Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 6 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Bu yazılar, her ne kadar kısmen polemik tarzında olsa da, tarihî okuma denemesini okuyucularla paylaşmayı, dahası onlara farklı ve alternatif bir okuma yöntemi sunmayı hedeflemektedir. Kur’an’ın siyerle ve tarihle, o dönemin düşünsel/tinsel ve toplumsal kültürüyle birlikte okunması gerektiği hususundaki ısrarımız, Kur’an’ın anlaşılabilmesi için indiği bağlamın hiçbir zaman gözardı edilmemesi gerektiğine ilişkin olan inancımızdan kaynaklanmaktadır. O bakımdan teolojik metinlerin ve bu metinlerde geçen tarihî
Kur'an, nazil olduğu dönemde muhatap Arap toplumu tarafından anlaşılma sorunu yaşamamıştır. Ne zaman ki Kur'an'ın ahkamını çevreleyen zemin, zaman, sosyo-ekonomik, sosyo-kültürel yapı ve muhataplar değişmiş işte o zaman Kur'an'ın anlaşılma sorunu ortaya çıkmıştır. Bu sorun, Müslümanların, Kur'an metninde bulunan ahkamın kendileriyle ve 20. yüzyılda içinde bulundukları çağın sosyo-kültürel yapısıyla çağdaş olmadığının farkına varmalarıyla daha da belirgin hale gelmiştir. Bu sebeple, Kur'an ahkamının kendi dö
İlahi kelam kendi doğduğu mahalle ve coğrafyadan, kendileriyle diyalog hâlinde olduğu ilk muhataplardan, o zaman ve zeminden ne kadar uzaklaşmış ise kuşkusuz kendine yabancılaşma da o derece artmıştır. Dolayısıyla kendi vasatı ve bağlamından yalıtılmış kelam/kitap, ister istemez anlam teklif, tekellüf ve tahammüllerine mahkûm hâle gelmiştir. Öyle ki artık her bağlamda, tarihin her bir kesitinde herkese istedikleri her şeyi söyleyen bir metne dönüşmüştür. Totaliter dönemlerde, saltanatın meşru olduğunu,
İslam’ın başlangıcından itibaren Kur’an’ın evrensel mesajına ulaşmak için onun söz diziminin anlam ve kültürel arka planının Arap’ın divanında aranması gerektiğine dair ifadeler, zaman ve zeminin, bu zaman ve zeminde yaşayan insan faktörünün ilahi hitaba etkisini gösteren Mekkî/Medenî ayrımları, yine vakıanın/olgunun nassa tesirini yahut nassın vakıaya/olgulara göre şekillendiğini dile getiren sebeb-i nüzul, kuşkusuz Arap’ın kendi dil ve kültüründe bir hitap olan Kur’an’ı dönemin sosyo- kültürel gerçekl
Kur'an, hiç şüphesiz belli bir tarihî evrede ve belli bir coğrafyada yaşayan bu tarihî evre ve coğrafyanın kendilerini kuşattığı ve şekillendirdiği bir yaşam tarzına, kültür ve ananeye sahip bir topluma indirilmiş, bu toplumun yaşam tarzı, örf ve adetleri, alışkanlıkları içinde onlara hitap edip sesini duyurmuştur. Kur'an'ın, Araplarla, onların tasavvur, tahayyül, dil, kültür, yerleşik davranış ve yaşam biçimleriyle, töre, adet, alışkanık ve gelenekleriyle, coğrafya ve iklim yapılarıyla doğrudan ilişkili ol
Alevilik-Bektaşilik Anadolunun İslamlaşmasında ve Türkleşmesinde büyük bir rol oynayan bir halk İslam inancıdır. Ancak XVI. yüzyıl sonrasında Alevi-Bektaşiler bazı çevreler tarafından mülhit ve zındık olarak nitelendirilmişlerdir. Günümüzde de Alevi-Bektaşilerin XIII. yüzyıl Bektaşiliğinden uzaklaşmış olmaları ve özellikle de Sünni Kuran anlayışından farklı bir söylem içinde olmaları, Alevi-Bektaşilerin Kuran ve İslamın neresinde bulunduğu, dinî kimlik ve kökenlerinin ne olduğu tartışmasını yeniden canlandı
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 6 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1