Serinin üç romanı Kan Konuşmaz, Yeşil Elmalar (ve içinde Yaşamak Hakkı,) ve Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim, Nazım Hikmet'in çeşitli dönemlerdeki roman çalışmalarını oluşturuyor. Bunlardan özellikle sonuncusunda, otobiyografik yanlar da kendini gösteriyor. Nazım Hikmet, kuşkusuz şiirleriyle öne çıkan bir yazar, ancak dönemindeki edebiyata da ilgi göstermiş ve yeni açılımlar getirmiş bir yazar. Romanları da bu bağlamda, edebiyatımızda önemli bir yer tutuyor. Okurlar içinse hiç kuşkusuz akıcılığı, kurgusu ve ol
17. yüzyılın en tanınmış Fransız şairi La Fontainein bazı insan karakterlerini hicvetmek amacıyla, kahramanları hayvanlar aracılığıyla kurgulayıp manzum olarak kaleme aldığı mesel fabllar Hindistandan İran, Anadolu ve Avrupaya yayılmış, bütün dünyaca ünlenmiştir.
La Fontaineden Masallar, edebiyatı masalla başlatan Dünya şairi Nâzım Hikmetin cezaevindeyken Ahmet Oğuz Saruhan takma adıyla ve kendi ifadesiyle Okunduğunda hece vezniyle yazıldığı intibaı uyandıracak (...) hece veznine stilize edilmiş serbest ve
Nazım Hikmet´in sayısı sadece üç olan romanları yaratıcı çalışmaları içinde daha sınırlı sayıda olsa da, yazarı bütüncül olarak tanımak için vazgeçilmez bir okuma oluşturuyor. Genelde Nazım Hikmet´in bireye, topluma, olaylara ve olgalara "tarihsel diyalektik" açıdan bakışını veren bu romanlar, aynı zamanda, özellikle Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim´de gizli bir otobiyografi niteliği de taşıyor.
"Nazım Hikmet Külliyatı" bu romanlarsız düşünülemez...
NÂZIM 115 YAŞINDA
Dikkat! Dikkat! İşte Karşınızda Orman Cüceleri...
Yapı Kredi Yayınları, 115. doğum, 54. ölüm yıldönümünde Nâzım Hikmet'i yeni bir kitapla selamlıyor.
1932 yılında Orman Cücelerinin Sergüzeşti Naime Hassan takma adıyla Sûhulet Kütüphanesi tarafından yayımlanır. Bu sırada Nâzım, Bursa Cezaevi'ndedir. Sonradan yazarın adıyla yayımlanan bu eserdeki maceralardan biri, "Sarayda" şimdi yeni bir dokunuşla küçük kitapseverlerle buluşuyor.
Filiz Özdem'in yayına hazırladığı, Ayşe İnan Alican'ın res
Türk şiirinin çizgisini değiştirmiş, çok yönlü, evrensel boyutlu bir şair ve yazarın bu basım için yeniden gözden geçirilmiş, kaynak metinler esas alınarak düzeltilmiş "külliyatı"... Şiirler 6 - Yeni Şiirler (1951-1959)
Tadımlık
SAG ELIM
Sag elim masanin üstünde,
seslensem duyar mi acaba?
Sag elim masanin üstünde,
merhaba sag elim, merhaba.
Sag elim masanin üstünde,
damarli, kirisik ve çilli
ama bu ihtiyarin eli
dünyaya doymamis besbelli.
Tahta sert, avucum yumusak,
açilip kapanan bes parmak,
Kadinim! el
Ne güzel şey hatırlamak seni.
Sana tahtadan bir şeyler oymalıyım yine:
bir çekmece
bir yüzük,
ve üç metre kadar ince ipekli dokumalıyım.
Ve hemen
fırlayarak yerimden
Penceremde demirlere yapışarak
hürriyetin sütbeyaz maviliğine
sana yazdıklarımı bağıra bağıra okumalıyım
Nâzım Hikmetin seçme şiirlerinden oluşan Ne Güzel Şey Hatırlamak Seni kitabı, kitap ve kitapla birlikte verilen 4 CD ekinden oluşuyor.
