Gökçe panikle, "Burası neresi? Biz buraya nasıl geldik? Sanki ışınlandık. Teyzeee!" diye bağırdı. Az önce fotoğraflarını çeken genç kız da olduğu yerde donup kalmıştı. Kıpırdamadan şaşkınlıkla bakıyordu etrafına. Can kızın yanına gidip,"İyi misin?" diye sordu panikle. Genç kız yavaşça başını çevirdi. "Sizin gördüğünüzü ben de görüyorum. Ama... ama... ama... bu nasıl olur?" diye sordu korkuyla. Dört arkadaş; Can, Aybüke, Sude ve Gökçe. Dev bir amazon heykeli, bir fotoğraf çekimi ve binlerce yıl öncesine yapı

Gönlüne ve yüreğine iyi bak, Yorgun denizlere aldırma, Sorma kalbine bugün, Her nefes bir hevestir aslında kırılmasın umutların, Sende saklı kalsın duaların, Bir güzel çay demle kendine, sessizliğe sarıl, düşün içinden geçenleri ve sebat et. Bir düşün, ne kadar anlam kattığını bu hayata ve kendini fark et, Sen, ne olursa olsun sevmeye devam et...

Sıradan bir yaşantım olduğunu sandım her zaman, ama yüreğim biliyordu bu sıradanlığın aksine olağanüstü bir hayatım olduğunu. Görüyordum ama ihtimal vermiyordum. İşaretlere tesadüftür deyip geçiyordum. Yoluma çıkanlara bakmıyordum. Tâ ki cellâdımla yolum kesişene kadar... Ve gözlerime bakıp derinden gelen boğuk bir sesle "Nefesimmm, ömrüm..." diyene kadar... Safir renkli gözleriyle yüreğimin derinliklerine bakana kadar... Bir kadın cellâdına âşık olursa eğer, tek bir şey diler... Bu can senin olsun al, Se

Semra Atasoy çocuklar için yazdığı öyküler ve seçime hazırlanan kadınları bekleyen sorunları anlattığı deneme kitabından sonra ilk kez bir romanla karşımıza çıkıyor. AŞKIM KEŞKE HEP YANIMDA OLSAN ÇOK ÖZLEDİM SENİ Yaseminin hayatını değiştiren işte bu cümleydi. Ne olurdu her şey yalan deseydin sanki! Sana inanmaya o kadar hazırdım ki. Gözüme baka baka söyleyeceğin her yalana inanmaya hazırdım ben... Kalbim çok acıyor. Milyonlarca parçaya bölünüyor sanki. Ağzından çıkan her sözcük hançer gibi, acıtıyor içi