Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 10 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
"Tamer'i biliyo musun?" "Uzun? Sakallı olan mı? "Hah o evet!" "Niye sordun ki?" "Ölmüş lan, damdan atmış kendini." "Ha siktir!" İntihar fikrini sıradanlaştırıp adamların konuşmalarını arkamda bırakarak içeri girdim. Üç yatak vardı içeride. "Beyinleri kanamış üç insanı 5 metrekare odaya tıkmanın adı ne zamandan beri sosyal devlet oldu?", diye düşünmemeye çalışarak çünkü kafam o sırada kızı delirmiş kadının topuğu yırtılmış çorabıyla meşguldü Mithat'a dönüp en içten gülümsememle: "Vay! Aslan bacanak, naber
"Onur Gökşen'i samimi bir yazar olarak tanıyorum, belgesel niteliğinde, esprili ve kaygılı hikâyeleri var. Bunları okurken artistik çabasını çok güzel gizliyor, hatta bunu fark etmiyorsunuz bile. Benim kanaatim, bu en güzeli. ‘Ne güzel anlatmış, ne güzel yazmış'ı unutturacak kadar duygusal malzemesi olması, elbette şans değil. Buna uğraş denir. Uğraşıyor adam. Yani uğraşmış hep, arsada top oynarken de "N'oluyor lan burada?" diye uğraşmış. Başına gelen her şeyde uğraşmış, düşünmüş, biriktirmiş. Bence bu biri
"Onur Gökşen'i samimi bir yazar olarak tanıyorum, belgesel niteliğinde, esprili ve kaygılı hikâyeleri var. Bunları okurken artistik çabasını çok güzel gizliyor, hatta bunu fark etmiyorsunuz bile. Benim kanaatim, bu en güzeli. ‘Ne güzel anlatmış, ne güzel yazmış'ı unutturacak kadar duygusal malzemesi olması, elbette şans değil. Buna uğraş denir. Uğraşıyor adam. Yani uğraşmış hep, arsada top oynarken de "N'oluyor lan burada?" diye uğraşmış. Başına gelen her şeyde uğraşmış, düşünmüş, biriktirmiş. Bence bu biri
"Onur Gökşen'i samimi bir yazar olarak tanıyorum, belgesel niteliğinde, esprili ve kaygılı hikâyeleri var. Bunları okurken artistik çabasını çok güzel gizliyor, hatta bunu fark etmiyorsunuz bile. Benim kanaatim, bu en güzeli. ‘Ne güzel anlatmış, ne güzel yazmış'ı unutturacak kadar duygusal malzemesi olması, elbette şans değil. Buna uğraş denir. Uğraşıyor adam. Yani uğraşmış hep, arsada top oynarken de "N'oluyor lan burada?" diye uğraşmış. Başına gelen her şeyde uğraşmış, düşünmüş, biriktirmiş. Bence bu biri
Sevgili Okur, Bu kitap, kırk yaşına kadar kendisini babalığa hazırlayamamış ve bundan sonra da asla hazırlayamayacak zavallı bir adamın hikâyesidir. Kronolojik olmasa da bu zavallı adamın annelerin ve çocuklarının dünyasına nasıl uyum sağlayamadığını, çocuğunu büyütürken neler düşündüğünü, çaresizliklerini, isyanını ve maalesef bütün babalar gibi biraz manyak olduğunu okuyacaksınız. Ve bir de kızını ne kadar çok sevdiğini...
Tükendi
Kaç yaşına gelmiştim, hâlâ bir arabam yoktu. İşe otobüsle gidip geliyordum. Ama Pazarlama Müdürü Erkut Bey'in arabası vardı, çünkü o mühendisti. O İTÜ mezunuydu, ben Açıköğretim'i zar zor on yılda bitirmiştim. O şirkete para kazandırıyordu, ben ise hiçbir şey kazandırmıyor, sadece para harcıyordum. Bir insan istese başarıdan bu kadar uzak bir hayat yaşayamazdı. Tüm bunlar yetmezmiş gibi, akşam bir de canım hiç istemediği hâlde Nermin'le buluşacaktım. Evinizde olur da bir karafatma görürseniz onu öldürmeyi
Tükendi
Soru: Sebzelerden iğrene iğrene diyet yapabilmek mümkün mü? Cevap: Onur Gökşene göre mümkün! Soru: Diyetisyene yalan söyleyerek kilo verebilir miyiz? Cevap: Onur Gökşene göre hem de çok rahat veririz! Soru: Lahmacun yiyerek zayıflamak iyi bir fikir mi? Cevap: Onur Gökşene göre şahane bir fikir! Onur Gökşen, bu kez 180 günde verdiği 32 kilonun hikâyesini yazdı... İddia ediyoruz: Bugüne kadar böylesine eğlenceli, böylesine şişman; bir ruh hastasının yazdığı böylesine bir diyet kitabı okumadınız! Şu an eliniz
Tükendi
Çocuktuk biz. Başka türlüydü her şey. Eğlenmek istiyorduk; eğleniyorduk. Bir mutfağı mesela, yakmak istiyorduk; yakıyorduk. Azar işitmek istiyorduk; büyük olan bize kızsın... Kızıyordu babamız. Sonra hemen seviyordu. Seviyorduk. Yaramazlıklarımızın sonuçlarını bilmek tereddüde yol açmıyordu. Yaşamı ıskalamıyorduk. Güzeldik. Çocuktuk işte. Onur Gökşen, ilk kitabı Bizim de Renkli Televizyonumuz Vardı ile Kadıköy'e hiç gitmemiş, 80'lerde ergen olmamış, Mr. Spock'u tanımayan, commodore 64'ü görmemiş, hatta kız
Tükendi
Sanal dünyanın, özellikle Ekşi Sözlükün en beğenilen yazarlarından olan, izleyici kitlesi her geçen gün artan Onur Gökşen; geniş hayran kitlesini, öykülerindeki sıcaklığa ve tanıdıklığa borçlu. 80lerde ve 90larda çocukluğunu, gençliğini yaşamış herkesi sıcacık, komik ve nostalji dolu öyküleriyle geçmişe götürüyor, o günleri tüm güzelliğiyle tekrar yaşatıyor. Kadıköy'e hiç gitmemiş, 80'lerde ergen olmamış, Mr. Spock'u tanımıyor, commodore 64'ü görmemiş, Dallası hiç duymamış, hatta kızkaçıran atmamış olanlara
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 10 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1