Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 26 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Ülkemizde Hz. Peygamber'in hayatına dair sorular ve bu soruların cevapları belli kalıplara oturmuş gibidir. Aynı sorulara aynı cevaplar, üzerinde neredeyse hiç düşünülmeden tekrar edilmektedir. Bu çalışmadan amacımız Siyer'e dair farklı konulardaki sorulara kendi cevaplarımızı paylaşmaktır. Buradaki cevaplarımızın sorgulanamaz ve gelecekte bizzat tarafımızdan değiştirilmeyecek metinler olarak değerlendirilmemesi gerektiğinin altını çizmeliyiz. Doğrunun peşinde koştuğumuz sürece cevaplarımız değişecektir ve
Ebû Hüreyre, benzeri diğer tarihî şahsiyetlerden oldukça farklı bir konuma sahiptir. Onun hayatından çok, rivayet ettikleri, nakilleri, hadisleri, eserleri esas alındığı için hayatı ihmal edilmiş veya rivayetleri kadar ilgi görmemiştir. Öte yandan mevcut tarih metinlerimiz, Ebû Hüreyre hakkında tek bir hayat profili çizmemektedir. İslâm Tarih literatüründe Ebû Hüreyre ile ilgili birbirini nakzeden rivayetler peş peşe sıralanmış; metinlerde bir paragraf öncesinin bir paragraf sonrasıyla çeliştiği sanki kimse
Hz. Peygamber’in hayatına dair her dönemde farklı coğrafyalarda yüzlerce kitap yazılmıştır. Oysa bir insanın biyografisinin zamana veya coğrafyaya göre değişmesi mümkün değildir. Dışarıdan bakıldığı zaman aynı konu ve içerikte pek çok kitabın yazılmasının temelde bir anlamı olmadığı ileri sürülebilir. Ancak her siyer yazarı Hz. Peygamber’in hayatını kendi dönemine, yaşadığı coğrafyanın kültür çevresindeki insanların anlayabilecekleri dilden aktarmaktadır. Üstelik konu ve içerik aynı olsa da her yazara
Yüce Allah tarafından son ilahi mesajı insanlığa tebliğ etmekle görevlendirilen Peygamberimizin (sas) hayatını öğrenmek her dönemde bütün insanlar için gereklidir. Zira âlemlere rahmet olan Allah Elçisi'nin getirdiği mesaj, insanlığın kurtuluşunun tek yoludur. Bu nedenle Allah Elçisi'nin bu mesajı nasıl anladığı ve yaşadığı, bizim için çok önemlidir. Elinizdeki kitap, "Peygamberimin Hayatı", "Peygamberimin Ahlâkı", "Peygamberimin Arkadaşları" ve "Peygamberimin Hayatından Hikâyeler" başlıklarını taşıyan d
Nuri Kahveci / Mut’a Yapmak Yasaklanmadı mı? Saffet Kartopu / Müşrik Davranışlarının Altında Yatan Yapısal Nedenler Ahmet Güzel / Hz. Peygamber Döneminde Tuvalet ve Banyo Kültürü Mahmut Kelpetin / Hz. Peygamber Döneminde Yahudiler’le İlişkiler Şeyma Nur Ünal / Cahiliye Arabının Yoldaşı: Silah Hüseyin Güneş / Hecinler: Cariye Çocukları Şaban Öz / Peygamber Algılarımızın Tarihî Kökleri Üzerine Veysel Gengil / Arap Yarımadasında Domuz Nur Yıldırım / Araplarda Güzel Koku Mustafa İyidoğan / Hicret’e kad
İslam medeniyeti, bir “insan medeniyeti”dir. İnsanı önceleyen, insanı feda etmeyen, insanı kalkındıran, insanı ihya eden bir medeniyetin inşası ve sürekliliği nihai hedeftir. Bunun için de kendisine “en güzel örnek” olan Elçi’yi model olarak almıştır. Müslümanlar kendilerine “model” olarak sunulan son Peygamber’e benzedikleri sürece veya ona benzemeye yaklaştıkları sürece bu ideali veya ideolojiyi gerçekleştirmişler, onun modelliğinden ayrıldıkça da medeniyetlerinden veya kendilerinden uzaklaşmışlardır.
