Çocuklar merak içinde! Kulübe, her gün biraz daha dikkatlerini çekiyor. Üfürseniz yıkılacak kadar bakımsız bu küçük evde, bir ışık dolaşıyor. Bazı geceler, binicisiz bir at dörtnala gelip sonra sır oluyor. O atın yükü ne acaba? Korkunç bakışları, saldırmaya hazır köpeğiyle gelip giden adam kim? Uzaktan kulübeyi gözlüyorlar. Merakları her geçen gün büyüyor. Büyükler sessiz kalsa da çocuklar kararlı! Bu kulübenin sırrını çözecekler!

Dikkatle yürüdüler. İlerledikçe, soğuk bir rüzgârın estiğini anladılar. Uca geldiklerinde, rüzgâr, uçuracakmış gibi şiddetlendi. Üstelik tepelerinden damlayan su, akıyor denecek kadar çoğalmıştı. Düzlüğün önü küçük kayalarla örülmüş, alçak bir duvarla kapatılmış gibiydi. Duvardan sonrası uçurum olmalıydı. Birbirlerine sokularak etrafı gözlediler. Akıl yürütmeye çalıştılar. Şato neredeydi? "Biz bir mağarada mıyız? Yoksa denizin altında mıyız?" (Mavi Şatoya Gizemli Yolculuk'tan)

Annelerinin sevgisiyle büyüyen yavru kediler Mırmır ile Alagöz, yaramaz oldukları kadar da meraklılar. Henüz gitmedikleri, görmedikleri yerler, yapmadıkları şeylerle ilgili öyle sorular soruyorlar ki annelerine, anne kedinin işi gerçekten çok zor!

Hastalandığımızda ilaçlardan daha çok ihtiyaç duyduğumuz bir şey vardır hep. Biraz sevgi, biraz da anneannelerin, babaannelerin anlattığı masallar. Onlar da ilaçlar kadar iyi gelir bize. Deren'in babaannesi de ona öyle güzel şeyler anlatıyor ki, sanki Deren bir yıldız yağmurunun altında ıslanıyor.

Gece yarısı kapımız çalınınca hepimiz yerimizden sıçradık. Babam hemen avluya koşmuş olmalı. ?Kim o?" dediğini duydum. ?Polis! Açın kapıyı!" denince, yerimde titremeye başladım. Babam sokak kapımızı açtı. Evimizin içi polis doluverdi. Şöyle bir dolandılar. Başlarındaki polis, iki arkadaşını bizim evde görevlendirerek gitti. Babama hiçbir şey söylemedi. ?Dikkatle her noktayı arayın!" dedi. ?Önemli bir şey bulursanız hemen seslenin!" Sokakta da polisler vardı. Komşulardan gelen seslerden anladığımıza göre, he

15 yaş... Gençliğe ilk adım. Dersler, sınavlar; hissedilmeye başlanan yürek atışları. Ve yaşamın gerçekleri... Binlerce cana kıyan doğal afetler; kaybedilen yakınlar, umutlar... Ama bir de mucizeler... Zehra Ünüvar on beş yaşın nabzını tutmuş yeni kitabında.

Bir orman faresi günün birinde insanları yakından görmek ve kendi halkına yiyecek bulmak umuduyla büyük kente gider. Ama onun diğer farelerden farklı bir özelliği vardır: İnsan dilinden anlayan ve konuşabilen farecik büyük kentte zorlu bir serüvenin içinde bulur kendini. Sonunda televizyon kanallarının kapıştığı bir yıldız oluverir.

Konu Zehra Ünüvardan çocukları peşinden sürükleyecek, birbirinden heyecanlı beş yeni öykü... Kitap Özeti Bilir misiniz, doğanın da bir saati vardır. Bu saat, her canlı için özel çalışır ve o canlının yaşamı için çok önemlidir. Çiçekler açacakları zamanı, ağaçlar yeşerecekleri zamanı, kuşlar göç zamanını hep bu saatten öğrenirler. Peki ama nasıl? Satış Unsurları Zehra Ünüvardan yepyeni beş öykü. Cavit Yarenin usta çizimleriyle. Capcanlı resimler sizi öykülerin büyülü dünyasına götürecek.

