Diyarbakırlı büyük hattat Hâmid Aytaç’ın sanat tarihindeki yeri pek çok açıdan zikre değerdir. Ancak Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçişte yaşanan inkıta sürecinde, kültürel hafızamızın yansıması olan hat sanatını korumaya yönelik çabaları emsalsizdir. İslam medeniyetinin önemli bir şiarı olan bu sanatı sonraki nesillere aktarmaya yönelik ifa ettiği hizmet, hüsn-i hattaki kudretiyle birlikte onu sanat tarihinde müstesna bir konuma yerleştirmektedir. İmam Şafiî’nin Ebû Hanîfe için söylediği “İnsanlar fıkıh ilmini
Cismanî aletlerle ortaya çıkan rûhanî hendese’ olarak tarif edilen hat sanatı, özü itibariyle ilahî vahyi değeriyle mütenasib bir formda takdim etme gayretlerinin bir neticesidir. Bu yönüyle hüsn-i hat, yazıyı sadece bilgiyi nakleden bir vasıta olmanın ötesine taşıyarak ona estetik ve teknik bir hususiyet kazandırmıştır. İbn Mukle ile başlayan tekamül yolculuğunda Yakût el-Musta’simî ile yeni bir merhale kat eden hüsn-i hat, Osmanlı’da Şeyh Hamdullah ile başlayan hat mektebiyle zirveye ulaşmıştır. Her ekol
İslam sanatları ve mimarisi yatay ve dikey boyutlarla sembolize edilen ilahî ve beşerî boyutların buluşma alanı olma vasfını haizdir. Arap alfabesinin ilk iki harfi olan ‘elif’ ve ‘bâ’ harflerinde temsil edilen bu sembolizm, ilahî kaynaktan zühûr eden tecelli ve tezahürleri varlık alemine estetik bir surette yansıtma çabasıdır. Bu çaba aynı zamanda kozmolojik denge ve ahengin görünür kılınması gayesine matuftur. Zira insanın ‘kemâl’ arayışı kainattaki düzenle mütenasib bir hatt-ı hareket içinde olmasıyla mü
Hadis rivayeti açısından önemli bir yeri olan Hz. Meymûne, toplam 76 hadis nakletmiştir. Bu hadislerden 7 tanesi
sadece Sahihayn'de, bir tanesi sadece Buhârî'de, 5 tanesi de sadece Müslim'de nakledilmiştir. Rivayet ettiği diğer
hadisler ise, Sahihayn dışındaki diğer hadis kaynaklarında yer almıştır. Hz. Meymûne'den nakledilen hadislerin
senedinde, herhangi bir muğlaklık ve inkita' söz konusu değildir. Bu senetlerde yer alan raviler, adalet ve zabt
kriterleri açısından sağlam kabul edilmiştir. Hz. Meymûne'de
Nabia Abbott'un görüş ve kanaatlerini incelediğimiz zaman onun, batı ve İslâm dünyasında bir oryantalist olarak
bilinmesine rağmen, hem Kur'ân-ı Kerîm hem de hadis hakkında olumlu görüşler belirttiğine şahit olmaktayız. Örneğin
Abbott'un Kur'ân-ı Kerîm hakkında şöyle dediği rivayet edilmektedir:
"Muhtevası ne olursa olsun, Kur'ân-ı Kerîm kesinlikle beşer ürünü değildir. Onun Allah'tan geldiğini inkâr etmemiz,
Muhammed'i bizzat ilâh saymamız anlamına gelir."
Abbott, hadis kültürüne olan hayranlığını da şu ve
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.