Ülkemizde son dönemlerde Hz. Peygamber'in hayatına (Siyer) olan ilginin arttığı görülmektedir. Ancak bu ilginin hızlı artışına rağmen içerik ve kalite artışı maalesef son derece yavaş devam etmekte, günümüz insanına ihtiyaç duyduğu dil, içerik ve üslupta yeni yayınlar verilememektedir. İşte bu ihtiyacı bir nebze de olsa gidermek için daha öncesinde ilkokul seviyesindeki çocuklarımız için hazırladığımız serinin bir devamı olarak ortaokuldaki öğrencilerimize uygun Siyer kitapları hazırladık. Öncekinde olduğu
Usûl sadece mevcudu tasnif veya geçmişi doğru anlamak değil, aynı zamanda doğru anlatma çabasıdır. Dolayısıyla salt metinler değil, anlam üzerinde de konuşmak için usûl olmazsa olmazdır. Usûl çalışmaları bir toplumun, bir dinin, bir fikrin veya bir dönemin oluşturduğu metinlerden çok daha öte o toplu­mu, o dini, o fikri, o dönemi kavrama uğraşısıdır. Kısaca usûlü, incelenen toplumun bir ferdi, bir üyesi gibi metinlere bakabilme becerisi olarak tanımlamamız mümkündür. Bu çalışmamız aslında daha önce Siyer k
Tükendi
Hz. Peygamber'i doğru anlama ve anlatma çabasında nereden başlanabileceğinden öte, imanın pratikteki karşılığı olan "ahlak"la ilgili olması hasebiyle "nasıl bir peygambere inanıyoruz" sorusuna cevapla da ilgilendiğimizi belirtmeliyiz. Zira bugün Müslüman zihin-eylem dünyasında yaşanan en büyük sıkıntı ibadet eksikliği değil, ahlaki yoksunluktur. Namaz, oruç, zekât, hac... tamamen şekle indirgenmiş ve asıl ulaşılmak istenilen ve nebevi görevlendirmenin de gerekçesi olan "güzel ahlak"a bir türlü gelinememişti
Hz. Peygamber'i anlama çabasında sık sık dile getirdiğimiz "Allah'ın ve Tarih'in tanıttığı Peygamber'e razı olma" prensibinin en önemli ayağını "Allah'ın tanıttığı" şekliyle onu tanımak oluşturmaktadır. Kendi tarih anlatım usûlü çerçevesinde mübelliği hakkında bilgiler barındırması, klasikten bugüne kadar tartışmasız Kur'ân'ı Siyer yazıcılığının ilk ve en önemli kaynağı yapmıştır. Bu kitap, Kur'ân'daki siyerle ilgili bütün âyetlere, "Kur'ânî anlatımın Tarih anlatımına dönüştürülmesi" yöntemini uygulayarak h
Bizler bugünün insanına "en güzel örnek'' olan Hz. Peygamber'i ulaştırmakla yükümlüyüz. Bu yükümlülüğümüzü yerine getirmek için de sinemadan tiyatroya, romandan hikayeye sosyal medyadan matbuata ne kadar iletişim vasıtası varsa onu kullanmak, Kur'an'ın şahitliğiyle "usvetun hasenetun'' olan Allah'ın Elçisi'nin modelliğini layıkıyla insanlara tanıtma mecburiyetindeyiz. Tabi bu iletişim vasıtalarını kullanırken amacın görsel veya edebi sanatlara katkı vermek değil, Hz. Peygamber'i en doğru şekilde tanıtmak o
Tarihçiler, yapacakları tenkid çalışmaları ile Hz. Peygamberin siretini, hurafelerden, mezhepçilik propaganda sahası olarak kullanılmaktan ve ehl-i kitap kültüründen arandırarak diğer disiplinlere, doğru bilgi aktarımını gerçekleştirebilirler. İslam tarihçileri bunu yaparken aynı zamanda kendi çalışma alanları ile ilgili yeni bir takım materyallere kavuşmuş olacaklardır. Bİz bu çalışmamızla belirtilen eleştirel yaklaşım doğrultusunda Resulullah'ın doğru tanınması yönünde küçücük bir adım attığımızı umuyoru
Siyer'in geçmişte Hadîs'in, bugün İslâm Tarihi'nin bir şubesi olarak kabul edilmesi ile hak ettiği disiplinel konumu bir türlü kazanamamış olması, onun metodololji-terminoloji ekseninde hep ödünç usûl ve kavramları kullanmasına sebep olmuştur. Bu yüzden de bağımsız bir Siyer metodolojisine duyulan ihtiyaç bugün için geçmişten çok daha fazladır. İşte bu çalışmanın amacı; hayatı, sözleri, eylemleri, düşünceleri ile yeryüzünde hakkında daha fazla söz söylenilen bir ikinci kişinin, peygamberin, liderin olmad
Bir hikayede yaşamanın ne olduğunu bilirmisin ? Bilemezsin.. Daha çok gençsin. Daha Çok genç olduğun için de bir hikayen yok. Biliyormusun hikayenin yaşla ilgisi de yok. Tarih yoksa hikaye de yok. Bizim olmayan hikayeleri sahipleniyoruz sonra. Ödünç hikayeler.. çalıntı değil ama.. Kim bilebilir ki kimin hikayesini yaşıyor..