Çocukların vazgeçilmez yazarlarından biri olan Zehra Ünüvar bu kez, yazlık bir sitede tatilin tadını çıkaran kahramanlarımızı ilginç bir serüvenin ortasına bırakıyor. Karanlıkta uyumaya çalışırken bir ayak sesi duydum. Balkonda biri yürüyordu Yatakta oturdum. Dikkat kesilip dinledim. Bu kez de bir inleme duydum. Elim ayağım buz kesmişti. İçimden kabaran çığlığı zor tuttum. Kimseyi uyandırmak istemiyordum ama korkudan taş kesilmek üzereydim. Her şey sabah aydınlanacaktı

Yaprakta Sevgi Büyütmek, çocuk-doğa ilişkisini pekiştiren iki güzel öyküden oluşuyor. Eğitimci-yazarımız Zehra Ünüvar, çocukları, ustalıkla hayvanların ve bitkilerin evrenine çağırıyor. En büyük özlemi bir hayvan yetiştirmek olan Utku ile bitkilerin dünyasına giren Burcu´nun serüveninde, sevgi ve emeğin gücü soluk alıyor. Öyküler, Şükran Kırcı´nın resimleriyle daha da renkli. (Arka Kapak)

Kendi halinde yaşayıp giden iki yaprak bir gün dünyayı gezmeye karar verirse ne olur dersiniz? Kimi zaman doğanın, kimi zaman diğer yaprak arkadaşlarının yardımıyla yola çıkan bu serüvenci güz yapraklarının başına bakalım yolda neler geliyor?

Bircanın bütün hayali, büyüyünce pilot olmak. Masmavi gökyüzü üzerinde, bulutların arasında o kocaman kanatlı kuşu kullanarak, insanları gitmek istedikleri yere götürebilmek. Ama biraz yardıma mı ihtiyacı var acaba? Çalışkan ve çok akıllı olduğu için, ona yardımcı olacak bir öğretmene mesela. Bunu bana kim mi söyledi? Rüzgâr elbette

Ali Amcanın bahçesindeki olgunlaşmaya başlayan eriklerin sayısı her gece azalıyordu. Mahalledeki çocuklar çok sevdikleri Ali Amcalarına yardım etmeye karar verdiler. Kafa kafaya verip, bahçedeki erikleri korumak için türlü türlü planlar yaptılar, çözümler ürettiler fakat erikler azalmaya hâlâ devam ediyordu. Acaba geceleri erik bahçesine giren bu karanlık görüntü kime aitti?

Birbirinden başarılı iki uzun öykü Çocukları gerçekten çok iyi tanıyan, onlar için sevgiyle, sevinçle üreten eğitimci Zehra Ünüvar ile Ercüment Sabri Özçakır el ele verip çok güzel bir kitap ortaya çıkardılar. Hem öyküler hem resimler uzun süre konuşulacak.

Büyük emek ve özenle aldığınız eşyalar hemen değer yitiriyorsa Yaşlılar hiç hesabınızda yoksa İyi niyeti yüzünden kandırılan köylüyü aşağılıyorsanız Bu öyküleri okumayın! Küreselleşme diye diye sıla değer yitirdiyse Kart kocaların körpecik bedenlerin peşine düşmesini yadırgamıyorsanız Öykünün, hepimiz adına kucakladığı binlerce sessiz insandan ses almak hoşunuza gitmeyecekse Sofranıza dek gelmiş emeğin hiç değeri yoksa Yalnız medyanın sunduğu kadınlarıdert ediniyorsanız Bu öyküleri okumayın! Taşlanarak

Bir insanın dış görünüşü yüzünden ona önyargılı yaklaşmak ne kadar doğru? Bir ağaç ile kurbağanın dostluğundan neler öğrenilebilir? Sözcüklerin büyüsü bizi nerelere kadar sürükler acaba? Bu soruların yanıtını ve daha fazlasını bu kitapta bulacaksınız.

Sakar sincaplar, manken kediler, uçan kurbağalar ve göçmen leylekler... Birbirinden sürükleyici ve heyecanlı serüvenler... Daha neler neler...

´Bir Şampiyonluk Öyküsü´nde, çocukları çizgi filmlerin ve hazır oyuncakların sahte dünyasından çıkarıp, yaratıcılıklarını keşfetmelerini sağlayan iki güzel öykü var. Uçurtmadan fırıldağa, boya püskürtme kutusundan bebek giysilerine kadar, çok çeşitli oyuncakların yapımını öğrenen çocuklar hem el becerilerini geliştirebilecek, hem de yardımlaşma ve paylaşma duygularını pekiştirecekler. .

Masal dinlemeden büyüyen çocuk var mıdır? O gizemli dünyayı, biraz korkarak, biraz merak ederek, çokça da eğlenerek gezmenin zevkini başka ne verebilir? Masal dünyamızın yeni üyesi Duma Duma Dum, çocuklara yedi değişik masal sunuyor. Zehra Ünüvar yazdı, Sertaç Ürer resimledi. Yeni masallar öğrenmek istiyorsanız, zaman kaybetmeyin.

Neşeli bir öyküyle başlayan, bilmeceler, oyunlar ve tekerlemelerle devam eden eğlence dolu, cıvıl cıvıl bir kitap.