Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 8 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Göç, insanlık tarihinin başlangıcından itibaren mevcut bir olgudur. Özellikle büyük ölçekte yaşanan göç olgusunun ortaya çıkardığı sosyal, ekonomik, kültürel ve idari değişimler tarihin seyrinde kırılmalara neden olmuştur. Bu minvalde Kavimler göçü ya da Oğuz göçleri örnek verilebilir. İnsanoğlunun yaşadığı mekânı terk etmesi kolay olmasa da buna sebebiyet veren siyasi, ekonomik, sosyal ya da dini temelli pek çok etmen vardır. Bu kadar çok yönlü bir olgu olması nedeniyle göç çalışmaları tarihten sosyolojiye
Tükendi
"Bismillah!" demeli insan; her işin başının, her hayrın anahtarının, her büyük kapının yegâne açarının "Bismillah" olduğunu bilmeli. "Bismillah!" demeli insan; yoruldukça yeniden canlanabilmeli. Umut saçmalı etrafına, umutsuz insanların serzenişlerine inat. "Bismillah!" demeli insan; her başlangıcın yeni bir hayata kapı araladığını bilmeli ve her daim yeniden başlamalı, bırakmaya karar verdiği yerden. ***** Sevgi ve merhametle dolmalı kalpler; elini uzatınca umut, içten gülümseyince ışık olmalı insanların y
Hâlbuki okula gelirken civcivimden kimseye bahsetmeyeceğime kendi kendime söz vermiştim. Şimdi tüm sınıf haberdar olmuştu ondan. Bir civcive bu kadar değer verdiğimi görünce arkadaşlarım ne der acaba diye düşündüm bir an. Yoksa benimle dalga mı geçerlerdi? Tüm bu düşünceler o kadar hızlı geçiyordu ki zihnimden, anlatamam. Öğretmenimin sesiyle kendime geldim." Ördeğin altında tesadüfen dünyaya gelen ve herkesin "Yaşamaz, ölür bu!" dediği, küçük Alper'in sevgisi ile hayata tutunan ve bu dostluğun ödülü olara
Alpaslan Demir "Osmanlıda Yaşamak" adlı eserinde avamdan havasa Osmanlının farklı ve renkli hayatlarından, bir çırpıda okuduğumuz akıcı ve çarpıcı örnekler sunmuştu bizlere. Şimdi ise "Osmanlıda Ölmek" adını verdiği bu çalışmayla Osmanlıda yaşamanın bir bedeli olduğunu, bu bedelin de nihayette "ölüm" ile neticelendiğini hatırlatıyor, bazen acımasız da olsa. Osmanlı Devleti kendini "Devlet-i Ebed Müddet" olarak nitelendiriyor yani sonsuza kadar yaşayacak devlet. Elbette bu sıfatı kazanmak için Osmanlıların d
Osmanlı Devleti 622 yıl ömür sürmüş, üç kıtaya yayılmış, yaşlı dünyamızın gördüğü göreceği en büyük Cihan devletlerinden birisi. Bu muazzam imparatorluk hakkında sayılamayacak kadar çok araştırma yapıldı, makaleler, kitaplar basıldı. Osmanlıyı ele alan tarih kitaplarında fetihler ve fatihler anlatıldı. Osmanlı maliyesi, ekonomisi, bürokrasisi, incelendi. Osmanlı hanedanı didik didik edildi; ailenin "harem"ine girildi. Sarayları, köşkleri, mesire yerleri, çarşıları, ulu camileri ile payitahtlar resmedildi.
Tükendi
İçel bölgesi, coğrafi yapı olarak dağlık ve sarp bir araziye sahiptir. Bölgenin coğrafi yapısının yaylak ve kışlak için uygun olması beraberinde, konar-göçer teşekküllerin bu bölgeye yerleşmesini getirmiştir. Nitekim konar-göçer sayısının fazlalığı da bunun bir göstergesidir. İçel bölgesinin önemli cemaatlerinden biri hiç şühpesiz Bozdoganlardır. Bozdoğan cemaatini XVI. yüzyılda Oğuz geleneğine uygun olarak iki grup halinde görmekteyiz.
Tükendi
Bozdoğan Yörükleri Anadolu konar göçerleriiçerisinde en kalabalık gruplardan biridir. Henüz XIV. yüzyılda Suriye'nin kuzeyinde varlığından haberdar olduğumuz Bozdoğanlar, bölgedeki siyasî hadiselere karışacak kadar nüfus ve nüfuz sahibi idiler. Osmanlı Döneminde İçel bölgesinden Göller Yöresi'ne buradan da Aydın civarına kadar uzanan çok geniş bir sahaya dağılmış bulunan yüzlerce Bozdoğan cemaati mevcuttur. Ancak bu cemaat hakkında yeterli çalışma maalesef yapılmamıştır. Alpaslan Demir, Bozdoğan Yörüklerine
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 8 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1