Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 45 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Ataol Behramoğlu'nun dünya halk edebiyatından seçtiği 12 masal! Masallar, bir halkın kültürel ve sosyolojik olarak en önemli özelliklerini yansıtırlar. Onlar da zaman içerisinde günün getirdiği dile bürünürler. Ama verdikleri öğütler ve çıkarılması gereken dersler asla değişmez. İnsanları umutlarının, acılarının, sevinçlerinin, düşlerinin, korkularının, hayal güçlerinin sonsuzluğunu gördüğümüz bu masalları okuyabilmek, tüm çocuklar için başlı başına bir sevinçtir. Ataol Behramoğlu'nun titiz çalışmasıyl
60'lı yıllar toplumcu kuşağının manifesto niteliğindeki şiirlerin büyük ustası; şair, yazar, düşünür Ataol Behramoğlu yazın hayatının 50.yılında...60'lı yıllar toplumcu kuşağının manifestosu niteliğindeki şiirlerden "Bir Gün Mutlaka" 1965'te yayınlandı. "Yarım Yüzyıldan Şiirler" bir almanak-yıllık özelliği taşıyor. Şairin 50 yıllık birikimi, yaşadıkları, anıları, şiirleri, resimlerle bu kitapta yer almaktadır. "Behramoğlu'nun yazdıkları hayatın içinden gelir, uygulamanın sonucunda oluşur. Üstelik onun
Tükendi
Yalınlığın, çok kişinin paylaşabileceği bir şiirselliğin başarısını vurgulayan şiirler. (Doğan Hızlan, Cumhuriyet, 1 Mart 1979) Bu şiirlerde acıları, sevgiyi, umutları bir insanın inandırıcı yaşantısının arasından görüyoruz. Böylece şiir, çoktan beri sanatımızı kaplamış olan kuramsallıktan uzaklaşmış oluyor. (Konur Ertop, Milliyet Sanat, 1 Ocak 1979) Ataol Behramoğlu´nun yapıtlarının yirminci yüzyıl Türk şiirinin en verimli damarlarından birinin içinde, tam da Nâzım Hikmet´in şiirlerinde görke
Tükendi
Bu ´on ayrılık şiiri´, ayrılık izleğine öylesine yalın, öylesine kırık, öylesine suskun yaklaşıyor ki, ayrılığın kavurucu acısı olanca duyumsanıyor.(...) ´Anlaşılmaz´, ´okunamaz´ şiirlerin sanatlık değer taşıdığı iddiasındaki günümüzde, Ataol Behramoğlu herkes için, hepimiz için şiir ülküsünü koruyor."(Selim İleri, Cumhuriyet, 19 Mayıs 1999) " ´Aşk İki Kişiliktir´ şiiri, bir yandan, yaşamdaki sürekli değişim içinde yaşanmış, anısı bile kalmamış bir sevginin bıraktığı, ölümü de düşündüren büyük acıyı dile g
Tükendi
Yıllar, on yıllar, yüz yıllar süresince nice yükler taşımış; nice kuşaklar, nice devirler gelip geçmiş, nice yıkımlara nice zaferlere, nice acılara nice şölenlere tanık olmuş, fakat sabırlı, bilgece suskunluklarını hep koruya gelmişlerdir. Sait Faik’in “Köprü” şiirinin ilk dizeleri ilk okuyuşumdan bu yana ezberimdedir: İnsanlar köprüden geçmediği zaman Acaba köprü düşünür mü? ... 1970 başlarının Londra’sında Thames kıyılarında hüzünle dolaşan genç şairin aklından gerçekten de Dylan Thomas’tan şiirler geçiyo
Tükendi
Lozan, 1993 yılında Metin Belgin yönetiminde, Timur Selçuk'un beste ve şarkılarıyla Antalya Devlet Tiyatrosu'nda sahnelenmiş, İstanbul turnesinde de başarıyla oynanmıştı. Aradan geçen yıllardaki birikimlerimin ve ulaşılan yeni bilgilerin ışığında, diyebilirim ki baştan sona gözden geçirdiğim bu yeni metni okuyucunun ve tiyatro dünyamızın ilgisine sunuyorum.
