Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 42 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Şule Yayınları, Şirazlı Sadinin Bûstan adlı şaheserini özgün haline uygun olarak manzum bir çeviriyle yayınladı. Prof. Dr. A. Naci Tokmakın çevirisi eserin ilk manzum tercümesi olması dolayısıyla klasik eser yayıncılığında büyük önem taşıyor. Bu yeni çeviri daha ismiyle diğer tercümelerden farklı olduğunu işaret ediyor adeta. Mütercime göre kitabın adını Bostan koymak doğru değil. Bu yüzden Sadinin bu şaheseri artık Bustan adıyla seslenecek okuyucusuna. Bu çevirinin manzum olarak yapılmasındaki amacı kita
Bostan, Doğu edebiyatının elden ele, dilden dile dolaşan en büyük eserlerindendir. Tasavvuf anlayışını yansıtan bu yapıtta insanı insan yapan sevgi, açık yüreklilik, alçakgönüllülük gibi erdemler övülür; bunların her şeyden üstün olduğunu gösteren öyküler anlatılır. İrfani öğretinin şiirsel taşıyıcıları, Mevlana, Şeyh Galib ve diğerlerinde görüldüğü üzere, mecazi bir dille konuşur. Sadi-i Şirazi ise böyle sembolik ve şiirsel bir sesten ziyade; dolaysız, yalın ve ?gerçekçi' bir anlatımı tercih etmiştir.
Gülistan Doğu Edebiyatı'nın elden ele, dilden dile dolaşan en büyük eserlerindendir. Yazıldığı günden bu yana geçen yedi asırdır, yediden yetmişe herkesin severek okuduğu şaheser niteliğinde bir kitaptır.Şirazlı Sadi, Gülistan'da bilgi ve tecrübelerini, bazen kendi anılarından bazen dinlediği hikayelerden yola çıkarak okuyucularla paylaşır.
Tükendi
İranlı ünlü şair Sadi’nin Bostan ve Gülistan diye isimlendirdiği iki ünlü eserinden birisi olan GÜLİSTAN, Doğu edebiyatının çok önemli klasikleri arasında yer almaktadır. 1258 yılında kaleme alınan Gülistan, Sadi’nin Bostan adlı diğer kitabıyla birlikte devrin hükümdarı Atabek Ebubekir’e sunulmuş, hükümdarın beğeni ve takdirlerini kazanmıştır. Şiir ve düzyazı (nesir ve nazım) şeklinde kısa hikâyelerden oluşan Gülistan, ahlaki öğütler veren kıssaları ve öğretici yönüyle meşhurdur. Eserde; ustaca işlenen a
Tükendi
İran edebiyatının en önemli şairlerinden biri olan Sadî güller şehri olarak bilinen Şirazda dünyaya gelmiştir. 30 yıl boyunca Hindistan ve Kuzey Afrikayı dolaşmış, yaşadıklarını Kuran ayetleri, hadisler ve İran edebiyatının köklü geçmişinden beslenen eserlerle zenginleştirerek Bostân ve Gülistân adlı eserlerinde hikmetli hikâyelere dönüştürmüştür. Yüzyılları aşan bu gül kokulu eser dilinin yalınlığı ve anlatımının şiirsel örgüsüyle de her çağın insanına seslenebilmeyi başarmıştır. Sadînin büyük eseri Gülis
Bostan'da hikaye ve menkıbeler kısa, öz ve güzel olarak yazılmıştır. İfadeler her bakımdan sağlamdır. Bostan da Gülistan gibi asırlarca İslam dünyasında büyük rağbet görmüş, öğrencilere ders kitabı olarak okunmuştur. Birçok dile tercümeleri yapılmış, kitabın ünü her tarafa yayılmıştır.
Tükendi
"Ey kardeş! Bu dünya kimseye kalmaz. Gönlünü, her şeyi yaratan Allah'a bağla. Sana bu kafidir. Dünya mülküne güvenip bel bağlama. Çünkü bu dünyada senin gibi birçokları yaşamış ve sonunda ölüp gitmiştir. Değil mi ki, en sonunda ölüm vardır ve bu can ölüm yolunu tutacaktır. O halde ister taht üzerinde can vermişsin ister toprak üzerinde, ne fark eder!"
