Ah bizim şu zavallı ruhlarımız! Günlük hayatın dertleri ve sıkıntıları içinde her geçen gün biraz daha kararıyor, her geçen gün biraz daha yaşlanıyorlar.
20. yüzyıl başlarken, Trans-Kafkasya; Azeri'si, Ermeni'si, Gürcü'sü ve daha nicesiyle, farklı dinlerin yaşandığı, farklı dillerin konuşulduğu, Aras ve Kura nehirlerinin gizemiyle, iç içe dokunmuş rengârenk bir Tebriz halısı gibi, görkemli ve gösterişliydi. Ancak birden bire her şey değişti. Sanki Prometheus'un Tanrılardan çaldığı ateş, eşi benzeri olmayan bu güzelliğin orta yerine düşmüştü. Bin bir emekle örülmüş etnik ve siyasi dengeler altüst oldu.
Bir yandan, son nefesini veren Osmanlı, Rus ve İran İmp
Kürdistan... Kürdistan... Kürdistan...
Kiminin zihninde; tiksinme, korku, ihanet, boş hayal, gereksiz inat;
Kiminin yüreğinde; kök, tarih, ata, intikam, direniş, kimlik, sahipsiz vatan.
Kürt insanı yüzyılların kendisine devrettiği dev mirasın yükü altında zorlukla nefes alıyor. Rüyalar bile paramparça. Huzur mutluluk ve sevgi hala çok uzak. Yüreklerde yeşeren tek duygu isyan, isyan ve yine isyandır. İdealizm, temiz ruh, fedakarlık, cesaret, ekonomik rant, siyasi ihtiras, ihanet intikam, döneklik, korkaklık
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.