Nalan Güven, Gönül Kapısında Bir Elifte olduğu gibi bu kitapta da derinden derine köklerinden kopmanın sancısını hisseden, manevi bir arayışı olan ama ne aradığını tam olarak bilemeyen, içimizden biri mesabesindeki karakterlerine bir defa yola koyulunca ihsanların nasıl da peş peşe geleceğini gösteren bir yol hikayesi yaşatıyor. Çocuklara duyduğu muhabbetle çocuk doktoru olan ama kendi evlacını kucağına alamayan Aslı Kariye'den Kudüs'e uzanan bir yolculukta umduklarından çok daha fazlasını buluyor.
Biliyordum, öyle kolay değildi seni sevmek! Sessizce biriktirdim seni yüreğimde...
Bir anlık bakışını yakalayabilmek uğruna
Gözlerine hapsettim umutlarımı.
Tek özgürlüğüm düşlerim oldu.
Şikâyet değil, ben gönüllü seçtim hayallerimi.
Ben unuttum çoktan, gözlerin ne renkti, en çok hangi rengi severdin, en beğendiğin şair kimdi?
Ben unuttum çoktan, seni gördüğüm mevsim hangisiydi ama şu çalan şarkı kulağıma gelmeseydi...
Ayten, yüreğinizi yakacak hikâyesi ile kadın olmanın gurunu, kadın olmanın dayanılmaz ağ
Aşk; bırakıp gidebilmektir zamanı geldiğinde. Bazen giderken kendini bırakmak, bazen alıp götürmek yanında aşka dair ne varsa.
Uğruna vazgeçebilmek en değer verdiğinden, göze alabilmek hasreti, dil ile söylemeden adını kalbinden zikredebilmek her solukta.
Nalan Güven, bu defa hep gitmek istediğiniz ama bir türlü gidemediğiniz iç dünyanıza sürükleyecek sizi. Aşk için yola çıkan değil aşk ile yollarda savrulan bir
kadının öyküsünü okuyacaksınız... Satır aralarında kendi öykülerinizi bulacağınız bu kitap, A
Ben, Elif.
Kırk yaşıma değin kendi dünyamın içinde neden, niçin sorularıyla boğularak isyan eşiğine gelmişken, hiç ummadığım bir zaman diliminde sadece kendi cevaplarımı değil, tüm evrenin cevaplarını da buluverdim.
Öğrendim; herkesin bir hikâyesi varmış... O hikâyeler ki dünya ateşinde yanıp yok olmamızı sağlarmış. Bedenin hiçliğinden çıkıp, varlığımızın sebebine vakıf olmamız için çok gözyaşı dökmek lazımmış. Hepimizin sınavı, o hikâyelerde saklıymış.
Öğrendim; Aşk ile dokunmak ve Aşk ile yaşamak gerekmiş
Geçer dediler. Böyle olurmuş kağıt kesiği
Kelimeler sayfaları çizmezmiş sadece
Göze hançer olurmuş, yüreğe ateş...
Geçmezmiş sanıldığı gibi zaman, takvim
yaprakları koparılınca
Sarılmazmış mevsimin ellerinde yaralar
Sızlarmış her kış, her bahar, her yaz
Geçen ömürmüş, geçmeyen sevdalar...
"Bilemiyordum senin günler geceler boyu yokluğumla savaştığını, aşktan ölüp ölüp küllerinden dirildiğini."
"Dağınık bir yatağın şehvet sigarasıdır dokunamadığım tenin şimdi Bedeninin değdiği yerlere el sürmeye kıyamazken, sen aramıza giren ölümden daha beter bir yalnızlık içine terk ettin beni. Geride bıraktığın mektuplarla dağlıyorum yaralarımı. 'Şimdi vur başını!' der gibi, ikinci mevki localarda seyre daldığım gençliğim sırıtıyor duvarlardan. Kokun sinmiş olmalı ve soluduğun nefes, perdelere. Belki de h
Öyle bir vazgeçeceğim ki senden
Gülüşümde saklı kalacak yaralarım
Sessizliğime gizleyip
En söylenmemiş sözleri
Tozu dumana katmayacak adımlarım
Ve gölgede kalacak terk edilmişlik
Issız sokaklarının kalabalıklığında
Öyle bir vazgeçeceğim ki senden
Haberin bile olmayacak
Hangi mevsim gittiğimden
Toplam 7 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.