir'den sonra hak halifedir. Lakabı hak ile bâtılı ayıran manasında "Fârûk" olmuştur. Üçüncü hak halife Hazret-i Osman'dır (r.a.). Peygamber Efendimiz'in (Sallâllahü Aleyhi ve Sellem) İki defa damadı olmuştur. Onun İçin lâkabı "Zinnûreyn" (iki nur sâhibi) idi. Hazret-
Tükendi
Hayatını en ince noktalarına kadar bilmemiz ve kendi hayatımıza tatbik etmemiz gereken yegâne insan, peygamberler peygamberi Hazret-i Muhammed Mustafa sallallâhü aleyhi ve sellemdir. O, âlemlere rahmet olarak gönderilmiştir. İşte sıcak bir aile ortamında merakla okunup dinlenecek bu siyer, Osmanlı'nın son devrindeki müstesna simalardan, büyük devlet adamı ve tarihçi Ahmed Cevdet Paşa'nın, "Kısas-ı Enbiyâ" isimli eserinin, Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve selemin hayatını anlatan kısmının sadeleştir
Tükendi
Allâhü Teâlâ nice kâmil zevat-ı kiramı ilahi lutfu ile peygamberlik şerefi ile şereflendirmiş, ellerinde mucizeler yaratmış, her biri zamanlarında ümmetlerini Allâhü Teâlâ'nın emreylediği dine davet etmişlerdir. Bu zevat-ı kirama inanmak imanın şartıdır, farzdır. Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâm bütün insan ve cinlere gönderilmiştir. Peygamberlerin evveli Âdem aleyhisselam, âhiri bizim peygamberimiz Hazret-i Muhammed Mustafa aleyhisselâmdır. Bu ikisi arasında ne kadar peygamber aleyhimüsselâm geldiyse
Tükendi
Her Müslüman, Peygamberini sevmek, onun hayatını güzelce öğrenmek ve insanlığa getirdiği mesajları ve değer ölçülerini benimsemek durumundadır. Bu sebeple; Peygamberimizin hayatını anlatan eserler ilmihalden sonra kütüphanelerimizin vazgeçilmez kitaplarıdır. Bu anlayış içinde, Ahmed Cevdet Paşa'nın, bir tarih klasiği olan "Kısas-ı Enbiya" adlı eseri içinden Peygamberimizin hayatının anlatıldığı bölümü, "Örnek Hayat Hz. Muhammed (sav)" adı altında yayına hazırladık. Kitab günümüz insanının anlayacağı dile
Tükendi
Sahabe-i Kirâm'ın büyüklerinden olan Hz. Ömer, Hz. Ebûbekir'den sonra İslâm'ın ikinci halîfesidir. Sözünü dinletir, dînî hükümlerin yerine getirilmesinde şerrinden korkulan insanların haksız tenkitlerinden ve tecavüzlerinden, dil uzatanın kötü sözünden çekinmezdi. Hiçbir hususta hatır gözetmez, her hal ve işte adaleti seçer, kat'iyyen taraftarlık yoluna gitmezdi. Adaletine bütün dünya hayran kaldı. Doğruyu yanlıştan ayırdığı için kendisine "Fâruk" denildi. Hz. Ömer zamanında çok fetihler oldu. Halîfeliği s
Tükendi
Bu eseri, diğer İslam tarihi eserlerinden ayıran en önemli özellik, Osmanlıca olarak son derece açık ve akıcı bir dille yazılmış olmasıdır. Bir tarih kitabı olduğu hâlde, üslubundaki bu akıcılık okuyucuyu âdeta kendine bağlar ve sürükler. Bu yüzdendir ki yıllar boyunca çok okunan ve birçok baskısı yapılan bir kitap olmuştur. Bu açıdan eser, dili ve kullanılan üslup bakımından çok sayıda yazar tarafından takdir edilmiştir. Yaşamış olduğu dönemin en büyük ilim adamlarından biri olarak kabul edilen Ahmet Cevd