Tükendi
İranlı şair Sâdi-i Şirazî tarafından XIII. Yüzyılda yazılan ve kusursuz bir anlatıma sahip olan Gülistan, genelde düzyazı olarak kaleme alınmış, yer yer manzum parçalara da yer verilmiştir. Yöneticilerin nasıl olması gerektiği, güzel ahlâk, kanaat ve susmanın faydaları, gençlik ve aşk, eğitimin önemi ve sohbet kuralları gibi konuların kıssalarla anlatıldığı eserin kolay gibi görünen ancak taklit edilmesi çok zor olan bir anlatımı vardır. Gülistan, eskiden okullarda ders kitabı olarak uzun yıllar okutulmuştu
Tükendi
Bostan, Doğu edebiyatının elden ele,dilden dile dolaşan en büyük eserlerindendir. Tasavvuf anlayışını yansıtan bu yapıtta insanı insan yapan sevgi, açık yüreklilik, alçak gönüllülük gibi erdemler övgüler;bunların her şeyden üstün olduğunu gösteren öyküler anlatılır. İrfani öğretinin şiirsel taşıyıcıları, Mevlana, şeyh Galib ve diğerlerinde görüldüğü üzere, mecazi bir dille konuşur. Şirazlı Sadi'de ise böyle sembolik ve şiirsel bir sesten ziyade; dolaysız, yalın ve gerçekçi bir eda buluruz. Osmanlı
Tükendi
Daha hayatta iken büyük bir şöhret kazanan sadi, ömrünün üçte birini ilim tahsiliyle, bir o kadarını da seyahatlerde geçirmiştir. Sadi bu seyahatlerinde zamanın en büyük bilginleri-yle ve mutasavvıflanyla tanışmış, onlarla sohbet etmiş, bilgi ve görüşünü ikmal etmiştir. Ömrünün geriye kalan kısmında da köşesine çekilerek kazandığı deneyimleri yazıya geçirip insanların yararına sunmuştur. 20'ye yakın kitabı olan sadi'nin eseri eri içerisinde en çok bilinip okunanlardan biriside şüphesiz "BOSTAN"dır. Sadi, Bo
Tükendi
Kıyısı görünmeyen bir denizde yüzücünün gururu işe yaramaz... İyi insan, erdemli insan, yücelere gönül veren insan... Elbette belli bir ahlâk düzenine ve ölçüsüne uyan; plânlanmış bir eğitimden, daha doğrusu değerler eğitiminden geçmiş insandır. Elinizdeki kitap, işte bu amaca katkıda bulunmak için ortada. İyi insan olabilmenin temel değerlerini ele alıyor ve yaşanan hayatla bir bağ kurarak açıklamaya çalışıyor. "Tedbirli olmak, kıymet bilmek, kanâat, alçak gönüllülük, öfkeyi tutmak, sır saklamak, cömert
Tükendi
Fars edebiyatının en büyük şairlerinden olan Sadî-i Şirazî'nin (1182-1292) sekiz asır önce kaleme aldığı Bostân, siyasi buhranlar içinde bocalayan 13. asır insanına, aslını ve sahipsiz olmadığını hatırlatmak için verilen nasihatler demetidir. Eserde yer alan nasihatler, insanoğlunun bütün zamanlarına hitap eden bir tezahürün eseridir. Kelime manasıyla "güzel kokulu bahçe" demek olan Bostân kitabının bu isimle anılması tesadüfî değildir elbette. Başına gelen hadiseleri ince bir tenkid süzgecinden geçiren S
Tükendi
Padişah'ım! Size gelince nasihatim şunlardır:Taatle yüzünü eşik üzerine koy; çünkü doğruların tuttuktan en emin yol budur. Eğer kul isen başını bu kapıya koy. Padişahlık tacını başından çıkar. İbadet ettiğin vakit şahlık libasını giyme. Halis muhlis bir derviş gibi feryada başla. Buyruk sahibi ulu Tanrı'nın dergâhında, zenginin önündeki fakir gibi inle, şöyle de: "Allah'ım, zengin sensin. Fakirleri besleyen, kuvvet, kudret sahibi sensin. Ben ne memleketler fetheden bir hükümdarım ne de ferman sahibiyim. Bu
