"kimi görsem ben değilim, ben değilim. bu belde,
bu mabet, bu bahçe... suyun gölgeye karışamadığı gibi
uzaklaştım kendimden. meçhul bir seyyah gibi dolaşıp
durdum iklimini aşkın. uzayıp kısalmadaydı zaman.
gün akmadayken ve sükûndayken uzaklar isli yollarda;
hep o içli susuştaydı yıldızlar. ah, uzun uzadıya bir
granit yokuşta susuyordu abdallar..."
Kaçıncı ziyandır aczimle dönüp duruyorum
Ey sesleri ve yüzleri nakışla
Masallardan akıp gelen ve
Ey onlara bir hayıftan kalan aşk
Devran geçmektedir
Bari bir selamın olsun...
(...)
Salkım saçak bir aşk ile
Söze can veren dengbêjdi Filit
Murat kıyısında, Bingölde.
Ne natür bir sesti
Bu postmodern çağda
Tekno gürültüden uzak, azade nefes
Konuşurdu Doğunun yorgun diliyle.
Kırağılar vardı saçlarında beliren
Pembe bir güz sabahında
Acılardan armağan.
Dudaklarında karanfil kokularıyla
Susardı öyle dağlarca
Kaçak cigarasında bir içimlik zaman
Yıldız düşerdi göğün taraçasından
Kalbinin avuçlarına.
Toplam 4 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.