Karşınızdakinin bakış açısını bilmezseniz onu anlayamazsınız: Üstelik bu kişi; kısa boylu, kısa bacaklı, küçük parmaklı, minik burunlu son derece sevimli, ilgiye ve sevgiye muhtaç ama bir o kadarda dik başlı ve inatçıysa. Üstelik sizin peşinde koştuğunuz para ve zamana hiç önem vermiyor; markalarla, eşyalarla ve giysilerle hiç işi olmuyorsa. Çoğu zaman pek de anlam veremediğiniz şekilde tuhaf sesler çıkararak, garip hayali oyunlar oynuyorsa, hatta yeni keşifler yapmak için varını yoğunu ortaya koyuyor ve ı

Alp koşarak Hazal?ın yanına geldi ve gökyüzündeki kuşları gösterdi.Yedi tane göçmen kuş sıcak ülkelere doğru keyifle uçuyordu. Alp ve Hazal onlara el salladı.

?Oyuncak Dünyası" her gün birçok çocuğun geldiği, küçük bir oyuncakçı. Bu oyuncakçıya girdiğinizde raflarda birçok oyuncak sizi bekliyor; en temiz, en güzel ve en parlak halleriyle. Bay Oyuncakçı, bugün çok telaşlı çünkü yeni yıl yaklaşıyor.

Top oynadı arkadaşları ve Emre, Yoruldular, uzandılar çimlere, Emre'nin gözü takıldı gökyüzünde uçan o şekle; "Üç köşem var, üç de kenarım, üçgendir benim adım. İpimi bırakma sakın, dikkat et yoksa kaçarım." Uçurtmayı seyrettiler, bulutları değişik şekillere benzettiler.

Kuzey'in öğretmeni, bir ödev verdi. Yaptıkları bir geziyi anlatmalarını istedi. Kuzey düşündü ve babasının çalıştığı tişört fabrikasına gitmeye karar verdi. Fabrikaya geldiklerinde Kuzey'in babası ?Fabrikayı gezerken burada neler yapıldığını sen de deneyerek görebilirsin" dedi ve kucağında ki on tane beyaz tişörtü Kuzey'e uzatarak ?Bu tişörtleri boyamanı istiyorum. Fakat her tişörtün rengi, deseni birbirinden farklı olsun" dedi.

Güneşli bir ilkbahar sabahıydı. Bora uyandı ve gezinirken evin içinden garip bir ses duydu. Heyecanla ?Bu ses de ne acaba?" diye düşündü. Bora, bu sesi aramaya başladı. ?Acaba ses dışarıdan mı geliyor" diye düşündü. Pencereye açtı ve dışarıya bahçeye baktı. Bahçeden gelen seslerin hiç biri Bora'nın duyduğu ses değildi.