Bayan, siz ben demekten de mi korktunuz içinde ben geçiyorum diye

mavi miydi kendi, kaybedeceklerini numaralandırır gibiydi en sonuncu bitiren bir kaplumbağanın sevgisini kazanmak isteyen bir yarış gibi yarıştığımız geceydi. ayın hangi ışığıydı ki gelen bize aydınlatmaktan yoksun bıraktığı bir seni bir beni -ki dahil bunlara çocuklarını besleyen bir ağacın ışıktan yoksun bırakıldığı hissi

Mehmet Efeoğlu ilk romanı Melankolik Yabancıdan sonra bu kez Varolmanın Sancıları adlı yeni romanıyla okurlarıyla buluşuyor. Bir önceki romanında olduğu gibi bunda da çağdaş bir Varoluşçuluğun tınısını hissettiren yazar, yabancılaşma, ruhsal bulantı ve angst kavramını cesurca işleyerek etkileyici bir eser meydana getirmiş görünüyor. "Mehmet Efeoğlu henüz çok genç. Ama iç dünyası özgün ve derin. Yatay olarak genişleyen değil, derinleşen bir içgörünün yaratıcılığı zorlayan sanatçılara bir armağan olduğunu dü

Modern hayatın tekdüze çıkarına girmemek için ayak direyen genç bir üniversite öğrencisi olan Tom çok geçmeden kaçmanın tek yolunun, hayallerine sarılmak olduğunu keşfeder. Melankolik Yabancı, modern hayatı tüm çıplaklığıyla gözler önüne seren bir ilk roman. Sartreın Bulantısı, Camusnun Yabancısı ya da Hamsunun Açlıkını okurken hissettiğiniz yabancılaşma ve varoluş endişesini bu kez yerli bir kalem aracılığıyla hissedeceksiniz