Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 52 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
A hundred years ago a seaman’s life was full of danger, but Jim, the first mate on board the Patna, is not afraid of danger. He is young, strong, confident of his bravery. He dreams of great adventures - and the chance to show the world what a hero he is. But the sea is no place for dreamers. When the chance comes, on a calm moonlit night in the Indian Ocean, Jim fails the test, and his world falls to pieces around him. He disappears into the jungles of south-east Asia, searching for a way to prove himself,
Conrad Karanlığın Yüreği’nde 1890 yılında Kongo’da yaşadığı, onu derinden sarsan deneyimi anlatır. Bugün bir modernizm klasiği olarak anılan yapıtın “kahramanı” Kurtz’un ölürken “Dehşet! Dehşet!” diye haykırışı, yolculuğuna büyük umutlarla başlayan yazarın bu ülkede yaşadığı hayal kırıklığı ve psikolojik sarsıntıyı yansıtır. Bütün büyük edebiyat yapıtları gibi Karanlığın Yüreği de zamanla yaratıcısının yazmaya niyetlendiği metnin ötesine geçmiştir. 1899’da yayımlanan novella yazıldığı dönemin ürünü olmasına
Dünya edebiyatının başyapıtları İletişim Klasikleri dizisinde! İletişim Yayınları, Murat Belge yönetiminde edebiyat klasikleri yayımlamaya devam ediyor. İletişim Klasikleri dizisinden çıkan kitaplar, edebiyata karşı sorumluluğu okuma zevkiyle buluşturan bir anlayışla hazırlanıyor. Eserler orijinal dillerinden ve tam metin çevirileriyle yayıma hazırlanırken, ana metne eşlik eden ve yetkin isimlerin yazdığı önsöz ve sonsözlere yer veriliyor. Ayrıca her kitabın başında, yazarın hayatına ve yaşadığı döneme ışık
Tükendi
Narcissus’un Zencisi, deniz edebiyatının en büyük adı, en usta kalemi olarak tanımlanan Joseph Conrad’ın bir uzun öyküsüdür. Yazarın kişisel deneyimlerinden kaynaklanan bu öyküyü okurken, fırtınalı bir denizde dalgaların üzerinize doğru geldiğini, güvertesinde çaresizlik içinde kıvrandığınız teknenin alabora olma tehlikesiyle karşılaştığını sanki oradaymışçasına hissedeceksiniz. Gemi mürettebatıyla el ele verip teknenizi kurtarmaya çalışacak, bu arada sizin varlığınızı umursamayan patrona karşı yine birl
Polonyalı yazar Joseph Conrad, gençlik yıllarında eğitimini yarıda bırakıp denizci olmayı seçti. İngiliz vatandaşlığına geçtikten sonra, yaşamını kaptanlık yaparak kazandı. Bu yıllarda Batı uygarlığına uzak ülkelerde dolaştı. Serüvenlerle dolu yaşamından ilham aldığı yapıtlarıyla büyük ün kazandı. Anadili Lehçe olmasına karşın İngilizce yazan Conrad XX. yüzyıl modern edebiyatının öncülerindendir. Karanlığın Yüreği, Conrad'ın yaşama bakışını özetler: Doğa karşısında çaresiz kalan insan, korku ve kahramanlı
Joseph Conrad (1857-1924) was born in Berdichev, Ukraine, on December 3rd, 1857 He was born Polish but he would become renowned for his English short stories and novels. His father, Apollo Korzeniowski, worked as a translator of English and French literature, so Joseph had a significant exposure to literature while still a boy. In 1861 his family was exiled to Northern Russia as a result of his father's political activities. Then in 1869, both of Conrad's parents died of tuberculosis and he went to Switzerl
