Niye okuyayım ki!Okumak ya da okumamak... Büyüklerin dilinde şikayet, çocuklarınkinde ödev. Ya kitaplar! Onlar bu konuda ne düşünüyor acaba?Bir kütüphane dolusu kitap, neden eskisi gibi okunmayışlarını merak etse... Dahası bu duruma isyana kalkışsa... Ancak isyan etmek öyle kolay olur mu?Program yapmak gerek, zamanlamayla ilgili plan yapmak gerek, iş bölümü yapmak gerek...Özlem Yıldız, okumamak sorununa kitapların gözünden çözüm arıyor. Bunu öyle eğlenceli bir biçimde yapıyor ki başlayıp da okumamak mümkün

İnat etmek kötüdür! Peki her zaman mı? Arka sıralar; günlerce bir teknenin bile uğramadığı sessiz bir liman, dalgalı ödev denizlerinden uzak kalmayı seçenler için güvenli bir sığınaktı. Konuşulmaz, arkadaşlık edilmez, göz ucuyla kesilen öğretmenin işini bir an önce bitirmesi için dakikaların hızla tükenmesi beklenirdi... Ön sıralardan kopan Cemile'nin yolu buraya düşünce büyü bozuldu sanki. Eller ellere dokundu, sesler seslere karıştı. Yonca Negiş, sınıf içi çatışmalar ve çözüm yollarını, varsıllık ve yok

Sanayi Devrimi fabrikalar, demiryolları, buharlı gemileriyle Avrupa'yı kısa sürede değiştirdiği gibi, sömürünün araçlarını da yaratmıştı. Bu araçların Osmanlı Devleti'ne uzanması da çok sürmeyecekti. Balta Limanı Antlaşması ile Avrupa, Osmanlı ülkesinde daha kolay hareket etme imkânı bulacaktı. Osmanlı Devleti'nin ticaret filosu kendi kendine yeterli değildi. Bu boşluğu fırsat bilen yabancı bandıralı gemiler Osmanlı iç denizlerinde cirit atıyordu. Bu durumun farkında olan Osmanlı Devleti, ticaret filosunun