BİRİNCİ BÖLÜM LİTERATÜR TARAMASI LİTERATÜR TARAMASI İKİNCİ BÖLÜM ETKİNLİK ÖLÇÜMÜ ve VERİ ZARFLAMA ANALİZİ 2.1. İŞLETMELERDE PERFORMANS ÖLÇÜMÜ 2.2. ÜRETİM SINIRI (ÜRETİM FONKSİYONU) 2.3. VERİMLİLİK (PRODÜKTİVİTE) 2.4. ETKİLİLİK 2.5. ETKİNLİK 2.6. VERİ ZARFLAMA ANALİZİ 2.7. ÇOKLU PERİYOT ÜRETİM SİSTEMLERİNDE ETKİNLİK ANALİZİ 2.8. ÇOKLU-PERİYOT SİSTEMLERİNDE ETKİNLİK DEĞİŞİMİ ÜÇÜNCÜ BÖLÜM UYGULAMA 3.1. KLASİK VZA UYGULAMASI 3.2. TOPLAM (AGGREGATE) MODEL UYGULAMASI 3.3. İLİŞKİSEL AĞ MODELİ UYGULAMASI 3.4. ÇOKLU

Orda bir köy var, uzakta. O köy, bizim köyümüzdür. Tarihi dokusuyla, görkemli görüntüsüyle birçok krala ev sahipliği yapan ve masal dünyasında gizemli şatoyu simgeler gibi günümüze kadar izlerini taşıyan Nusaybin / Kalecik Köyümüzü ne kadar anlatsam kifayetsiz kalır. Gören ve yaşayan daha iyi bilir. Kalecik Köyü?ne aşağıdan baktığınızda bir kartal yuvası gibi yüksek kaya zemine oturtulmuş heykeltıraşların şaheseri gibidir. Manzaranın büyüsüne kapılmamak mümkün değildir. Harikulade görüntüsüyle derin hay

HAYAT Hayat dediğin ne ki, bir ömürden başka Gece uyursun, bir bakarsın, sabah olmuş Evden çıkarsın, yanı başındaki sokaktasın Gün geçiyor, aylar geçiyor, işte hayat! Acılara adım atma süreci, on altısında Arkanı dön, bir ömür geçmiş sanki Biri gece, biri gündüz işte ömür Yıllar geçer, ömür geçer, işte hayat! Yirmi birindeki şikâyetler, nafile Kırk beşindeki pişmanlıklar boşuna Yetmişindeki umutlar gider arşa Yıllar geçer, ömür geçer, işte hayat! Kavuşma günü toprak veya ateş ise, Değişir mi geçen ömürde

Çocukluğunu, gençliğini doyasıya özgürce yaşayamayan, sürekli baskı ve zorlamalara maruz kalan şair; emekçi yaşamından bir kesit sunar. Salt şiirlerinde: İşsizliği, vurdumduymazlığı, yoksulluğu ve çarpık sistemi eleştirir. Sömürüye ve baskıya kayıtsız kalınamayacağını; özlemlerini, beklentilerini, özgürlüğe susamışlığını, yurt sevgisini, tarihi şahsiyet ve efsaneleşmiş mitleri de ihmal etmeden göndermeler yapıyor. Yaşam felsefesinin özünde; eşitlik ve özgürlük olduğunu her defasında dile getiriyor. Zorbalığ

Şiirleri toplumcu-gerçekçidir. Ezilenlerin, sömürülenlerin, emekçilerin yanında saf tutan Eğitimci-Şair; yaşadığı coğrafyanın çileli yaşamından da kesitler sunar. Hümanist bir tutum takınır, asla taviz vermez. İmgelemeleriyle haykırır şikâyetlerini, barışa olan özlem ve umutlarını saklı tutar, çelişkiler yumağı karşısında hayretlerini dile getirir; ama pes etmez, sebatı elden bırakmaz. Aşka ve sevdaya karşı da kayıtsız kalmaz, direncini dizelerinde görürüz. -Musa Dinç- Soyludur Emeğim Güneşin mayasındandır