Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 15 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Bugün faşizm güncel bir tehlikedir. Yüz yıl önce insanlar ilk kez doğmaya başlayan bu canavarı tanıyamadılar. Tanıdıklarında çok geçolmuştu. Biz bugün bu canavarın en azından tarihini biliyoruz. Bu kitap, bu canavarın bugünkü biçimini tanıma, geç kalmadan önlem alma çabalarına bir katkı yapmayı amaçlıyor.
Tükendi
''Eski dünya ölüyor ve yenisi doğmakta zorlanıyor: Şimdi canavarların zamanıdır.'' - Antonio Gramsci Tam da böyle bir dönemdeyiz. Kapitalizm yine nihai krizlerinden birinin içinde: Ya bu kapitalizm değişerek başka bir kapitalizme dönüşecek ya da kapitalist üretim tarzı yerini bir başkasına bırakmaya başlayacak. Yeni bir kapitalizmin belirtileri henüz yok. Kapitalizmin yerini alacak yeni bir dünya henüz doğacak gibi görünmüyor. Bu aralıkta dinci, ırkçı bir Yeni Faşizm yükseliyor. Büyük güçler yeniden Lat
"Kısa Bir Tarihsel Teorik Giriş" Ergin Yıldızoğlu, bu kitapta küreselleşme, jeopolitik ve emperyalizm kavramlarını, tarihsel ve çağdaş perspektifleriyle yeniden ele alıyor. Bu kavramları açıklayıcı bir "alet çantası" sunan yazar, onları bugün aldıkları gizli açık, doğrudan dolaylı biçimler içinde tanımaya, izlemeye ve son çözümlemede değerlendirmeye çalışıyor. Kitaptan bazı başlıklar: Sınıflı toplumlar ve imparatorluk Kriz, şiddet, genişleme, emperyalizm Küreselleşmeler Kapitalist emperyalizm Yeni jeop
Bir darbe girişiminin ardından "temizlik" sürecinin gelmesi anlaşılabilir. Ancak burada iki olasılık var: Ya bu "temizlik" süreci devleti, gelişmiş bir kapitalist toplumun gereksinimlerine cevap verecek, gelecekte bir darbe tehlikesini ortadan kaldıracak yönde yeniden düzenlemeye yönelir ya da darbenin hedefi olan kesim paranoya düzeyine ulaşan bir korkuyla, gelecekte ortaya çıkabilecek tüm tehlikeleri önleyebilmek için devleti tüm organlarıyla bir kişinin (grubun) elinde toplayacak, "her şeyi" yakından izl
Tükendi
Emekçi sınıfların en yoksul kesimleri, bugün AKP hegemonyası altındadır, siyasi alanda rızayı AKP'ye vermektedirler... Neoliberalizm, kırsal yapıları dağıtarak kentleşmeyi hızlandırdıkça, kültür çatışması/travması yaşayan, diğer bir deyişle muhafazakâr, ataerkil ve dindar anlamlar sistemi, sürekli tehdit altında bir yoksul varoş nüfusu ve buna hizmet veren esnaf tabakasını yaratmıştır. Bu karışıma, AKP döneminde izlenen oy satın alma pratikleri, "yardımsever zenginler", "zekât" söylemleri, dinci sivil to
Tükendi
"Zamanın kırık parçalarından bir sonsuzluk yaratılamaz." Philippe Jacottet Anlamadığım, kimsenin, hatta içindekilerin de tam anlamadığı bir dalga kabarıyordu. Hem de yalnızca Türkiyede değil. Fransa'da, Londra'da, Berlin'de, Milano'da, hatta New York, Washington Hatta ve hatta Prag Uzun ve düz çizgi kırılıyordu. Ya da o çizgiyi kıranlar o zaman öyle olduğuna inanıyordu. Kendilerini yeni bir dünyanın, yeni insanın, hatta yeni tarihin başlamakta olduğuna ikna etmekte büyük başarı gösterenler, gerçekte
Tükendi
(...) bu gerici dönem içinde, itiraz, mücadele, devrimci refleks, yeniden karanlıklardan kurtularak bilinçlerde sokaklara, meydanlara "yukarı" doğru, tırmanmaya başladı. Tarihi yapanlar uzun bir aradan sonra geriye evlerine dönüyorlardı... Yeniden isyan, yeniden işgal, yeniden komünizm. "Anabasis", bu uzun karanlıktan çıkışı, "on-binlerin" eve (tarihe) geri dönüşünü sevinçle ve umutla karşılıyor... Ve o soru yine gündeme geliyor: Sanat, eğer Platon'un nefretine layık kalmaya devam edecekse, Aristotal
Tükendi
Kapitalizm tarihinin en büyük, en derin krizlerinden birini yaşıyor. ABD hegemonyası geriliyor, yerine aday "büyük güçler" yükseliyor. Öyleyse, savaş olasılıklarıyla mayınlanmış çok tehlikeli bir döneme girmiş bulunuyor dünya. Bu sırada uygarlık genç kuşaklarına daha iyi bir gelecek umudu, yaşamlarını yönlendirecek büyük fikir sunamıyorsa, liberal demokrasiye, sağlı sollu düzen partilerine, piyasa düzenine karşı bir isyan dalgası, Londra, Tunus, Mısır, ispanya, Yunanistan, Hindistan, Wisconsin, New York Wal