Tükendi
Ataol Behramoğlu 4 Ekim 2003 tarihinde Cumhuriyet Gazetesi'nde yayınlanan köşe yazısında, 3 Kasım 2002 tarihinde iktidar oluşlarının üzerinden henüz 1 yıl bile geçmemişken, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarına "sivil darbe" tanısını koymuştu. Bu tanı bir sanat insanının gözlem ve sezgilerinin sonucu olduğu kadar, ülkesinin sorunları üzerine bir toplum bilimci titizliği ile düşünüp araştıran seçkin bir aydının araştırıcı zekâsı ve sorumluluk bilincinin de ürünüdür. Aradan geçen zaman bu tanıyı ne yazık ki
Tükendi
Ali Suavi için bir oyun yazmayı tasarladığımda hakkında bildiklerim herkesin bildiğinden pek fazla değildi. Yani çok az şey. Fakat yine de haksızlık etmeyeyim kendime… Çünkü kaynak taramasına başlayıp da örneğin Hilmi Ziya Ülken’in bir başyapıt olan “Türkiye’de Çağdaş Düşünce Tarihi”nde Ali Suavi bölümünü açtığımda, on yıl kadar önce bu kapsamlı incelemeyi sayfa kenarlarına notlar alarak nasıl didik didik okumuş olduğumu görerek şaşırdım. Oysa bu satırları okumuş olmayı anımsamak bir yana, söz konusu
Tükendi
Şairdeki çocuk, çocuktaki şiir Ataol Behramoğlu'nun şiirlerinde sıklıkla geçen sözcükler ve kavramlar arasında çocuğa ve çocukluk dünyasına ilişkin olanların özel bir yeri vardır. Behramoğlu, Yiğitler Yiğiti ve Uçan At Masalı adlı manzum bir çocuk masalının da yazarıdır. Bir Çocuğa Layık Olmak onun kendi şiirleriyle dünya şiirinden yaptığı çevirilerden, çocuklar düşünülerek düzenlenmiş bir seçkidir. Çocuk şiiri denildiğinde akla ilk gelebilecek türde şiirler değildir bunlar. Fakat çocukların dünyasına da se
Tükendi
“Sevgilimsin, arasına bir kağıt koyup erteliyoruz aşkı Otobüslerde ve trenlerde kaçamak yaşanan” “ Aşk, onun şiirlerinin önemli konularındandır, çünkü hayatın bütün yönleriyle şiirin konusu olabileceğine inanır. Ancak aşk konusunu çok ender tek başına işler. Konu her zaman daha kapsamlı bir toplumsal çerçevede işlenir. Gerçek dünya; toplumsal kavgaların, haksızlıkların ve kişisel faciaların dünyası, aşkın mekânıdır Behramoğlu nun şiirlerinde. Onun için şiirlerinde aşk, bir duygudan ziyade bir eylemdir ve
Tükendi
Ataol Behramoğlu'nun bu kitabında son yıllarda yazdığı şiirlerden yapılmış seçmeler yer alıyor. 2012'de "Cumhuriyet" gazetesindeki köşesinde yayınlanan "Kara Bir Rüzgâr" bu şiir dizisinin ilkidir. Bu şiirlerden özellikle "Ne Çok Hain" ve "Yunus Gibi" adını taşıyanların sosyal medyada paylaşılarak; mitinglerde, kitlesel toplantılarda okunarak yüz binlere, milyonlara ulaştığını söyleyebiliriz. "Yunus Gibi" Adalet Yürüyüşüne katılan şairin kendisi tarafından orada da kameralar önünde okunmuş, böylelikle top
Tükendi
Aşk İki Kişiliktir, Bir Gün Aşk Geçilmelidir, Bu Aşk Burada Biter, Yeni Aşka Gazel, Sevgilimsin, On Ayrılık Şiiri, Eski Nisan, Alanya Günlükleri gibi aşkın mutluluklarını olduğu kadar hüzünlerini de dile getiren şiirleriyle milyonlara ulaşan; dizeleri ve onlardan yapılan ezgiler dilden dile dolaşan Ataol Behramoğlu'nun yine aşk, evlilik, kadınlar üzerine şiir tadında denemelerinden tadına doyamayacağınız bir seçki. Bu yazılar sizi düşündürecek, hüzünlendirecek, bazen ağlatıp bazen güldürecek; fakat he
Tükendi
Ataol Behramoğlu´nun ´Dörtlükler´ini okurken umutla, güvenle doldu içim. Yarına, yarınlara bir sıcak özlem duydum. (Oktay Akbal, Cumhuriyet, 22 Mart 1980) Ataol Behramoğlu salt bir destan (Mustafa Suphi Destanı) yazmadı. Yaşam öğesi yitip gitmiş olan bir devrim kurbanının canlanmasına yardım edecek birçok değerli bilgiyi de yıllarca süren araştırıcı zekâsıyla bulup yerli yerine koydu. (Hasan İzzettin Dinamo, Eleştiri, 1 Şubat 1980) Behramoğlu´nun bu yapıtı üzerine (Bebeklerin Ulusu Yok), şiiri
