"Sakarya'nın işi Karadeniz'e su taşımak değildir sadece. Bir hikâye anlatıcısıdır aynı zamanda. Uğradığı köy ve kasabaların pek çoğundan hikâyeler devşirir ve Karadeniz'e anlatmak için bunları suyuna katar. Yol boyu toplaya toplaya Karadeniz'e getirip aktardığı hikâyelerdir bu destanın konusu. Bu hikâyelerin toplamı ise Türkiye'nin yüz yıllık yolculuğudur. Birinci Dünya Harbinden başlayarak Cumhuriyet'in kilometre taşlarıdır. Sakarya'ya bu hikâyeleri toplaması, bize de bunları kâğıda dökmesi kalır, kendi bi

Sevgili okur, Annem Türkiye'nin en iyi tiyatro çevirmenlerindendi. Babam ise bu ülkenin yetiştirdiği en iyi tiyatro yazarlarından biriydi. Ancak özellikle cumhuriyet tarihimizi anlatan belgesel romanları ile ülkenin kalbine taht kurdu. Onlar bu hayattan çekilip giderken bizlere çok değerli iki miras bıraktılar; pırıl pırıl, aydınlık, tertemiz bir soyadı ve yazma eğilimi. Bu eğilimin sonucu yazdığım şiirlerim ilk iki kitabımda yer aldı. Elinizde tuttuğunuz öykü kitabım ise üçüncü çalışmam. Ne anlattın bu

Hayatın ucundan şöyle bir tutarak değil; duygusal, muzip, ruhundaki yaramaz çocuğu canlı tutup, sıcacık kalbi ile sıkıca sarılarak içinde yer almaya çalışan ben Kerem Özakman, bu ikinci kitabımda sizin için bir tutam şiir hazırladım. Severek okumanızı dilerim. Sağlıcakla Postacı Ver o mektubu geriye Vazgeçtim göndermekten Sen beni götür Sevgiliye

Mektup Bir zarf aldım düz beyaz bir zarf Üstüne ne adres yazdım ne bir işaret ne de bir harf İçine yüreğimi koydum Dışına sadece pul Madem ki içinde yüreğim durur Ve madem ki hayattasın hala O zarf gelir seni bulur Mutlaka Bu satırları okuyor olduğunuza göre sizi bulan bir mektubu tutmaktasınız. Eğer içinde yürek olan bir mektubu bir yüreği gördüğünde tanıyabilecek iki göz algılayabiliyorsa ve o yüreğe dokunma cesareti olan bir el uzanıyorsa raflara; evet size yazılmış bir mektubunuz var. Biraz mahzun, b