Tükendi
İnsan başkasından iğreti elbise alıp giyeceğine, kendi eski elbisesini düzeltip giyse daha iyidir. Sadî'nin sözlerinin çoğu tatlı şeylerdir. İnsanın hoşuna gider, insana keyif ve neşe verir. Bu yüzden kısa görüşlü kimseler dil uzatıp "Boş yere zihin yormak, faydasız mum dumanı yutmak akıllı kişilerin işi değildir" diyebilirler. Fakat ben, gerçek anlayış sahibi kimselere seslendim. Muhataplarımla sıkmamak, yazılarımı, onların tasdik ve takdir etmeleri bahtiyarlığından mahrum kılmamak için inci gibi dizip kal
Tükendi
"Bostan gülünün ömrü kısa olur, dayanmaz. Bir müddet sonra ne bostan kalır, ne gülistan. Karar üzere olmazlar. Kısa zamanda solup giderler. Onlar için hayat biter. Devamı yoktur. Zeki insanlar demişlerdir ki, 'Sonu olan, gelip geçici nesnelere gönül bağlamayasın.' Bu insana yakışmaz."
Tükendi
Ey zenginleri öven ve fakirlere eziyeti haklı gören zat! Bilmiş ki, nerede gül varsa orada diken de vardır. Şarabın bulunduğu yerde sarhoşluk olur. Define bulunan mahalde yılan ve inci bulunan yerde de timsah ve köpek balığı bulunur. Dünya hayatının lezzetinin arkasında ecel lokması vardır. Cennet nimetlerinin önünde hilekâr şeytan bir duvar gibi dikilmiştir.
Tükendi
Eqilmend, dema îxtîlaf Cebu, Cind dave û Gava sulhê bibîne, Lenger dave; ku li wêder silametî li kenar e û li vêder helawetî di navber e. Ji xwedîkirê nefsê hunder çênabe û bêhuner jî ji bo seroktiyê Nabe. Ji du KESAN yeniden hesret ji dil nace û pîyê ziyanê ji heriyê dernayê; tacirê kesti şikestî û warisê iki derwêşan yeniden rûniştî. Misk ew e ku xwe bi bîhn kollamak, ne ew e ku miskfiroş PESIN kollamak. Zana wekî qutiya miskfiroş bêdeng û hunerxuya û nezan wekî defa xazî dengbilid û zikvala.
Tükendi
İnsan başkasından iğreti elbise alıp giyeceğine, kendi eski elbisesini düzeltip giyse daha iyidir. Sadî'nin sözlerinin çoğu tatlı şeylerdir. İnsanın hoşuna gider, insana keyif ve neşe verir. Bu yüzden kısa görüşlü kimseler dil uzatıp "Boş yere zihin yormak, faydasız mum dumanı yutmak akıllı kişilerin işi değildir" diyebilirler. Fakat ben, gerçek anlayış sahibi kimselere seslendim. Muhataplarımla sıkmamak, yazılarımı, onların tasdik ve takdir etmeleri bahtiyarlığından mahrum kılmamak için inci gibi dizip ka
Tükendi
Fars geleneğinin en büyük şairlerinden olan Sadî-i Şirazî'nin (1182-1292) Gülistan'ı asırlarca elden ele, dilden dile aktarılmış, Osmanlı medreselerinde ders kitabı olarak okutulmuş bir eserdir. Gülistan mütevazı, sakin ve aşırıdan kaçan bir hayat anlayışının misaller yoluyla kâğıda yansımasıdır. Sadî, gelip geçici dünya hayatını pek ciddiye almamış, burayı insanın olgunlaşıp "kâmil insan" mertebesine çıkacağı bir safha olarak değerlendirmiştir. Anlattığı hikâyelerde günlük hayattan seçtiği karakterlerle, v
Tükendi
Toplumsal ve ahlaki değerlerimizin, kimi zaman insanların kimi zaman da hayvanların yer aldığı hikâyelerle anlatıldığı bir kitap.
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 42 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1