1929daki Büyük Bunalımdan bu yana en büyük kriz olarak tanımlanan bir mali çalkantı yaşıyor dünya... Üstelik bu kez durum daha vahim: Sadece ekonomimizi değil, kapitalizmin yarattığı çevresel tahribatla yaşam alanımızı da tehdit eden bir çöküşle karşı karşıyayız. Kapitalizm köşeye sıkıştı ama dünyayı da altüst etti; ortalık toz-duman... İnsanlar işlerini, evlerini kaybediyor, milyonlarca kişi açlık sınırında yaşıyor; öte yandan hükümetler topladıkları vergileri kasalarına aktararak, dünya devlerini iflastan
Tükendi
Çürüme ve Çözülme Ergin Yıldızoğlu´nun üçüncü şiir kitabı. Şiiri "salt estetik, duygusal değil aynı zamanda, hatta daha çok teorik (felsefi) ve teknik (yeni biçim arayışlarına ilişkin) bir uğraşı..." olarak kabul eden Yıldızoğlu, ilk iki kitabında olduğu gibi bu kitabında da "somut gerçeklik"i şiirinin ana malzemesi olarak kullanıyor. İnternet dünyasından, magazin haberlerine, ekonomik sorunlardan dünyayı kasıp kavuran savaşa, siyasilerin demeçlerine varana dek her türden deneyimi şiire dahil ederek okuru f
Tükendi
Orhan Pamukun, The Guardiandaki Implied Author başlıklı yazısını okuyunca ilk önce, Hah, dedim işte işin özüne yaklaşıyoruz. Pamuk neden yazdığını anlatıyor. Şimdi, aslında bunun da garip bir durum olduğunu kabul etmek gerekir. Benim bildiğim, kendi yerinden ve yaptığından emin olan yazarlar arasında böyle bir çabaya hemen hiç rastlanmaz. Bu genelde edebiyat eleştirmenlerinin ve teorisyenlerinin çalışma alanına girer; deyim yerindeyse, onların temel gıdasıdır. Ama zaman zaman yaptığının teorisini de yapm
Tükendi
“Genel, kuşbakışı bir yaklaşım, insanlığın önüne ancak küresel çapta, kolektif davranışla ve doğru planlanmış bir eşgüdümle alınacak önlemlerin çözebileceği türde sorunların gittikçe ağırlaşarak biriktiğini gösteriyor. Ancak, acı olan şu ki, bu uygarlık, hale, bu sorunlara el birliğiyle çözüm bulabileceği bir noktadan hızla başka bir noktaya doğru ilerliyor. Ekolojik sistemdeki, ekonomik düzeydeki, insanların düşünce ve inanç sistemlerindeki gelişmelerin ulaştığı düzeye bakınca, bunun içinden çıkmak için h
Tükendi
Dünya büyük bir alt üst oluş dönemine girdi. "Küreselleşme" sürecinin getirdiği iyimserlik bulutları dağılırken, dünya ekonomisi 1930`lardan bu yana ilk kez bir ekonomik durgunluk ve genelleşmiş deflasyon yaşıyor. Öte yandan, 1989`da "duvar"ın yıkılmasıyla bize muştulanan "Yeni Dünya Düzeni", 1990`larda önce bir düzensizliğe, sonra da dünya yüzünde mantar gibi çoğalan yerel savaşlara açıldı. 19. yüzyıldan beridir il kez işgale, ilhaka ve sömürgeciliğe dayanan klasik bir imparatorluk sürecinin gündeme geldiğ
11 Eylül`de İkiz Kuleler`e yapılan saldırıya tepki olarak, ABD dünya çapında "Terörizme karşı savaş" ilan etti. Kısa bir süre sonra Afganistan`a saldırdı. Arkasından da gündemine Irak`ta ve İran`da rejim değişikliği gerçekleştirme hedeflerini aldı. ABD bu süreç içinde Uzakdoğu`da ve Afrika`da da benzer amaçılı operasyonlara başladı. Tüm dünyada ABD`nin askeri üslerinin sayısı bir yıldan az bir sürede hızla arttı. Bu gelişmelerin salt terör suçlarının yakalanmasından çok daha geniş ve karmaşık boyutları var.
"Sanatçının üretim süreci ve ürünü, sadece siyasi ve estetik etkenlerle sınırlanmakla kalmaz. Sanat ürünü, görülmek, okunmak, işitilmek üzere ortaya çıktığında, kendini herhangi bir yerde değil, bir piyasa ilişkisi içinde bulur. Bu yüzden, anlamın sürekli ertelendiğini savunan sanatçı, eserlerinin piyasa ekonomisi içinde, medya tarafından kontrol edilen, bürokratikleşmiş bir sanat kurumu tarafından yorumlanmasından, anlamlandırılmasından ve buna göre kendisinden koparılarak metalaştırılmasından, bir tüketim
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 15 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1