Bu kitap, son asrın ulemâsından sayılan Ebu'l Hasen Alî Nedvî'nin [rahimehullâh] 30 yıl içerisinde kaleme alıp aslında dört cilt şeklinde yayınladığı ancak daha sonra tek ciltte toplanan Kasasu'n Nebiyyîn (َ ) adlı bir çalışmadır. Arapça dilini geliştirmenin yanı sıra peygamberler tarihini öğrenmeye katki sağlıyan ibtidai bir eserdir.

Gerçek Tasavvuf Ruhbanlık Değil Rabbaniliktir İslam dini ve eserleri sadece Müslümanlara değil tüm insanlığa hitap eden kapsamlı yol göstericidir. Ebu'l Hasen en-Nedvi'nin kaleme aldığı ve ikinci baskısı için genişlettiği bu eser hem kitap ve sünnetin rehberliğini hem de Allah dostu zatların bu yola teşvikini apaçık örneklerle ortaya koymaktadır. Ruh boşluğunu ruhbanlık misali hayattan koparak değil Rabbanilik yoluyla doldurmayı tavsiye etmiştir. İslamı daha iyi idrak etmek ve Rabbanilik yolundan gitmek içi

Kehf Suresinde Madde ve Mana Mücadelesi Kuranı Kerim'in 18. Sûresi olan Kehf'in Ebu'l Hasen Ali En-Nedvi tarafından ele alındığı bu eser madde ve mana arasındaki ilişkiye açıklık getirmiştir. Kuranı Kerim muhtevası bakımından her döneme ve topluma muhtelif konularda önderliği ve sorunlara sunduğu çözümleriyle daima yol göstericidir. Kehf sûresi de içerisinde aktardığı kıssalarla insanlara hidayet kaynağı olmaktadır. Ebu'l Hasen Ali En-Nedvi bu eserini yazarken hem kendi makalelerini hem de sûreden alı

Ebu'l Hasen Ali en-Nedvi yazdığı eserler sayesinde İslam toplumlarında ve birçok ülkede söz sahibi olmuştur. Gayesi; geçmişimizde yaşanan ve etkisini günümüz gençliğinde de hissettiren maddeci olma ve ahlak konusunda eksiklik yaşayan toplumun şuur kazanmasını ve İslam'a mensup olmayan toplumların da bu tarihten aktarılan örneklerle kendilerine dışarıdan bakmış olmalarını istemektedir. En-Nedvi'nin Yeniden İslam'a isimli eseri birçok konferans konuşmasının ve makalelerinin de toplandığı bir eserdir. K

Orijinal adıyla el-Medhal ilâ Dirâsâti'l Hadisi'n Nebeviyyi'ş Şerif kitabı, ilm-i hadise girizgâh sadedinde Seyyid Ebu'l Hasen en-Nedvî tarafından kaleme alınmıştır. Eser üç yönden diğer hadise giriş kitaplarında temayüz ediyor: Hint alt kıtasının yoğun hadis geleneğinin bir temsilcisi oluşu, Ebu'l Hasen'nin sadrında satırlara taşan Cenab-ı Peygamber muhabbeti ve Aligarh ile Deobende ekolleri arasında her tür fikrî ve harekî aşırılıktan uzak tavır benimseyen Nedvetü'l-Ulemâ itidalini taşıması... Bugüne dek

Kur'an-ı Kerim'in muhatabı bütün insanlıktır. Ancak nasıl ki yeryüzünün değişik parçaları verim gücü ölçüsünde, suya duy¬duğu ihtiyaç nispetinde ve kendisinden yararlanma gücü bakı¬mından yağmura ihtiyaç duymada birbirinden farklıysa ve nasıl en değerli gıdalar, değişik insanların midesinde değişik etkiler yapıyorsa, Kur'an-ı Kerim'in insanlara hitabı da herkes için aynı olmakla birlikte, onu kabul etmede ve ondan yararlanmada herkesin yeteneği eşit değildir. Nesne tektir, fakat onun insanlardaki yeri ve et

Ebu'l Hasen En-Nedvi'nin, İmam-ı Rabbani'nin yetiştiği ve yaşadığı kültür çevresine yakın olduğundan, onu ve onun eserlerini en iyi tarzda tanıma yorumlama imkanına hakkıyla sahiptir. Nedvi'nin, İslâm tarihi ve kültürüne derin vukufiyeti, çeşitli İslâmi konularda neşredilmiş müdakkikâne eserleri, onu güzel ahlak, insaf ve dürüstlüğü ile İslam aleminde haklı bir şöhret kazanmış biri yapmıştır. Ülkemiz münevverleri, böylesine değerli bir ilim adamının aşırılıktan, ifrat ve tefritten uzak salim kalemiyle yazıl

