Uç kişiydiler...
Üç kır çiçeği...
Üç umut filizi...
Güneşi özleyen üç yürek:
Hüseyin, Gülfidan ve Ayşin...
Yağmur damlaları yerine yüreklerine konan yalnızlıkları, hayal kırıklıkları ve parçalanmış hikâyeleri vardı onların.
Hayat, üçünü de ayrı iklimlerin hoyrat rüzgârlarında sürükledi ne yazık ki.
Belki bir dağ başında belki bir kayanın tepesinde ya da keskin bir uçurumun başında kendilerine gülümseyecek baharı beklediler.
Ve Bilal öğretmen...
Kendini kır çiçekleri için feda eden adam...
Ve üç şe
Bu ismi duyduğumuzda hangimiz çocukluğumuzun
sihirli günlerine doğru gitmiyoruz ki.
Annemiz ya da anneannemizin içine evlât sevgisini
katık yaparak hazırladığı ballı yumurta tavasına mis
gibi kokan köy ekmeğini büyük bir açgözlülükle
bandırırken belki de hayatın da her zaman ballı
yumurta kadar tatlı olacağını düşünüyorduk
Yıllar ve yollar bizi ve acılarımızı büyütmeden önce
Hâlâ ballı yumurtaya ekmek banan zeytin gözlü
çocuklar var mıdır sahi?
Bu kitapta Solmayan Hayaller Ressamı isimli ilk
hikâye kitabıyl
Bu ismi ilk duyduğumuzda dalga geçtik, güldük, söylendik, evet Ama bu kadarını beklemiyordum doğrusu. O anıların içinde kayboluyor insan okudukça. Anı diyorum çünkü hayatımızdan kesitler taşıyor kitap. Kâh gülerek kâh gözlerimin dolmasına izin vererek okudum hepsini. İyi demlenmiş bir çay gibiydi. İnsanın okudukça okuyası geliyor. Kitap okumayı sevmiyorum evet. Ama bu kitap, bu konudaki fikrimi bile değiştirdi. Özellikle böyle bizi yansıtan hikâyeler olunca tadından yenmiyor. Kitabınızı soğuk bir odada okud
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.