Küçük yaşlardan itibaren denize olan tutkusu Jim’i hem onu şanslı, hem de lanetli bir adam yapmıştı. İlk çıktığı görevde gemisi batmış ve gemideki sekiz yüz hacıyı ölüme terk ederek birkaç denizciyle birlikte bir filikaya atlayarak oradan kaçmışlardı. Ve bu Jim’in asla peşini bırakmamıştı. Bir hayalet gibi gittiği her yerde onu takip etmişti. Ta ki çok uzaklarda, bir balıkçı köyünde kendine yeni bir yaşam kurana dek. Yerlilerin çok sevdiği Jim’in adı artık Tuan Jim, yani Lord Jim olmuştu. İyi bir işi ve
Tükendi
"Yemek yiyemiyorum, kâbuslar görüyorum ve karımı korkutuyorum. Bitsin artık şu kitap." Conrad’ın, kitabı bitirmeye çalışırken Edward Garnett’a yazdığı bir mektuptan 1897’de yayımlanan Narcissus’un Zencisi, bazı eleştirmenlere göre Conrad’ın "büyük romanlar" dönemini başlatan kitaptır. Bombay’dan Londra’ya giden Narcissus gemisinde, James Wait isimli zenci bir tayfayla diğer mürettebat arasında geçen bu gerilimli hikâyenin, aslında temel olarak bugün "ötekilik" diye adlandırdığımız sorun hakkında olduğu söyl
Tükendi
Casus ünlü İngiliz eleştirmen F.R.Leavisden kesinlikle bir klasik ve başyapıt övgüsünü almış bir romandır. Conrad, bir dedektif öyküsü havası taşıyan bu romanda, insan yaşamına belli bir açıdan bakmayı, insan ruhunun derinliklerinde yatan temel gerçeklere inmeyi amaçlar. Conrad için bir romanda geçen olaylar, olayların geçtiği ortamlar, kişiler ve onlar arasındaki ilişkiler, hep bu amacın ortaya konabilmesini sağlayacak biçimde düşünülüp tasarlanmış öğelerdir. Casus'taki olayların mekânı Londra'dır. Yazarın
Denizcilik hikâyelerinin piri kabul edilen Joseph Conrad Gençlik'te anlatının dümenini yine bir denizciye emanet ediyor. Kendisi öyle olmadığını iddia etse de otobiyografik izler taşıyan bu kısa ama yoğun öyküde genç bir kaptanın ilk seferi anlatılıyor. "Yap ya da Öl" şiarıyla seyahat eden Judea isimli gemi yanıyor, tıpkı gençlik ateşi gibi!
Tükendi
"Hayalî ama gerçek bir Güney Amerika ülkesi" olan Costaguana'nın Batı eyaletine bağlı Sulaco kenti, Mr. Gould tarafından işletilen gümüş madeni ve diktatör Başkan Ribiera'nın görece liberal yönetim anlayışı sayesinde bir süreliğine istikrara ve refaha kavuşmuştur. Fakat emperyalist faaliyetlerin, ülke kaynaklarını ve kendilerini sömürdüğünü düşünen halkçı hareket, devrim planları yapmaktadır. Madenin gümüşü tehlikededir. Ülkenin kaderi ise her kesimin güvenini kazanmış, kibirli ve cesur İtalyan gemici Nostr
Conrad Karanlığın Yüreği'nde 1890 yılında Kongo'da yaşadığı, onu derinden sarsan deneyimi anlatır. Bugün bir modernizm klasiği olarak anılan yapıtın "kahramanı" Kurtz'un ölürken "Dehşet! Dehşet!" diye haykırışı, yolculuğuna büyük umutlarla başlayan yazarın bu ülkede yaşadığı hayal kırıklığı ve psikolojik sarsıntıyı yansıtır. Bütün büyük edebiyat yapıtları gibi Karanlığın Yüreği de zamanla yaratıcısının yazmaya niyetlendiği metnin ötesine geçmiştir. 1899'da yayımlanan novella yazıldığı dönemin ürünü olmasına
Güzel bir yaz gününde deniz, güneşin altında pırıl pırıl parlayarak uzanıyordu. Genç Jim, elinde denizcilerin dünyanın dört yanındaki denizlerde yaşadıkları maceraları anlatan çok sevdiği bir kitabı tutmuş, bir kayanın tepesinde oturuyordu. Uzakta, ufuk çizgisinde bir gemi belirmişti. "İşte, benim olmak istediğim yer tam olarak orası" diye düşündü. "Denizci olmayı ne kadar çok isterdim". Daha on altı yaşındaydı ve istediklerini yapabilmek için çok çalışması gerektiğini biliyordu. Jim'in babası rahipti ve Ji
Tükendi
