Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 3 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
"Yine Münir Göker kendine sığınıyor" Yazmak bir "katharsis"dir, belki bir kurtulmadır, ama neyi anlatmak, yazarın-öykünün kurgusunda geçmişle uzlaşmalar; Zamanla ailenin çöküşü, babanın "Alzeimer"le üçüncü boyuta geçişi, kız kardeşler ve de hep 60 yıllarına dönüş, aylaklar ve de bir türlü tarif edemediğimiz şu garip ülke! Edebiyatın inişli çıkışlı serüveninde yazarın mütevazi kimliği de değişti, ezberden okumak, hava atmak; giderek çok satmak; eğer inanıyorsanız! Kabızlık ve ukalalık; çağdaş edebiyatın ve ü
Tükendi
Demek Münir'i tanımıyorsunuz! Ben yine açıklayayım: biraz Efruz Bey, biraz da Oblomov. İnsan insana bakarak yaşlanır. Biz de öyle, anılar ve yaşanmışlıklar kendi aktörleriyle belleğimizin yüzeyine çıktığında, Çiçek Pasajı "Bayram"da masaya vururuz ama hüzünle değil, güleriz Umbor Mehmet'e, Topal Sadi'ye, bizim kuşağın insan manzaralarına! Münir'in ilk kitabı "Yenikapı Hikayeleri"nden arta kalanlar bu kitaba döküldü, yazdıkça çıkacak galiba. Kitabın ana hikayesi "Bedia", annesinin anısına bir gönderi; kit
Tükendi
Kemal'in Kahvesi kimleri ağırlamadı ki; babam Orhan Kemal bile dostlarıyla beraber zaman zaman oraya gelirdi. Bu geliş Kemal'in Kahvesi'ne olduğu gibi şair Orhan Oruk'la Arap Teo'nun kurup işletiği 'Tango Bıyık Kime Ne?' restorancığınada olurdu. Bunları tekrar hatırlamak harika.. Nazım Öğütçü 1970 yılın Paris'e giderken gü
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 3 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1