Çok partili demokratik hayata geçişten günümüze uzanan sürede Türk toplumu, hemen her
alanda, hızlı bir hareketlilik ve değişimi deneyimlemiştir. Hızlı ve geniş çaplı bir değişim süreci
içerisinde yaşanmış söz konusu tarih diliminin, aynı zamanda günümüz Türkiye'sinin toplumsal
yapısının kozasının örüldüğü bir dönem olduğu söylenebilir. Dolayısıyla çok partili demokratik
hayata geçişten bugüne kadar yaşanan toplumsal değişimin boyutlarını ve yönünü incelemek
geçmişi olduğu kadar şimdiyi anlamak için de elze
2010 yılında TRT televizyon kanallarında gösterilen Sarayın İncisi adlı dizi ile tanıdık Asya kültürünü. Daha öncesinde Japon ve Çin filmleri hayatımıza yer etmişti ama Kore'yi savaşa giden dedelerimizden dinlediğimiz kadar biliyorduk. 2012 yılında koreli bir sanatçının Türkiye'ye gelmesi ve Cumhurbaşkanı ile görüşmesi ile de daha sık duyduk Hallyu denilen kelimeyi. Belli bir kitleye sahip olan bu kültür daha sonraları Kore severlerin de çabalarıyla hayatımıza iyice girmiş oldu.
Diziler, filimler, müzikle
Bu kitabın araştırma fikri, bir lisans dersinde öğrencilerimin bir kısmının büyük bir hayranlıkla G. Kore dizileri izlediğini öğrenmekle ortaya çıkmıştır. Son yıllarda Türk TV dizilerinin gerek ülke içerisinde gerekse yakın coğrafyada geniş bir izleyici kitlesine ve etki alanına sahip olduğu, reyting rekorları kırdığı bilinmekteydi. Hatta diziler, artık siyasetin ve seçim meydanlarında yapılan propagandanın konusu dahi olmuştu. Böyle bir ortamda G. Kore dizileri de nereden çıkmış, nasıl popüler hale gelmişt
Çok partili demokratik hayata geçişten günümüze Türk toplumunun yaşadığı toplumsal ve siyasal değişimi siyasal reklamların; afiş ve ilanların dilinden inceleme çabasının ürünü bu kitapta biz, siyasal reklamlara; afiş ve ilanlara Türk toplumsal ve siyasal hayatının 1950'den bugüne değişen genel havasını ölçen bir barometre olarak yaklaşmayı denedik.
Türk toplumunun yarım asrı aşan bir sürede toplumsal ve siyasal alanda yaşadığı değişimin bütüncül bir resmini vermeye yönelik amacını gerçekleştirebildiği ölç
Kadercilik, insan hayatının doğaüstü bir güç ya da güçler tarafından önceden belirlendiği ve bu belirlenmişliğe uygun bir tarzda yaşandığı düşüncesine dayanır. İlk bakışta ilahi dinler kaynaklı gözükse de bu düşüncenin ilah kavramının olmadığı kültürlerde de yer edindiği gerçeği, onun, insanlığa, toplumsallığa dair bir yönünün olduğunu gösteriyor. Kaderciliği toplumsallığın bir ürünü ve sosyal psikolojik açıdan incelemeye değer olması anlamında sosyal psikolojik bir problem olarak ele alan Mustafa Macit, ka
Toplam 5 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 1-20 /
Aktif Sayfa : 1
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.