Derler ki bir zamanlar
Kalbi kır çiçekleri kadar narin
Yüzü ayçiçekleri kadar güzel
Bir Yusuf yaşarmış peygamber kelamıyla
Gömülmüş kör kuyulara acınmadan
Gömülmüş geceler süren ahıyla
İşte o günden sonra
En güzel kır çiçekleri,
Yusuf'a benzer
"Hüsn-ü Yusuf" diye anılırmış
İşte o günden sonra
Yusuf'u gören gece kuşları
Her gece sabahlara kadar
"Yusufçuk! Yusufçuk!" diye
O garip Yusuf'a ağlarmış
Dağların dorukları dumanlı olur
Geriye dönmez savaşçılar...
Fırtınayla sınamıştır ömürleri
Karla yıkanmıştır yüzleri...
Bu yüzden asla vedalaşmaz
Ve kılıçlarında taşırlar şiiri!.
Bu yüzden sevdaları mahzundur
Yürekleri kallavi!
Alınları ihanet vurgunudur,
Gözleri intihar mavi...
Fillerin ölümü muhteşemdir çocuk,
Çekilir ormanların derinliğine...
Nereye gittiğimi,
Neden bittiğimi sorma artık;
Gömülürüm belki kendi yüreğime...
Çok zamansız oldu gidişin. Çok acımasız...
Vedalaşırken gözlerinle, taşıdığın parlaklık, yolumuzu,
hayatlarımızı aydınlatıyor hâlâ. Sensizliğin yarattığı
karanlıkta rehberlik ediyor bize ışığın. Söylemek istediğin
çok şey vardı daha, sözcüklerin, dizelerin vardı aklının içinde, biliyoruz....
Daha filiz verecek çok tohum vardı ellerinde, biliyoruz...
Sen de bil
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.