Bu kitap çok samimi bir ifşaat olduğundan ve ortaya çıkardığı şey yaklaşık üç yüz sayfa kadar olan diğer içten itiraflara birkaç sayfa ekleyebileceğinden, benim denizle anlaşılmaz Tanrıların fanilere yolladığı diğer bütün büyük tutkular gibi esrarengiz şekilde başlayan, akıl almaz ve çok güçlü şekilde devam eden, düş kırıklığından sağ çıkan, çetin hayatın her bir gününde pusuda bekleyen inanç yitirmeye karşı koyan, aşkın hazzını ve kederini sonuna kadar yaşayan, başkalarının yenilgilerinden zevk alanlarla y
Axel Heyst, a dreamer and a restless drifter, believes he can avoid suffering by cutting himself off from others. Then he becomes involved in the operation of a coal company on a remote island in the Malay Archipelago, and when it fails he turns his back on humanity once more. But his life alters when he rescues a young English girl, Lena, from Zangiacomo's Ladies' Orchestra and the evil innkeeper Schomberg, taking her to his island retreat. The affair between Heyst and Lena begins with her release, but t
Tükendi
İçinde denizler çağlayan yazar Joseph Conrad'ın, Ukrayna'da doğan bir Leh olarak, İngiltere'de yaşarken gemilerde şekillenen muhayyilesinin eseri. Kongo'da binlerce filin katledildiğine, insanın köleleştiğine şahit oluşun ağıtı. Sömürgeciliğin kan kokusu. Ömrünü verdiği denizler kadar derin bir sorgu. Hırs ve açgözlülüğün insanı sürüklediği en leş yer. Karanlığın kalbine en edebi dokunuş.
Tükendi
Charles Gould'a babasından miras kalan San Tome'deki gümüş madeni, çevredeki tüm insanların ihtiraslı bir mücadele içine girmesine neden olur. Ülkenin politik gündemi, bireysel ilişkiler ve insanların hayatları bu gümüş madeniyle kaçınılmaz biçimde değişecektir. Joseph Conrad, hayali bir Güney Amerika ülkesinde geçen bu hikâyeyle bir toplumsal yapıyı ve siyasi ortama etki eden faktörleri ayrıntılarıyla ele alır. Conrad'ın bu ölümsüz eserini Türkçe okuyanlara Halikarnas Balıkçısı'nın özgün çevirisi bir şöl
Jim, a young British seaman, becomes first mate on the Patna, a ship full of pilgrims travelling to Mecca for the hajj. When the ship starts rapidly taking on water and disaster seems imminent, Jim joins his captain and other crew members in abandoning the ship and its passengers. A few days later, they are picked up by a British ship. However, the Patna and its passengers are later also saved, and the reprehensible actions of the crew are exposed. The other participants evade the judicial court of inquiry,
Tükendi
Küçük yaşlardan itibaren denize olan tutkusu Jim'i hem onu şanslı, hem de lanetli bir adam yapmıştı. İlk çıktığı görevde gemisi batmış ve gemideki sekiz yüz hacıyı ölüme terk ederek birkaç denizciyle birlikte bir filikaya atlayarak oradan kaçmışlardı. Ve bu Jim'in asla peşini bırakmamıştı. Bir hayalet gibi gittiği her yerde onu takip etmişti. Ta ki çok uzaklarda, bir balıkçı köyünde kendine yeni bir yaşam kurana dek. Yerlilerin çok sevdiği Jim'in adı artık Tuan Jim, yani Lord Jim olmuştu. İyi bir işi ve se
Joseph Conrad'ın denizci olduğu yıllarda Kongo'ya yaptığı bir yolculuktan esinlendiği Karanlığın Yüreği, yazarın en önemli yapıtı olmasının yanı sıra sömürgecilik konusunu derinlemesine irdeleyen bir çalışmadır. Roman, başkarakteri Marlow'un karşılaştığı üç farklı karanlığı; insan eli değmemiş Kongo'nun karanlığını, Avrupalıların yerlilere yaptığı zulmün karanlığını ve her insanın içinde gizli olan kötülük yapma arzusunun karanlığını ele alır. Francis Ford Coppola'nın Kıyamet adlı kült filmine esin kaynağ
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 52 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1