"Hayal, kaderin henüz yeşermemiş tohumudur.
Hiç kimsenin onu sizden çalmasına izin vermeyin."
Bazen, nokta koymak gerekir...
Hayatındaki bir insana, bir aşka ya da bir düzene.
Sen de illa ki bir nokta koymuşsundur günün birinde, seni üzene.
Belki çok üzülsen de, bitirmişsindir o cümleyi.
O cümledeki sevgiyi ya da kişiyi.
Hatta içlerinden kimileri sana kibirlenmiştir bile
"Senden büyüğüm, senden güçlüyüm, senden iyiyim" vs. vs. diye.
Aldırma onlara ve asla unutma, hiçbiri senin koyacağın nokta kadar güçl
?Saçlarımı koklarken ne mırıldanıyorsun öyle?" dedi kadın.
?Eskiler gülü koklarken, kelimeyi şahadet getirirlermiş" dedi adam.
Başrollerde...
Bir kadın, iki erkek...
Ve aşk.
Siz kaderinizi yaşadığınızı zannederken, hayatınızın yarısının birinin kontrolü altında olduğunu düşünün.
İpler başkasının elinde...
Ve kukla da, sizsiniz!
Ekmek aldığınız bakkalın, aslında bakkal olmadığını...
Hamile eşinizi teslim ettiğiniz doktorun, sandığınız doktor olmadığını...
Çocuğunuzun öğretmeninin, gerçekte o olmadığını...
Eğer bir kadını sevmişsen, her zaman onun yanında olacaksın...
Bir kadını sevmek zordur.
Kadın ruhunun ucu bucağı yoktur çünkü Sebastian.
Sonunu getiremeyeceğin işlere kalkışmayacaksın
Göze alacak ve sonu ne olursa olsun katlanacaksın
Yağmur olup saçına düşeceksin mesela...
Güneş olup saçını kurutacak, rüzgâr olup saçına dolanacaksın...
Papatya olup baharı fısıldayacaksın kulağına
Kadın senin tek tek bütün beyaz yapraklarını koparacak.
Sen yine de her falda ''SENİ SEVİYOR'' çıkacaksın.
Sonra onun, o nari
''Bazen gün doğumunda, bazen alacakaranlıkta dökülür dizeler Aslında her kelimenin içinde saklıdır kimi zaman en güzeller kimine ise namdır, şan salar, görür 7 düveller... Oysa manzumenin manasında gezerler hep, sözün özünde o erler. Babacan da adı gibi sevecen , özünde sözünde közlenmiş erdemi olmayan ama pırıl pırıl parlayarak manasını süzmeden dilinden sızdıran bir çağdaş ozan. Onu her okuduğumda ve dinlediğimde başka sorular oluşuyor aklımdainsana dair hep doğruyu soran... Kimi zaman aşkın, kimi zaman
Sanırım her şeyin sebebi,
bu topraklarda doğup,
bu deniz kokusunun ciğerlerime dolarken,
martılarımın bana yarenlik etmesiydi.
Ve sanırım,
ben bu şiiri,
henüz,
yeni yazmaya başladım
Ben seni,
Türkiye saati ile seviyorum
nasıl geldiyse içimden ,
öyle çizdim ben seni,
o kadar narin,
o kadar kusursuzdun ...
rötuşsuz aşkım
mevduattan kesilmiş hislerim
ve ayakkabı bağı gibi ,
nutkumu bağlayan bakışlım ...
kapı merceklerinden bakmadan ,evime aldığım,
cevap anahtarlarının açamadığı
soru bankası olan,
şu kapalı
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.