Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 57 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
"- Sen ana oldun mu hiç? Çocuğunu sabahın erken saatlerinde en tatlı uykusudan uyandırdın mı? Onun acıklı bakışlarına muhatap oldun mu hiç? Çocuğunu başkalarının kucağına bırakıp işe gelirken, ondaki ezik duyguyu, acıyı paylaştın mı? Yüreğin sızladı mı onu yuvasından ayırıp başka çatıları altında bırakırken? Hasta olduğu günlerde bile yüreğinle birlikte bıraktın mı başka yerde? Sonra çaresizlik gözyaşını döktün mü onun için? İşten yorgun argın dönüp seninle birlikte eve gelen erkeğinin vurdumduymaz tavırla
Tükendi
Ahmed Günbay Yıldız bu eserinde değişik bir kompozisyonla karşımıza çıkıyor. Yaratılışın tabii bir sonucu olarak, hiç karşılık beklemeyen, hep kendinden veren babanın sevgisi... Ve kendilerini büyütene kadar üzerlerine titreyen bu babaya yüreklerindeki sevgiden yeterince pay ayıramayan evlatlar... Bir de bir genç kızın nakış nakış işlediği tertemiz sevgisi... Ahmed Günbay Yıldızın bu eseri bir sevgi mozaiği...
Gece şafağa dokundu dokunacaktı ama Dolunay önündeki yeni dünyanın sevinci ve tedirginliği içinde çırpınışlar veren yüreğini direnişe çağırıyordu, camın ardındaki puslu dünyayı pırıltılı gözleriyle kurcalarken Dolunay, tüm engellere rağmen gökyüzündeki bulutları dağıtıp, kalemiyle dünyasını aydınlatabilecek mi? Ahmed Günbay Yıldız, İstanbul Yüzlü Kadında ahlak, aile ilişkileri, cinsiyet ayrımı gibi kavramları sorgularken, okurlarını soluksuz ve düşündürücü bir serüvene davet ediyor...
Tükendi
Kavramlar sahi bu kadar ikiyüzlü müydü? Yoksa, istediğimiz gibi yorumlayışımız mıydı onları özünden kapıp birer karmaşa haline getiren? Bilmiyorum doğrusu. Bildiğim tek şey, işimize gelmeyen gerçekleri kendimize uyduruşumuz!..
Tükendi
Kendine yalan söylemeyen biri yaşıyorsa yeryüzünde, hâlâ aşk vardır... Sevenlerin tek arzusudur araya ayrılıkların girmemesi... Ve seviliyorsan, karşılık vermişsen, sevdiğini kalbinde saklamalısın. Çünkü sevenlerin yüreği bir başka sevdanın varlığını bir an bile kaldıramaz... Sahi, böylesine güven veren, ince, saf ve duru bir gönül var mıdır dünyada? Aşk dolu, ufuk açıcı denemelerle bezeli Cemre Önce Kalbe Düşer, hayatta eksikliğini duyduğumuz erdemlerin ve soylu duyguların peşine düşmeye çağırıyor
Tükendi
Ekinlere baktı baktı kibriti çakmadan önce... Buhar buhar kaynaşan toprağın sinesinden, sihirli bir kokuyu soluklanarak filizlenmişler. Yeşilin insan ruhunu büyüleyen tonlarıyla haykırıp açığa çıkmış hepsi de... Şimdi köyün eteklerindeki tarlalar, yeşeren ekinlerle bir başka endamda... Seyirde bekleyen gözleri kamaştıran sihirli bir tablo görünümünde... İşte aşk, işte bu eşsiz sanatın sevdaya düştüğü yürekleri sahibine götüren yollar...