Tükendi
Bir süredir yaz aylarını Foça'da geçiren Ataol Behramoğlu Özlem ve Yaz Foça Dörtlükleri adlı yeni şiir kitabıyla ülkemizin bu güzel ve özgün yöresini edebiyata taşıyor. Bu şiir türündeki özel ustalığını Kızıma, Cellat, Bir Aydın Tipine, Dostları Özlemle Kucaklamayı Unutma, Durdum Baktım Arkandan gibi çoğu ünlü müzik ustalarınca bestelenmiş, dilden dile dolaşan dörtlükleriyle kanıtlamış olan şair Özlem ve Yaz Foça Dörtlüklerinin bütün dizelerinde duyumsanan bir yaşama sevinci atmosferinde duygu, gözlem ve re
Tükendi
Çok Sevgili Ataol, Bu ?çok sevgili" herkesin alışık olduğu o beylik seslenme kalıbı değil. Benim için gerçekten çok sevgilisin; iyi yanlarınla, kötü yanlarınla, olumlulukların ve olumsuzluklarınla... Seni salt bir arkadaş gibi değil gerçek bir küçük kardeş ve oğul gibi seviyorum. -Aziz Nesin- Aziz Nesin büyük bir yazardır. Mizah (gülmece) yazınının dünya ölçüsünde eşsiz bir ustasıdır. Gülmece öğeleriyle duygululuğu, her ikisiyle de toplumsal işlevselliği bağdaştırmayı başarmış ender bir ustadır. Ona ilişkin
Tükendi
Omuzumda çanta, içinde kalemlerim ve defterim. Arabamda boyalarım, seyyar masa ve sandalyelerimle dolaştım. Yollarda, mola anlarında ve ısırılan görselliklerde kurulan seyyar masalarda çalıştım. Bazen dağ başlarında, antik kentlerde bulutların içinde, bazen bir vadinin evrilen yollarından inen çıkan dağlara, bazen de yollarda sokaklarda oturulan yenilen içilen masalardan bakılmıştır, gelip geçenlere, oturup kalkanlara. Antik kentlerin yıkıntılarından yeni kurgular oluşturdum, yaşanmışlıkların zamanlar ara
Tükendi
"Şiir Hayatın Neresinde?" sorusu günümüzde her zamankinden daha çok güncel ve yakıcı bir sorudur. Şiir, kavramları imgeye dönüştüren, var oluşun en yüksek ve en derin dile gelme biçimidir. Şiirsiz bir yaşam, kendini dile getirememiş, bu anlamda da yaşanmamış, tam anlamıyla gerçekleşmemiş bir süreçler toplamıdır. Kendimizi dile getirebildiğimiz ölçüde varsak, dilin en çok yoğunlaştığı şiirsel anlatım, var oluşumuzun da odağında, kaynağında demektir. Ve günümüzde şiir hayatın dışına itilmiş gibi görünmektey
Tükendi
Ataol Behramoğlu-Nihat Behram. İki kardeş. 1960'lı yılların, 68 kuşağının edebiyat alanında iki efsane ismi, iki seçkin şairi. "Bir Gün Mutlaka" inancında somutlaşan umut, cesaret ve kararlılık, Ataol Behramoğlu'nun 1965'te "Papirüs"dergisinde yayımlanan, 1970'te aynı adla kitaplaşan şiiriyle, o günlerden bu günlere ışık taşımayı sürdürüyor. Nihat Behram'ın 1976'da yayımlanışından günümüze yüze yakın basım yapan ve her kuşaktan milyonlarca okura ulaşan "Darağacında Üç Fidan'ı Deniz Gezmiş'lerin sönümsüz meş
Tükendi
60'lı yıllar toplumcu kuşağının manifesto niteliğindeki şiirlerin büyük ustası; şair, yazar, düşünür Ataol Behramoğlu yazın hayatının 50.yılında... 60'lı yıllar toplumcu kuşağının manifestosu niteliğindeki şiirlerden "Bir Gün Mutlaka" 1965'te yayınlandı. "Yarım Yüzyıldan Şiirler" bir almanak-yıllık özelliği taşıyor. Şairin 50 yıllık birikimi, yaşadıkları, anıları, şiirleri, resimlerle ve kendisinin seslendirdiği şiirleri bir CD ile bu kitapta yer almaktadır. "Behramoğlu'nun yazdıkları hayatın içinden gelir
Tükendi
Evvel zaman kalbur saman içinde Bir kral varmış bir de kraliçe Sirkeden bal yapılırmış o sıra Menekşe bitermiş gül ağacında Serçeler kedilerle güreşirmiş Kurt suyunu kuzuyla üleşirmiş
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 45 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1