Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 5 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Kim kendi gözlerinden kaçar Ve nereye kadar Soyulmuş bir nar Gibi serilirken kent Ayaklarının altına Altın pencereleri ve kuleleriyle Kendinle konuşuyorsun Dinlemiyorsun ama Kuyruğunu yiyen bir yılana Benziyor hikâyen Kim benzetebilir bir göçmeni kendine Ve neden
kim atabilir bu yükü omuzlarından gövdesi bile ağır gelirken insanın taşımaya ya da neden vakit bulunamaz hiç aşk yapmaya, dalıp gitmeye, ağlamaya sahi, zamanı kim ayarlar bay antuan kurup koskoca çarkları birbiri ardına biri için bir çan çalar ve biter hayat sahi, kim toparlar kırılan kalpleri, ne iş! sahi, kim kapar açık kalan kapıları geceleri
Kendi yağmurumda ıslandım gelirken neresinden tutsam paramparça dudakları kalıyor sadece aklımda bir kızın, yüzü çok güzel olsa da yara izleri biriktirirdim teninde sonbaharda, bakmaya doyamadığım çiçekler varken saçların yerine başında adını fısıldadım: medusa!
Tükendi
kal ve unut, küçük çocuğum benim ne kötü şey uçamamak, hele kanatların varsa yaşadıkça ağlayacak ardından nasılsa bir kadın, tahta bir masa, dilsiz bir piyano kal ve unut, göreceksin yeni yağmurlar getirecek sana gözlerindeki bulut.
Selahattin Yolgiden'in son kitabı Unuttuğum Limanlar'da liman kentlerinin kokusunu, martıların sesini, deniz fenerlerini, kayıkları ve deniz insanlarına dair öyküleri konu almış kendine. Unuttuğum Limanlar'daki şiirlerde, "kıyının iki yakasından" insanların hüzünlü hikâyeleri dalgalanıyor. Daha önceki şiir kitaplarıyla çeşitli ödüller kazanan ve eleştirmenlerden büyük övgü toplayan Selahattin Yolgiden için şunları söylüyor Cevat Çapan: "Selahattin Yolgiden'in şiirleri bizi bir çocuk duyarlığının şaşırtıcı
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 5 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1