Hayatını en ince noktalarına kadar bilmemiz ve kendi hayatımıza tatbik etmemiz gereken yegâne insan, peygamberler peygamberi Hazret-i Muhammed Mustafa sallallâhü aleyhi ve sellemdir. O, âlemlere rahmet olarak gönderilmiştir. İşte sıcak bir aile ortamında merakla okunup dinlenecek bu siyer, Osmanlı'nın son devrindeki müstesna simalardan, büyük devlet adamı ve tarihçi Ahmed Cevdet Paşa'nın, "Kısas-ı Enbiyâ" isimli eserinin, Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellemin hayatını anlatan kısmının sadeleşti
Tükendi
Kültür tarihimizin önemli kilometre taşlarından biri olan Ahmed Cevdet Paşa, Hem âlim hem de devlet adamı kimliğiyle herkesin bildiği ve itibar ettiği bir şahsiyettir. Başta Mecelle olmaj üzere Kısas-ı Enbiya(Peygamberler Tarihi), Belâgat-ı Osmaniyye, Kavâid-i Osmaniyye gibi kitapları kaleme almıştır. Elimizdeki kitapçık Ahmed Cevdet Paşa'nın Mâlûmât-ı Nâfia(Faydalı Bilgiler) adını taşıyan risalesidir. Paşa bu risalesinde, zamanın Okullar Bakanı Kemâl Efendi' nin isteği üzzerine, genel kültürü zayıf olduğun
Türk tarihinin en önemli kırılma noktalarından biri olan Tanzimatın ilanından itibaren 170 yılı geride bırakmamıza rağmen hâlâ aynı tartışmaların içindeyiz. Günümüz Türkiyesinin sosyo-ekonomik ve siyasi yapısını sağlıklı tahlil edebilmemiz için 1839la başlayan ve o dönem itibariyle bir açılım olan süreci çok iyi anlamamız gerekmektedir. Bu kitap döneminin en önemli devlet ve siyaset adamı olan ve gelişmelerin içerisinde yer almış Ahmed Cevdet Paşanın gözlemlerine dayanıyor. Batılılaşma serüveninin ve oluşa
Kâinât´ın Sevgilisi, Peygamberlerin Sultanı, Allah´ın Habîbi Muhammed Müstafi Salla´llahu aleyhi ve Sellem´e âşık olmayan var mı? Rehberimiz, Önderimiz Sevgili Peygamberimizi tanımak O´nu sevmek sevginin en üst noktasıdır. O tanındıkça daha çok sevilmiş ve sevildikçe de sevenlerin kurtulmasına vesile olmuştur. O´nun sevgisi dünya hayatına güzel bir nizam verdiği gibi âhire mutluluğuna da ayrı bir lezzet bahşedecektir. Peygamberimizi sevmek insan kurtaracaktır. Bu sevgi insanı ayrı bir insan haline getirecek
Tükendi
Peygamberler Hakkın seçilmiş, sevilmiş, insanlar içinden süzülüp çıkarılmış en halis kullarıdır. Onlar, Allah´ın kullarını bu felaket diyarından saadet diyarına ulaştıran birer hidayet rehberleridir. Bu aziz varlıklar olmasaydı, insanlar gönüllerinin nevalarına uyacak ve helak olup gideceklerdi. Eğer Peygamberler olmasaydı insanlar Rabbini bilemez ve tanıyamazdı. Kendi aklı ile bu kainatın bir Yaratıcısı olduğunu bilse bile O´na gidecek yolu bulamazdı. Rahmet ve hidayet rehberi kılınan peygamberler, insan
Tükendi
Bu eser, Osmanlı Uleması’nın önemli isimlerinden Ahmed Cevdet Paşa’nın meşhur Kısas-ı Enbiyası esas alınarak, Hz. Muhammed (s.a.v.) bölümü sadeleştirilmiş, yer yer ilaveler yapılarak bu alandaki ihtiyaçlara cevap verebilecek nitelikleri barındıran kaynaklara bağlı önemli bir kitaptır... (Arka kapaktan)
Allah, Hz. Âdem´i yarattı ve yanında eş olarak Hz. Havva´yı verdi. Ancak, Cennet katında yaratılan bu iki insan, Allah´ın emrine uymadılar, ezeli ve ebedi düşmanları şeytan, tarafından kandırıldılar. Şeytan, Hz. Adem ve Hz. Havva soyundan üreyen ve yeryüzünü yurt tutan insanoğlunun başına musallat olmaya devam etti. İnsanoğlu ile şeytan arasındaki bu büyük kavga devam etti, ediyor, edecek.
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 22 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1