İslâm Tarihi üzerinde çalışmak için nakledilmiş verilere ait kullanım alanlarının ve doğal olarak bunun yönteminin tespiti gerektiği açıktır. Tarihî olguları mevcut konumlarına oturtmak, onlar hakkında sağlam yorumlar getirmek ancak bu şekilde mümkün olur. Tarihin alt disiplinleri bazında, yeni bir takım usûl gerekliliği günümüzde ihtiyaç halini almıştır. Özü itibariyle deneme niteliğinde olan bu mütevazı eserdeki öneri, sorgulama, itiraz veya kabullerin amacı; söz konusu alana giriş mahiyetinde de ols
Tükendi
İster kabul edelim ister etmeyelim bizim tarihimizin yaklaşık son on iki yüzyılı İslâm dini tarafından şekillendirilmiş ve yönlendirilmiştir. Dolayısıyla İslâm tarihine salt Arapların tarihi gözüyle bakmamız mümkün değildir. Son dönemlerde ülkemizde İslâm Tarihi alanında hem nicelik hem de nitelik olarak tatmin edici orijinal yayınların ve çevirilerin olması bu açıdan sevindirici bir gelişmedir. Bununla beraber yapılan çalışmalar ya akademik çerçeveye bağlı olarak, ya da genel okuyucudan ziyade konunun uzma
Tükendi
Hamza'ya Ağlayan yok! dedi Elçi, gözlerinden akan yaşı gizlemeden. Elçi, gözyaşlarının kimsesizliğine sitem ediyordu. Hamza'ya ağlayan yok! Muhacirler boyunlarını bükmüş, Elçi'nin acısını artırır korkusuyla sessizce ağlıyor, konuşurlarsa anlar diye birbirlerinin arkasına saklanıyorlardı. Hiç bu kadar kimsesiz olmamışlardı bu şehirde. Bir çift gözyaşını gizlemeyen yeryüzü iyice üzerlerine geliyordu. Kalpleri sızlıyordu. Kendi şehitlerini, yaralarını unutmuşlardı. "Ah bir Hamza'ya ağlansa" Birileri a
"Tarihçiler, yapacakları tenkid çalışmları ile Hz. Peygemberin siretinî, hurafelerden, mezhepçilik propaganda sahası olarak kullanılmakan ve ehl-i kitap kültüründen arındırarak diğer disiplinlere, doğru bilgi aktarımını gerçekleştirebilirler. İslam tarihçileri bunu yaparken aynı zamanda kendi çalışma alanları ile ilgili yeni birtakım materyallere kavuşmuş olacaklardır. Biz bu çalışmamızla belirtilen eleştirel yaklaşım doğrultusunda Resulullah'ın doğru tanınması yönünde küçücük bir adım attığımızı umuyoruz..
Tükendi
İslam Tarihi üzerinde çalışmak için nakledilmiş verilere ait kullanım alanlarının ve doğal olarak bunun yönteminin tespiti gerektiği açıktır. Tarihi olguları mevcut konumlarına oturtmak, onlar hakkında sağlam yorumlar getirmek ancak bu şekilde mümkün olur. Tarihin alt disiplinleri bazında, yeni bir takım usul gerekliliği günümüzde ihtiyaç halini almıştır. Özü itibariyle deneme niteliğinde olan bu mütevazı eserdeki öneri, sorgulama, itiraz veya kabullerin amacı; söz konusu alana giriş mahiyetinde de olsa küç
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 26 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1