Murat Başekim, Sefer'de bir intikam öyküsüne davet ediyor bizi. Tuhaf bir yetimhaneye kapatılan gençlerin zalim dünyaya karşı zorlu bir mücadeleye nasıl giriştiklerini, hayal güçlerini cesaretleriyle nasıl birleştirdiklerini anlatıyor. Bir ucu klasik serüven edebiyatına, bir ucu görkemli Viking destanlarına açılan bu öykü, hepimizin içindeki o maceracı ruhu, fırtına ve karanlığa doğru unutulmaz bir sefere yolluyor. "Herkes üzülür. Hayat, çocukluğun yitik cennetinden düştüğün andan itibaren art arda gelen bi
Kış 776.
Carolus Magnus Şarlman'ın demir zırhlı Frank İmparatorluğu Batı'da kılıç kudretiyle yükselirken kıtaya tutunmaya çalışan Emeviler son bir saldırı başlatır.
Doğu ve Batı arasında sıkışmış, pişmanlıklarla dolu bir adam. Karanlık bir entrika. Korkunç bir sır. Tehlikeli bir serüven.
Ve de...
Ama dur! Sinsi tasarılarımı burada açıklamamı beklemiyorsun herhalde, değil mi ey kardeşim? Eminim sen, bu kitabın budala kahramanından daha akıllısındır. Sürprizlerimi bozacak ve şeytani planımı bir kitabın ark
"Şunu bilin ki biraderim, kabaran işsizliğin Anadolu'yu ve onun görkemli köylerini yutmasından hemen sonra Alamanya'da o güne dek görülmemiş bir çağ başlamıştı. Gurbetçilerin oğullarının doğduğu bu çağda Alamancı sayısı gökteki yıldızların mavi pırıltıları kadar dağınık fakat belirgindi. İşte bu sıralarda Çankırılı Demir geldi. Demir bilekli, elinden kaporta-çekicini ve çayını hiç bırakmayan bu hafif kel, bıyıklı, göbekli hadım, tüm ecinnileri ve cigara izmaritlerini kunduralı ayağının altında çiğnemek isti
Malleus Maleficarum, abi. Eskiden, taa ortaçağda felan, cadıları
öldürmek için kullanılan bi tür çekiçe derlermiş. Cadı Balyozu. Aynı
zamanda bu kitabın da adı. Yani eskiden böyle cincilik yapanların
kullandığı el kitabı felan gibi bi şey abi. İşte cadıları şuyundan buyundan
tanırsınız, şöyle mıhlarsınız falan gibi muhabbetler var kitapta.
Hayaletli BBG evleri; ruhunu satmaya çalışan huzurevi çalışanları;
ameliyatla burç aldıranlar; ifritlerin ve devlerin gezindiği gece
masalları; mutsuz kızıllıklar, çekmec
Burada öleceğim, dedi karla kaplı Bozkıra bakarak İki bin beş yüz yıl sonra, taş obalarda yaşayan, uzun ömürlü, hiç üşümeyen, dişleri sapasağlam adamlar ve kadınlar, soğuk kemiklerimi çıkaracak. Bakıp inceleyecek. Bu beyaz düzlüklerde dondurulmuş hikayemi okuyacak. Hiçbiri asıl tarihçemi anlamayacak. Savaşımı, aşkımı, Tunç zırhlı düşmanıma ve sevdiğim kadına gönderdiğim Ayrılık Atışını
"Sakının Kuzeyden gelen o kavimden: Zalim, insafsız, deniz gibi kükreyen, Yay çekip, mızrak salıp, at binip, ordu olup, S
Bu oğlanın memleketinde bir mahlûktan bahsederler: Enkebir...
Bir nevi gece cini. Anadoluda başka başka isimlerle bilinir.
Ardahanda Yolazdıran, Aladağlarda Harparik, Yozgatta Kibilik,
Diyarbekrde Kepoz derler ona; Harputta Kamos, Niksarda
Aldaçı, Zilede Hobur, Karsta Mekir, Edirnede Koncolos...
Çukurovada Varsaklar ona Kara-kırnak ya da Kara Tırnak der.
Sürmenedekiler ise Karakura. Lazlar Germakoçi bazen de
Dağkoçi der... Dağ Adamı yani. Kaftarküski, Çarşamba Babası
veya Ahubaba diyen de çoktur ona. Kimi K
Toplam 6 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.