Beyaz köpüklü dalgalar, / Martı sesleriyle arkadaş olmuş, / Geçmiş zamanı yaşatırken, / Nergis çiçeğinin, / Mis kokulu, / Efsunlu güzelliğinde / Bir papatya masalı dinliyorum, / Kuşun kanadından, / Masmavi gökyüzüne/ Süzülen ezgilerde... Ege Denizi'nin yeşille arkadaş olduğu kıyılarda bir sevgi yolculuğuna çıkıveriyorsunuz, Neclâ Çandağ'ın öyküleriyle... Okuduğunuz her sayfa bir zaman tüneli olurken yaşama sevincinizi nergis çiçeklerinin kokusuyla paylaşıyorsunuz.

Yaşamayı sağlayan iki şeydir, sevmek ve sevilmek. Erguvan Agaandaki Sarı Benekli Kelebek kalbimizde gizlediğimiz, acı çekmekten korktuğumuz için kimseye vermek istemediğimiz sevgiyi hatırlatıyor bize. Altı kuzen; birbirlerine bağlı altı muhteşem kalp; herkesin isteyeceği türden bir dostluk... Her hikâye kim olmak istediğimizi sorgulatıyor bize. Mutlu olmak için yapabileceğimiz sadece ufacık bir adım. Her zaman içinizdeki iyiliği yansıtın. Büyük mutluluklar ancak böyle gelir. Unutmamalıyız ki dostluk her yer

''Tiyatro aşka benzer. İnsan yaşamını derinden etkiler. Ağlatırken de, güldürürken de ayrı bir lezzeti yaşatır. Tiyatro duyguların okuludur. Yaş, ülke, zaman, yer tanımaz. Sevgi, emek, sabır ve yürek ister. Sanatçı da uzun, yorucu çalışmalardan sonra alnında ılığı ilk hissedendir.'' Necla Çandağ Leylaklı Evin Guguk Kuşu'nda tiyatroya sevdalanmış, yaş ve zaman tanımayan yürekleri doğanın güzelliği, sanatın evrenselliği, mutluluğun sessiz ezgisiyle birleştirirken sıcacık bir gençlik romanını da kendine özgü

Dedesi her yıl olduğu gibi erguvan kokulu çardağın altında, doyumsuz sohbetine başlar. Gözleri onun gönül dostunu, kırmızı saplı, sedef kakmalı çakısını arar. Dedesi de can dostunu sohbetine kendine özgü bir dilde ortak eder. Öylesine hoştur ki anlatılanlar, dinleyenler gökkuşağı renklerine yolculuk yaparlar. Kırmızı saplı çakıda yoğunlaşan anılar bir yaşamın tanıklığını yapmaktadır.

Lemas'm Limon Çiçeğinde Necla Çandağ bizden insanların öykülerini aktarıyor. Hepsinden başka, insanı içine çeken, mis kokulu bir şiire de konu oluyor Lemas: Limon çiçeklerine can veren efsunlu güzel, Nazlı mı nazlı Serin mi serinsin. Tutkunum, Mis kokulu limon çiçeklerine, Beyaz köpüklü Akdeniz sularına, Birde Gönlüme taht kuran sana tutkunum Lemas.

Necla Çandağ, Çmgılh Sepet teki öyküleriyle sevgiyi, dostluğu, kardeşliği, paylaşmanın güzelliğini doğanın içinden bir ses gibi doruk noktasına çıkarıyor. Bu öykülerde her çocuk kendinden bir şeyle" bulacak.

Bazı anlar vardır, hiç bitmesini istemediğimiz. Bir masaldaki gibi güzel, mutluluk dolu. Tutuvermek gelir içimizden, sevgimizle sarmak, saklamak. Belki de tüm sevdiklerimizle paylaşmak. İşte böyle bir şeydir, anılarımızı yüreğimizin en güzel köşesinde yaşatmak... Yular sonra genç bir pilot da, çocukluğunda yaşadığı anıları arkadaşlarına anlatıyor. Yeryüzünden, gökyüzüne uzanan bu sevgi yolunda "GÖKLERİN KIZI" gülümseyen gözleri ile kardeşlik, dostluk duygularını yansıtıyor. Bu gözlerdeki ışık, Can sokaktaki

Necla ÇAN&AĞ, şiirsel anlatımıyla bir doğa türküsü gibi yemyeşil ağaçlardan süzülen arkadaşlık duygusunu paylaşıveriyor bizimle öykülerinde..- Akıp giden zaman içinden ellerimizle tutmak istediğimiz anıları, gökkuşağı renkleriyle örülü bir dünyanın ışıklarıyla yansıtıyor...Cevizli bahçe Zaman içinde zamanda, Bir başka güzelliği yaşatıyor, Kuşların, doğanın, balıkların sesi ile, Gökyüzüne uzanan sevgi yolunda...

Düşler ülkesinin türküsünü söylerken yüreğimin sesiyle,Dudaklarımdan dökülen ezgiler, Lodosla Gelen Minik Dost masalını fısıldardı, Yemyeşil bahçemizin pembe gölgesinde... Necla Çandağ arkadaşlığı,paylaşımı,doğa ve hayvan sevgisini bu kitaptaki öyküleriyle ilmik ilmik döküveriyor okurunun gözlerinin önüne. Sevgili arkadaşlar, bu öykülerin hepsinde sizden bir parça var.Okuyun,bakalım bulabilecekmisiniz?

Necla Çandağ, yemyeşil ağaçları arasında üzüntülerini, sevinçlerini paylaştığı bir sokağı anlatıyor okurlarına: Bağlar Sokağı'nı. Öyle bir sokak ki bu, kelimelerden güç alarak canlanıveriyor; oyun oynayan çocuklar, ayaküstü sohbet eden adamlar, pencerelerinden birbirine laf atan kadınlar çok yakından tanınan kişilere dönüşüveriyor. Çünkü her gün adımlanan, yaşanan, yanıbaşımızdaki sokağı anlatıyor Necla Çandağ. Hepimizin sokağını...