CDlerde sanatçı Genco Erkalın sesinden dinleyeceğimiz 51 Nâzım şiiri, şairin hemen bütün kit
Türk şiirinin çizgisini değiştirmiş, çok yönlü, evrensel boyutlu şair ve yazarı Nâzım Hikmet'ten Abidin Dinonun desenleriyle Kuvayi Milliye Destanı
Nâzım Hikmet'in 1939'da yazmaya başladığı ve 1941'de bitirdiği Kuvayi Milliye'si şairin Kurtuluş Savaşı'nı baplar halinde anlattığı bir destandır. Nâzım Hikmet'in Kuvâyi Milliye'sini Türk ressam Abidin Dino'nun çizgileriyle taçlandırarak tekrar bastı.
Kuvâyi Milliye
Saat 21-22 Şiirleri
Dört Hapisaneden
Rubailer
Türk şiirinin çizgisini değiştirmiş, çok yönlü, evrensel boyutlu bir şair ve yazarın bu basım için yeniden gözden geçirilmiş, kaynak metinler esas alınarak düzeltilmiş "külliyatı"...
Tadımlık
Biz ki İstanbul şehriyiz,
Seferberliği görmüşüz :
Kafkas, Galiçya, Çanakkale, Filistin,
vagon ticareti, tifüs ve İspanyol nezlesi
bir de İttihatçılar,
bir de uzun konçlu Alman çizmesi
914ten 18e kadar
yedi bitirdi bizi.
Mücevher gibi uzak ve erişilmezdi şeker
Nâzım Hikmet´in daha az bilinen bir yazarlık yönünü dışa vuruyor hikâyeliri ve masalları. Hikâyelerde, keskin bir gözlem gücü, keskin bir alayla birleşiyor ve çelişkilerin gülünçlüğü sergileniyor. Alabildiğine doğal bir güldürü ustasıyla karşılaşıyoruz bu hikâyelerin çoğunda. Şiirin büyük ustası, bazı masallarda çocuk dünyasının o sınır tanımaz hayalgücünü ayaklandırırken, bazı masallarında gelenekselden çağdaş bir yorum çıkartıyor, çağdaşla gelenekseli kaynaştıran bir anlatım dili kullanarak. İster doğruda
Nâzım Hikmet´in daha az bilinen bir yazarlık yönünü dışa vuruyor hikâyeliri ve masalları. Hikâyelerde, keskin bir gözlem gücü, keskin bir alayla birleşiyor ve çelişkilerin gülünçlüğü sergileniyor. Alabildiğine doğal bir güldürü ustasıyla karşılaşıyoruz bu hikâyelerin çoğunda. Şiirin büyük ustası, bazı masallarda çocuk dünyasının o sınır tanımaz hayalgücünü ayaklandırırken, bazı masallarında gelenekselden çağdaş bir yorum çıkartıyor, çağdaşla gelenekseli kaynaştıran bir anlatım dili kullanarak. İster doğruda
Nâzım Hikmetin daha az bilinen bir yazarlık yönünü dışa vuruyor hikâyeleri ve masalları. Hikâyelerde, keskin bir gözlem gücü, keskin bir alayla birleşiyor ve çelişkilerin gülünçlüğü sergileniyor. Alabildiğine doğal bir güldürü ustasıyla karşılaşıyoruz bu hikâyelerin çoğunda.
