Yüksek mühendis- mimar, ozan, yazar Cengiz Bektaş onlarca yıldır yaptığı Anadolu gezileri ve mavi yolculuklarda biriktirdiği söylence ve oyunları çocuklarımız ile paylaşıyor. Cengiz Bektaş'ın Sıfırdan Yayınları tarafından yayınlana ikinci çocuk kitabı Ebemevi, Anadolu'nun en eski oyunlarından biri olan ebemevi adlı oyunun anlatımıyla başlıyor, söylenceler ve mavi yolculuk deneyimleri ile devam ediyor. Anadolu'nun kültür hayatı, Cengiz Bektaş'ın dil ustalığı ile kısa öyküler halinde çocuklarımıza sunuluyor

Azra'yı yitireli tam 33 yıl oluyor. 2015 onun 100.doğum yıldönümü... Azramızdan ayrılırken gerçekten sonuna denk bilinçliydi. Çevresindekiher şeyi düzenleyip öyle gitti. Evindeki eşyalarını sevdiklerine ,yakınlarına,dostlarına dağıttı örneğin. Ona yollananmektupları,kimine verdiği yanıtları da bana bırakmıştı. Bir biçimde yayınlanmalarını istiyordu. Koca bir dosya tutuyordu bunlar. Çok ilginç bir ad listesi oluşturuyorlardı.

Azramızdan ayrılırken gerçekten sonuna denk bilinçliydi.Çevresindeki her şeyi düzenleyip öyle gitti. Evindeki eşyalarını sevdiklerine,yakınlarına,dostlarına dağıttı örneğin. Ona yollamılan mektupları,kimilerine verdiğiyanıtları da bana bırakmıştı. Bir biçimde yayımlanmalarını istiyordu. Koca bir dosya tutuyordu bunlar.Çok ilginç bir ad listesi oluşturuyorlardı.

Elinizdeki çalışma, u¨ç konuşmadan oluşuyor. Taş, ahşap, cam konularında ayrı ayrı toplantılarda benden istenen konuşmalardı bunlar.Her birinde konulara mimarca bakışımı dile getirmeğe çalıştım. Uygulamalarımdan örnekler gösterdim Böylece bilginin gerçeğe dönu¨şmesindeki tutumum çıkıyordu ortaya çu¨nku¨Gerek konuşmalarım, gerek adı geçen konulardaki kimi yazılarım, beklediğimden çok ilgi gördu¨ler. Uzmanların dışında genç mimarların, mimar olmayanların ilgileri beni etkiledi. Böylece, bu kez bunları bir ara

47 yıl önce (1968) bir Yaşlılar Evi tasarımı için yarışma açılmıştı Çağrılı olarak katıldım bu yarışmaya Benim bildiğim o gu¨ne dek, bu konuda bir yarışma açılmamıştı. Üstelik tıp alanında da yaşlılık bilimi" diye çevirebileceğimiz Geriatri dalında bir çalışma, uzmanlık birimi yoktu. Önce değişik dalların uzmanlarından yaşlılığı tanımlamalarını istediğimi unutmam...

Yüksek mühendis- mimar, ozan, yazar Cengiz Bektaş'ın, altı çocuk kitabından biri olan ve Sıfırdan Yayınları tarafından yayınlanan ilk kitap Sevgiyle Yap Mimar Sinan Söylenceleri coğrafyamızın yetiştirdiği en büyük isimlerden biri olan Mimar Sinan'ı konu ediniyor. Uzun yıllardır Mimar Sinan üzerine çalışmalar yapan, bu çalışmalar neticesinde 2014 Uluslararası Mimar Sinan Ödülü ile 2016 Mimar Sinan Büyük Ödülüne sahip olan Cengiz Bektaş, anadolumuzda yüzlerce yıldır dolaşan Sinan söylencelerini, büyük ustanın

Düşünün, si de düşünün...Örneğin ,kentinizde bir şey daha güzel olsun diyebir şey yaptınız mı? En azından bu nedenle yapılan bir şeye katıldınız mı ? Kentlerimiz gittikçe çirkinleştiriyorlarsa,bu bizim yaşama biçimimizin gittikçe insana yakışmaz olmaya başlamasından... Hani, insanı kent yarattı deniliyor ya... İnsanı yaratacak olan kent çirkinleştikçe yaratacağı insanlar da benzeyecekler gitgide...Biri çirkinleştikçe öbürü,öbürü çirlinleştikçe ötekl.. Bu böyle sürüp gider mi ? Sürüp gitsin mi? Hayır ! B

Kimse bir yapmağa istekli değil... Herkes sessiz... Ancak kimileri de var ki olumsuzluklara aldırmadan arı gibi çalışmalarını sürdürüyorlar. Durum böyle iken, çağrılarımla kimi kez 30-35 kişiyi bulan bir topluluk oluştu. Bir izlence çercevesinde, her ay bir kişiyi akşam soframıza konuk ettik. Onlara sorular sorduk...Yanıtladılar...Yaptıklarını anlattılar... Her türlükoşulda durmayıp, doğru bildiği yolda,her sürezde ülkemiz yararına çalışmalarını sürdüren bu saygın,toplumun yüzakı kişiler arasında uğraşı