"Müslüman, dalgaların önünde sürüklenmek veya insanlık kervanının ardında kuyruk olmak için yaratılmamıştır. Medeniyete ve âleme yön vermek için dünyaya gelmiştir. İnsanlığa yol gösteren beşeriyete güç veren, odur. Çünkü o, büyük bir davanın adamı ve gerçek ilmin sahibidir. Dünyanın gidişatından ve harekâtından mesuldür. Başkalarına özenmek ve başkalarının izini takip etmek ona yaraşmaz. Onun vazifesi yön vermek, kumandanlık yapmak, lider olmak, irşad etmek, iyiliği emretmek ve kötülüğü yasaklamaktır. Eğer

İSLAM ÖNDERLERİ TARİHİ-1 [ÖMER B. ABDÜLAZİZ, HASAN BASRÎ, AHMED B. HANBEL, İMAM GAZALÎ, EBU'L HASAN EŞ'ARÎ, ABDÜLKADİR GEYLANİ, NUREDDİN ZENGÎ, SELAHADDİN EYYÛBÎ, İBN CEVZÎ, İZZEDDİN B. ABDÜSSELAM, MEVLÂNÂ] İslam Önderleri Tarihi'nin bu birinci kitabında, Hicri I-X yüzyılda yaşayan, yenileme ve ıslahat bakımından, dinin aktif insanlarını tanıyacağız. İslam'ın beşinci halifesi olarak kabul gören Ömer b. Abdülaziz ile başlayıp, Hasan Basrî hazretlerine, Abbasi halifeliğindeki dinî faaliyetlerden, Hadis ve Fık

İSLAM ÖNDERLERİ TARİHİ-2 [ŞEYHÜ'L-İSLAM İBN TEYMİYE] İslam Önderleri Tarihi'nin bu kitabında, İslam dünyasında düşünce itibariyle çok önemli bir yeri olan İbn Teymiye'nin kendi hayat hikâyesinin yanında, görüşleri, kişiliği, eserleri, fikir bahçesinde yetişen ünlü kişiler ve sayısız eserler vermiş şanlı talebelerinin hayatı ve eserleri ile ilgili teferruatlı bilgiler mevcuttur. Eserde ilgi çeken bazı başlıklar şöyledir: İbn Teymiye'nin cihad ilanı, Moğollara karşı kazanılan zaferde İbn Teymiye'nin rolü, Mı

İSLAM ÖNDERLERİ TARİHİ-3 [HÂCE MUİNÜDDİN ÇEŞTÎ-HÂCE NİZAMEDDİN EVLİYÂ- ŞEREFÜDDİN YAHYA MÜNYERÎ] İslam Önderleri Tarihi'nin bu üçüncü kitabında, Hindistan'da İslamiyet'in yerleşmesinde büyük gayretleri olan önemli şahsiyetlerden bahsedeceğiz. Eserde; Müslüman Hindistan'ın kuruluşunda Çeştiye tarikatının rolü ve önemi hakkında Türkiye'de çok da bilinmeyen bu büyük şahsiyetler, Hace Muinüddin Çeşti hazretleri, Hace Kutbuddin Bahtiyar Kâkî ve Hace Feridüddin Genc-i Şeker hakkında ilk defa bu kadar bilgi mevc

Şah Veliyyullah Dehlevî hazretlerinin ıslah ve yenileme alanı; kendi içinde farklılıklar ve büyük bir genişlik taşır. Bilim ve düşünce yönünden ağır olan bu çalışma dairesinin alanı içinde eğitim-öğretim ve kitap telifi, Kur'an-ı Kerim ve sünnetin yaygınlaştırılması, felsefe ve mantık gibi akıl bilgileriyle tefsir, hadis, fıkıh gibi nakil bilgilerini uyumlu göstermek, fıkıh mezhepleri arasında bağ kurmak, şeriatın gayesini ve hikmetlerini açıklamak, gelmekte olan akılcı dönemi göz önünde bulundurmak, eğiti

İslam Önderleri Tarihi'nin konusu, özel bir döneme ve ülkeye bağlı değildir. Bu dizinin çizgisi; İslam'a çağrıyı ve İslâm toplumunu düzene koyma çalışmalarını, İslâm düşüncesinin yenilenmesini, din ilimlerinin canlandırılıp yayılmasını, kendi dönemlerine özgü yanıltmaların, tahrifatın üzerindeki perdeyi çekmeyi ve dinin aslını anlatmayı amaçlamıştır. İslâm'ın ruh ve cevherini perdesiz olarak, apaçık bir şekilde ortaya koymayı kendi dönemlerinin fitnelerine, dalâletlerine karşı koyarak bugüne kadar süregelen