Şiirin büyük ustası, bazı masallarda çocuk dünyasının o sınır tanımaz hayalgücünü ayaklandırırken, bazı masallarında gelenekselden çağdaş bir yorum çıkartıyor, çağdaşla gelenekseli kaynaştıran bir anlatım dili kullanarak. İster doğruda
Nazım Hikmet´in daha az bilinen bir yazarlık yönünü dışa vuruyor hikayeleri ve masalları. Hikayelerde. Keskin bir gözlem gücü, keskin bir alayla birleşiyor ve çelişkilerin gülünçlüğü sergileniyor. Alabildiğine doğal bir güldürü ustasıyla karşılaşıyoruz bu hikayelerin çoğunda. Şiirin büyük ustası, bazı masallarda çocuk dünyasının o sınır tanımaz hayalgücünü ayaklandırırken, bazı masallarında gelenekselden çağdaş bir yorum çıkartıyor, çağdaşla gelenekseli kaynaştıran bir anlatım dili kullanarak. İstek doğrud
Nâzım Hikmet ve Vera Tulyakova 1955te tanışmalarının ardından Ocak 1960ta birlikte yaşamaya başlarlar. Bu süreç içinde Nâzım Hikmet, Vera Tulyakovaya seyahat ettiği şehirlerden telgraflar ve posta kartları da gönderir. Vera Tulyakova Hikmetin arşivinde ilk çalışmaları başlatan, Nâzım Hikmetin edebî asistanı ve nikâhlarının tanığı Antonina Sverçevskayanın (Tosya olarak bilinir) dikkatini çeken ve Rusça yazım hataları nedeniyle daha da sevimlileştiğini belirttiği kartpostallar başlarda Ekber Babayev aracılığı
Nâzım Hikmet'in on yıl boyunca "mapushane"den Kemal Tahir'e yolladığı mektuplar, hem bu iki önemli ismin kişiliklerine, sanat ve dünya görüşlerine, hem de hummalı bir döneme tanıklık etmemizi sağlıyor.
Bugün gözden düşen mektubun zamana yenik düşmediğini görmek de cabası.
Kemal Tahir'e Mapushaneden Mektuplar yeni okurlarını bekliyor...
"Mektupları okurken -hele genç kuşaklar- şu noktaları göz önünde tutmalıdır: Bunlar, bir mahpushaneden bir başka mahpushaneye gönderildi. Yazıldıkları sıra, içerde, tek
CEZAEVİNDEN MEMET FUAT'A MEKTUPLAR
Bu kitapta büyük şairimiz Nâzım Hikmet'i bir baba olarak oğluna hayat ve edebiyat dersleri verirken bulacaksınız.
Okuyacağınız sayfalar, günümüzün çocukları ve gençleri için de bulunmaz değerde.
?Oğlum,
Mektubunu aldım. (...) Senin çocukluğunu ve kendi gençliğimi tekrar yaşadım. Dünyada en çok sevdiğim insanlardan biri anandır ve senin sevgin hemen bunun yanındadır ve ondan ayrılmaz. O kadar ki ne zaman ananı düşünsem derhal senin çocukluğundan çeşitli basamaklar gözümün ö
Nâzım Hikmetin bir oyunu daha Türkiyedeki okuruyla buluşuyor.
Fatma, Ali ve Diğerleri
Nâzım Hikmetin 1952 Moskovadayken yazdığı, Sovyetlerde Türkiyede adıyla basılıp defalarca sahnelenen Fatma, Ali ve Diğerleri Türkiyede ilk kez özel bir baskıyla yayımlandı.
Üç perdelik oyunda, Türkiyenin Koreye asker gönderme kararına karşı çıkmak, barış için savaş vermek, halkı bu konuda bilinçlendirmek üzere kurulmuş Barışı Koruma Derneğinin içinde ve çevresinde olup bitenler, kısacası savaş karşıtı Türk insanının direnc
Bu bir destan... Bizim destanımız... Öyle bir destan ki; bir eşi daha yazılmadı bugüne kadar, biz yazdık!.. Yedi düvele karşı... Varolmak için, kuvayi milliye yazdı, büyük Nazım anlattı, ben çizdim, havaya... Suya... Toprağa...
-Nuri Kurtcebe-
Masal dünyamızın en renkli kahramanlarından biridir Keloğlan. Hemen hemen her serüveninde önceleri herkesçe küçümsenen tipik bir Anadolu delikanlısıdır o. Başlangıçta kimse adam yerine koymaz onu. Önüne gelen iter kakar, kabak hep onun kel başında patlar. Evet, kel oğlandır, keleş oğlandır, ama yiğittir, yüreklidir, namusludur. Haksızlığa karşı savaşmak boynunun borcudur. Yüzünün akıyla, bileğinin hakkıyla ödemesini bilir bu borcu. Ezilenin sövülenin, dövülenin yanında yer alır hep. Kavgası, haklının iyinin
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.