Cıvıl cıvıl çocukluk çağından gençliğin umut dolu günlerine doğru uzanan hayat çizgisiden nice insanlar kaybolup gitmiştir. Pırıl pırıl sevecen bakan gözleriyle herkesi güzel gören nice genç kızlar ve delikanlılar kötülerin tuzaklarına ve çirkin emellerine kurban gitmiştir. O kalpleri güzelliklerle dolu çocukların mutlu omaya hakları yok muydu? Neden ağlayarak karanlıklara karışıp gittiler? Bu dünyada mutlu olmanın yolu yok mu? İşte gerçek hayatın içinden alınan bir kesit.roman kahramanlarımız da bu so
Ahmet Günbay Yıldızın kaleminden; aile ilişkileri, ahlak, insana verilen değer üzerine düşündürücü bir roman Her istediğini elde edebilen ancak mutlu olamayan bireyler; maddiyat hırsının peşine düşülerek işlenen suçlar; yaşanan ahlaki çöküntüye inat onurunu, çalışma azmini ve saflığını yitirmeden iyiliği ve güzelliği yaymaya çalışan insanlar romanın temel taşlarını oluşturuyor. Varlıklı ancak parçalanmış, geçmişinde karanlık sırlar barındıran bir ailenin kızları, onların arkadaşları ve söz konusu aileler
Aşk sabır, aşk vefa, aşk hoşgörü ve sadakat... Aşk mutluluğu bekleyen gönüllerin özlem bestesini yapan kutsal bir dua... Aşk gurur ve kalpten silinmeyen duygularla ebediyete yazılan teslimiyet mektubu... Şayet aşkın vuslat varsa hayatın en anlamlı süsü olur. Ayrılık varsa susan gönüllerin sır kasasında toprağa düşen kaderi olur... Bir taşra hikâyesi bu... Yıllara yayılan, gelecek kuşaklara dokunan hazin bir aşk... Kan davasının yıktığı yuvalar, ayırdığı gönüller... Gerçek huzurun, barışın ve aşkın peşinde
Bilinmezlerle perdelenen iftiralar, yıkılan yuvalar, evladına hasret kalan analar... Gözleri görmeyen bir delikanlı ile kalbine duvarlar ören bir genç kızın imkânsız aşkı... Gerçek huzurun peşinde, arayış içindeki kalplerin bir ömürlük hikâyesi... Bambaşka dünyalara ait insanların kesişen kaderlerinin hikâyesi bu... Türk edebiyatının en üretken yazarlarından Ahmed Günbay Yıldız'ın kaleminden gerçek körlüğün kalplere inen bir perde olduğunu anlatan, sürprizlerle dolu, çarpıcı bir roman: Gidersen Veda
Semih, etrafındaki güçlerin ve maddenin kuşatmasında olan bir kasabada ´asil kime denir, asil doğulur mu yoksa asalet sonradan hakedilip taşınan bir vasıf mıdır? ´ gibi sorularla zihni meşgul bir gençtir. Bu cesur ama toy delikanlının ödediği bedel ise memleketinden sürgün edilmek olacaktır. O´nun artık tek dileği vardır önünde herkesin saygıyla eğildiği biri olarak doğduğu topraklara geri dönmek! Hayata dokunarak romanlarıyla okuyucularının gönlünde taht kuran Ahmet Günbay Yıldız, yeni romanı ´Kiralık Haya
Kan davası yüzünden yurtlarını bırakıp bir Akdeniz beldesine yerleşen iki varlıklı aile: Oflazoğulları ve Kozanoğulları... Aşkla bağlanan bir yürek: Melek... Şartlara yenik düşen bir adam: Cuma... İstenmediğini bilmeden evlenen bir genç kız: Zeynep... Gelecek nesillere gölge düşüren imkânsız bir sevda... Anıların pençesinde kıvranan iki genç: Tunahan ve Berceste... İftiralar, tehlikeli sırlar, servet kavgaları, husumetler... Türk edebiyatının en üretken yazarlarından Ahmed Günbay Yıldız, 50. kitabıyla y
yıllardır beklenendi Can... Nergisçe yolu gözlenendi. Ansızın çıkıp gelişiydi bir genç kızı yeniden dirilten. Nergis`e can vermeyi kim istemezdi... Dilde destanlaşan bir çocukluk aşkının öyküsü bu. Kalbur üstü yüreklerin ihanete boyun eğişi değil. Yüreklerden mektupalara arzedilen bir sevdanın dost eliyle parçalanışıydı. Bin parçaya bölünen bir yüreğin ve hep bekleyen bir çift nemli gözün öyküsü... Nergis yılların özlemini gömdüğü yerden çıkarken, hasretin karanlığından gurbet ellere deste deste umut yazark
Romanlarıyla baskı üstüne baskı yapan Ahmet Günbay YILDIZ şimdide şiirleriyle karşınızda. Bu duygu yüklü şiirler sizi başka diyarlara götürecek... Yıkma gönül sarayım Eski üslubu asla bulamazsın Sular geriye akmaz En içli ezgilerin olsa yüreğinde Kendine anlatamazsın... Gün gelir şiirlerine sığmam Mısralarında beni anlatamazsın Gün solar akşamın mateminden Geceleri uyuyamazsın...
Tükendi
ruhların barışı en çok özlediği mevsimlerde, ömrümce, kan rengi açmayan çiçeklerden derlediğim, hayalleri süsleyen buketlerle
Tükendi
Ahmed Günbay Yıldız, uzun bir aradan sonra okurlarının karşısına yepyeni bir şiir kitabıyla çıkıyor; Efkar Vakti. Ahmed Günbay okurlarının merakla beklediği bu yeni şiir kitabında sevgiden ayrılığa, hüzünden sevince, yaşamın acılarından güzelliklerine değin birçok duyguyu bir arada yaşarken, satır aralarında hayata dair yol gösterici öğütleri, tecrübeleri yakalayacaksınız...
Tükendi
Bu duygu yüklü şiirler sizi başka diyarlara götürecek... Bahçemde Hazan Bulutlar kuşattı yine gökleri. Çileye arzunun, manası başka... Neden bilmem efkar bastı her yeri Diyorum, yeniden başlasam aşka... Rayihası, hayat iksiri olan. Nerde kaldı arzularım, umudum? El değmedik bahçelerimde hazan, Uğrunda, çılgın hayaller kurduğum... Bir yıkılış şahikası, beynimde, Köhnemiş bir kale gibi sarsıldım... Ah! Neden zamansız bozuldu bağlar? Gönülden, ta gönülden, bel bağladığım...
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 57 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3