Halk Yapı Sanatı Üzerine İlkeler Gerçek Saygı Korumak Kimden Koruyacağız? Koruma İşini Kim Yüretecek? Kültür Yorumu İlk Yapılacak Olan Antalya (Coğrafya-Tarih) Antalya'daKaleiçi'ndekiYerleşmenin Genel Özellikleri Evlerin Dışı Evlerin Genel Düzeni Evlerin Türleri Örnekler İlkeler Yapı Denetiminde Toplumun Genel Kuralları Usta,İşveren İlişkileri YapımYönetimi,Gereçler Ustalar Dünden Bugüne Değişen,Değişmeyen...(Zeynep Oral) Evler ve İnsanlar Bugün (Zeynep Oral) Bitirirken Çeyrek Yüzyıl Sonra Antalya Değişen K

Cengiz Bektaş bu okuyacağınız kitapta bir mavi gezi yapmış, bu mavi geziyi canının canı Bedri rahmi ile birlikte yaşayarak söylemiş ve yazmış. Nakışlı denemesi Bedri Rahmi'yi de, Sabahattin Eyüpoğlu'nu da sürdüren, yaşatan bir girişimdir. İnsanla doğanın kaynaştığı bir betik, bir imece mutluluğun dile gelmesidir. İkisine seslenen bu MERHABA, ikisinin ve Halikarnas Balıkçısı'nın da Merhabası'sı ile birlikte yankılanacak, başka MERHABA'lara çağrı olacaktır.

"Kişi her şeyden önce coğrafyasını seçmeyi iyi bilmeli."değil mi? Bizim coğrafyamız elbet insanlardan oluşmuyor muydu? Kendi gelişmemizin-insanlığımızın savaşımı içinde bulunduğumuz ortam için vereceğimiz savaşıma bağlı değil miydi? Biliyorsunuz işte, neler demek istemişim..

"Küreselleşme" sözü çıktığında,daha en başında sormuştum. Neyin Küreselleşmesi? Daha başlangıçtaki adıyla "globalleşme"nin,sömürünün tepe noktası olduğunu yazmıştım güncemde.. Elbette emperyalizmin son olmayan oyunlarından biri..Hem de şimdilik..Anamalcılık böyle Troya atı yerini geçecek kim bilir daha ne sözcükler üretecektir.Bir daha sorayım:Küreselleşme,ama neyin küreselleşmesi? Olanakların mı ? Tokluğun mu? Bilginin mi ? Yalnızca sömürünün!

Gelişmişliği teknolojik ilerlemeyle ölçen bir çağın bizi çıkmazlara soktuğunu kavramak zorundayız."Doğayla Uyumu"insanca yaşama sonucu olarak,tükettiğimizden çok üretmekle bulabileceğimizi bilmeliyiz. "Doğa'ya Uyumu" teknoloji ile aramak yerine,önce kirletmemekte ,dengesiz tüketmemekte aramamız gerekiyor. Otomobili yaşamı en aza indirerek,toplu taşınıma önem vererek havamızı temiz tutmayı öğrenmeliyiz...

Bütün Denizli çarşısı Sabah namazından çıkıp Hasaslar "Bismillah" Açtılar kale kapısını Sulandı asmalar ve gölgeleri Evlerden getirilmiş yıldız çiçekleri yediverengüller Cam bardaklarla kondu Silinip süpürülüp çiçekler gibi açıldı dükkanlar Bütün Denizli çarşısı güne bir ağız seslendi İnsanlığı unutma ha Unutma ha kardeşliği.

Buradan Kaya'ya doyum olmaz bak Komşularda kurmuşlar bak sofraları Sağımız solumuz türkü İçimiz dışımız sevgi Ak duvarlara mor çiçekler Sağlığına Elitis Sağlığına Ristos İçelim Vasili Teodorakis haydi merhaba Dinle bak Bu türküyü bir denizin bütün kıyıları birlikte yaktı.

İnsanın cümle yaratılmışla dengede, sevgi ilişkisinde olması günümüzde her zamankinden daha önemliyken, bunca sevgisizliğe, bunca yalnızlığa, bunca yabancılaşmaya itilişimiz neden? Hiçbir çıkar gözetmeksizin, yalnızca karşısındakini korumak istediğinden doğan "kuş evleri" üzerinde düşünmek bize kimi unuttuklarımızı anımsatabilir. ... While it is all the more important today that man should be in harmony and in love with all the living creatures in the world, why is it that we find ours

Yapılar mı gösteriyor kültürümüzü yalnızca? Halılarımız mı, çinilerimiz mi, minyatürler mi, yazı sanatı mı? Resimler, yontular mı? Bize anlattıklarını sandıımız, korumayı istediğimiz, başkalarına gösterip, öğünmek istediğimiz tüm kültür varlıklarımızı saymam gereksiz. Asıl söylemek istediğim, bunları sayarken asıl gerçek değerimiz olan "insanımızı" unuttuğumuzun ayrımında olmamamız.